Ekrem İmamoğlu Ekol TV'de: Adaylık kimsenin tapulu mülkü değil

Ekol TV’de ekranlara gelen ve Candaş Tolga Işık’ın sunduğu Az Önce Konuştum’un konuğu CHP’nin Cumhurbaşkanlığı ön seçimi için tek adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu oldu. Işık’ın sorularını yanıtlayan İmamoğlu gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
VEDAT MİLOR'A AÇILAN SORUŞTURMA
Ekrem İmamoğlu, “Biz Vedat Milor ile yeme içme programı yapıyoruz. Yörelerin en güzel şeyleri neyse onları konuşuyoruz” diyen Candaş Tolga Işık’a; “Yarın bir soruşturma yiyebilirsin buradan bir ilişki kurabilirler. Bak sana söyleyeyim” ifadeleriyle yanıt verdi.
"BURASI BİR TİCARETHANE DEĞİL"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Vedat Milor ile konuşmadım. Konuşsam ceza katmerli olarak büyür diye endişe ediyorum. Dostlarımız ile irtibatı oldu. Sayın Vedat Milor ile tanışmam. Oraya geldiğinden yayınlandıktan sonra haberim oldu. Kendisini aradım, ‘Çok teşekkür ederim, sosyal projemize katkı sundunuz’ diyerek. Çok üzücü. Burası bir ticarethane değil" dedi.
"BU ZAVALLILIK TEPEDEN TIRNAĞA YAYILDI"
İmamoğlu, "Belki de bugün Türkiye’de en fazla bilinen sosyal hizmet biçimine dönüştü Kent Lokantası meselesi. Bu bir mecburiyet. İhtiyaçtan doğan bir şey. Orada insanlara onuruyla bir hizmetten faydalanma fırsatı tanıyor yerel idare. Oradaki insanlar mutlu. Torununun, çocuğunun bile cebine para koyamayan emekli 40 lira ile dışarıda 250 liraya yiyemeyeceği bir yemeği yiyor. Siz kalkıyorsunuz buradan hınç alıyorsunuz. Bunu rakip olarak karşınıza koyuyor ve öfkeyle müdahale etme gayretinde oluyorsunuz. Bu zavallılık tepeden tırnağa yayılmış durumda" diye konuştu.
"VEDAT MİLOR'U YILLARDIR İZLERİM"
Sözlerini sürdüren İmamoğlu, "Vedat Milor’un programlarının hayranıyım. Onun için doğmuş. Yıllardır izlerim. Tek bağı televizyonda izlediğim bir insan. Böyle günlerde bu hizmeti vermenin kıymetini anlatıyor. Sanatçısından yazarına birçok insan bundan bahsetti. Yazıklar olsun. Başka bir şey demiyorum” ifadeleriyle Kent Lokantaları’nı ziyaret ederek video yayınlayan Vedat Milor’a açılan örtülü reklam soruşturmasını eleştirdi.
CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI SÜRECİ
İmamoğlu’nun CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı için ön seçim sürecini başlatması hakkında değerlendirmeleri şöyle oldu:
"CHP DEMOKRASİ DEVRİMİ YAPIYOR"
Bu dönemde CHP bir karar veriyor. CHP, Türkiye Cumhuriyeti tarihine geçecek bir demokrasi devrimi yapıyor. Ve diyor ki: ‘Ben adayımı erken belirleyeceğim. Belirlerken de ön seçim ile yapacağım.’
"BU BAKIŞLA KAYBETTİK SEÇİMLERİ"
YSK’nın normal takvimine bakarsanız 50 küsür gün önce belli oluyor. En fazla 2 ay. ‘Ben mecbur muyum YSK’nın kararını beklemeye’ diyor partimiz. Dönelim 2018 genel seçimlerine. 40 küsür gün kala Muharrem İnce’nin adaylığı ilan edildi. Ne anlatacaksınız 40 küsür günde? O günün farklı modeli önümüze kondu. Neredeyse her parti genel başkanını aday çıkarttı, CHP hariç. Bu bakışla kaybettik seçimleri.
