Orhan Miroğlu Ekol TV’de: Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşma manifesto niteliğindeydi

Ekol TV’de ekranlara gelen ve Armağan Çağlayan’ın sunduğu Sorgusuz Sualsiz’in konuğu AK Parti 25. Ve 26. Dönem Milletvekili Orhan Miroğlu oldu. Tecrübeli siyasetçi Miroğlu, “Terörsüz Türkiye” süreci, Suriye’de yaşanan gelişmeleri ve siyaset gündemini değerlendirdi.
“TÜRKİYE’NİN İÇ BARIŞINI İNŞA ETMESİ GİBİ GÖRÜLÜYOR”
“Terörsüz Türkiye” sürecini yorumlayan Orhan Miroğlu, “Sözcükler seçiliyor. Çeşitli olumlu ve olumsuz tepkileri bir arada düşündüğümüz zaman galiba şunda karar kıldı Türkiye: Türkiye’nin iç barışını inşa etmesi gibi görülüyor. İnsanlar bunu söylemekte herhangi bir beis de görmüyorlar. Ama tabii ki çeşitli siyasi süreçler oldu. 2012’de başlayıp maalesef 2015’te kötü bir hafıza bırakarak biten süreç oldu. Bu bakımdan biraz daha ihtiyatlı. Çünkü bu döneme ait hafıza çok da istenen bir şekilde gelişmedi, oluşmadı. Mutsuz son ile bitti. Bu yüzden süreç kelimesi kullanılıyor ama herhâlde içinde bir zaman var” ifadelerini kullandı.
“KİMİMİZ İÇİN ÜLKEDE KÜRT BİLE YOKTU”
Sözlerini sürdüren Orhan Miroğlu, “Bu zamanın içinden geçiyoruz, bu zamanın önemli özelliği de devlet büyüklerimizin söylediği gibi Türkiye’nin iç cephesini, iç ittifakını bir şekilde tamamlamak ve şiddet ile teröre ilişkin bu meseleleri geride bırakmak. Dolayısıyla ne diyeceksek diyelim… Kürt meselesini de böyle tartıştık. Kimimiz için Kürt meselesi, kimimiz için Kürt sorunu, kimimiz için kalkınma, kimisi için Doğu-Güney Doğu meselesiydi. Kimimiz için ülkede Kürt bile yoktu, varsa bile kart kurt sesinden çıkmış bir şeydi.” diye konuştu.
“BU SORUN ORTA DOĞU’YA AİT”
Miroğlu, “Ama bu bir gerçeklik. İnsanların tümü de bu gerçekliği doğru algılamıyor. Herkes gerçekliği kendine göre biçimlendirmek istiyor. Buna da oryantalizm diyorlar. Bu mesele Orta Doğu’ya ait bir mesele, sadece Türkiye’ye ait değil. Kısmen İran, kısmen Irak ve Suriye… Ve bugün 2 buçuk milyon gibi çok kabarık bir nüfusla ifade edilen işin Avrupa kısmı yani diasporası var” dedi.
"KISA VADEDE KONUŞULACAK BİR MESELE DEĞİL"
Terör örgütü PKK’nın silah bırakma sürecinin nasıl olacağı hakkında değerlendirme yapan Orhan Miroğlu, “Siyaset kurumumun bu insanlara açılıp açılamayacağı kısa vadede konuşulacak bir mesele değil. Bu çağrının gereğinin yapılacağı bir kongre öncelikli hedef olmalı diye düşünüyorum. Zannediyorum Suriye’deki bu son anlaşmadan sonra örgütteki bu tedirginlik de (tamam bırakıyoruz ama biz ne yapacağız, kim bu silahları teslim alacak, biz ne olacağız sorusu) önemli oranda cevap buldu. İşin en rahatlatıcı kısımlarından başlanabilir” ifadelerini kullandı.
"SİLAHSIZLANMAYA MAHMUR'DAN BAŞLANABİLİR"
Miroğlu, “Kongre karar alacak: ‘Abdullah Öcalan’ın Öcalan’ın çağrısına uyuyoruz’ diye. Bir Mahmur gerçeği var. Mahmur’da 90’lı yıllarda devletin bir takım gruplarının yarattığı ortam nedeniyle, can güvenliği olmaması nedeniyle Şırnak başta olmak üzere birçok vatandaşlımız bölgeyi terk etti. Mahmur diye bir gerçek böyle oluştu. Mahmur Kampı şu an Birleşmiş Milletler denetiminde. Örgütün de ciddi bir ağırlığı var. Mahmur’dan başlanabilir. Ya da Avrupa’daki Kürt diasporasından, yakın zamanda bizim yasalarımızın öngördüğü cezai durumlardan muhatap olmayacak kesimlerden. Milletvekilleri var. Benim bildiğim kadarıyla milletvekilleri herhangi bir suça karışmadılar. DEP döneminin milletvekillerinden bahsediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
"KONUŞMASI MANİFESTO NİTELİĞİNDEYDİ"
Orhan Miroğlu, “Cumhurbaşkanımızın Devlet Bey o açıklamayı yaptıktan sonra ilk grup toplantısında yaptığı konuşma bir manifesto nideliğindeydi. Ben milletvekilliğim sona erdiği için her gruba gitmem. O gün kendi kendime dedim ki: ‘Bugün gidip Cumhurbaşkanımızı dinlemem lazım.’ Gittim: ‘Kürtlere barış elimizi uzatıyoruz. Selahaddin’in çocukları artık şiddet, terör ile uğraşamaz. Kimsenin oyununa gelmemiz lazım. Muazzam bir şeydi” sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürece desteğini vurguladı.
"TÜRKİYE TARTIŞMAK İSTEDİĞİNİ TARTIŞIYOR"
Miroğlu, “Ama gel gör ki Türkiye maalesef tartışmak istediğini tartışıyor, medyamızı da kastederek söylüyorum. Görmezden geliniyor. En büyük destek bence o konuşmada var. Sonra kongrelerimiz oldu. Mardin kongresinde ben de vardım. Diyarbakır’da da oldu. O konuşmanın benzerlerini yaptı Cumhurbaşkanımız. Burada siyasi güçlü bir destek olmazsa ben sayın Bahçeli’nin de bu çağrıyı kolay kolay yapabileceği kanaatinde değilim. Cumhur İttifakı için bile bu bir milattır. Hatasıyla sevabıyla… Fatura ne MHP’ye ne AK Parti’ye, Cumhur İttifakı’nın bileşenlerine olumlu olumsuz kesilir. Kimse kendini bunun içinden ayırt edemez” sözleriyle yorumunu sürdürdü.