"BİRÇOK EKSİĞİMİZ VARDI"
2023 seçimlerinde farklı bir yöntem geliştirdi muhalefet. 6 parti bir araya geldi, ittifak kuruldu. Bir sürü tartışma yaşandı. Birçok eksiğimiz, sıkıntımız vardı. 6 parti aday olarak Genel Başkanımızı gösterdi. 50 küsür gün kalaydı yanlış hatırlamıyorsam. İkinci tura giderken Zafer Partisi’nin katılımıyla 7 parti olduk. Yine seçimi kaybettik.
"KURALLARI İKTİDAR BELİRLİYOR"
Kuralları iktidar belirliyor. 2017 Anayasası diye bir Cumhurbaşkanlığı sistemini önümüze oturttu. Orada çok farklı dinamiklerle ittifak yapma biçimleri formülize edildi. Bu formülize edilen mekanizma yapan tarafından bilinen ama onu izleyen tarafından anlaşılana kadar seçimi kazanan bir süreç yaşıyor iktidar. Biz kaybeden oluyoruz iki seçimdir.
"TÜRKİYE'NİN MESELELERİ HİÇ OLMADIĞI KADAR AĞIR"
Ekrem İmamoğlu, “Türkiye’nin meseleleri hiç olmadığı kadar ağır. Her biri birbirinden önemli. NATO, ABD ilişkileri, Suriye, Kıbrıs… Bütün meseleler çalışılacak. Memleketin huzuruna kadrolar oturtulacak. 6 partinin lideri ile kurulan mekanizmaların birçok sıkıntısı yaşandı. Bugünün sürecinde başka bir dönem başlatıyor CHP. Ön seçim diyor, erken aday belirleyeceğim, adayımız dersine çalışacak” dedi.
EKREM İMAMOĞLU'NDAN MANSUR YAVAŞ AÇIKLAMASI
Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı adaylığına dair adım atacağı iddiaları hakkında konuşan Ekrem İmamoğlu şu yanıtı verdi:
MANSUR YAVAŞ TOPLANTIDA NELER SÖYLEDİ?
Biz yaptığımız toplantının detaylarını paylaştık. Birkaç kez söyledim. Saygı duyduğum bir çerçeveden Sayın Mansur Yavaş’ın kıymetli başkanımızın, değerli ağabeyimizin ifade ettiği biçimiyle aynen söyledim: ‘Ben erken buluyorum Cumhurbaşkanı adaylığı tespitini, ön seçime karşı değilim ama bugün yapılmamalı. Böyle bir sürece de talip değilim. Ama elbette ki CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı hepimizin adayıdır. Ben partimin bu yolculuğuna ve adayına asla zarar verecek bir şey yapmam.’
"ADAYLIK KİMSENİN TAPULU MÜLKÜ DEĞİL"
Kendi görüşü. Bu kavramlar bizim için net olan, geçerli olan bir mesele. Bir başka husus var. Şu konuşuldu aslında: Mansur Yavaş başkanımız bu süreçte adaya bir şey olursa, aday başarısız olursa, aday eksik kalırsa diyerek bu kaygısını dile getirdiğinde çok net dile getirdiğim şekli de söyleyeyim… Adaylık kimsenin tapulu mülkü değil ki… Haşa Allah’ın emri de değil. Resmi olarak YSK’ya teslim edene kadar adayı değiştirebilirsiniz. Başına bir şey gelebilir, hasta olabilir, Allah geçinden versin her şey olabilir. Dolayısıyla o gün geldiğinde partimiz oturur en doğru kararı verir. Bu cümlenin üzerine kendileri de ‘Partimizin adayı, partimizin kararı bizim için asla ve asla tartışılacak bir şey değildir’ dedi. Bu görüşünü tekrar etmesinin mahsuru vardır yoktur, o kendi takdiri. Ona bir şey diyemem.
"İKTİDARIN OYUNUNU BOZDUK"
Bugün partimiz bir karar almıştır. CHP TBMM grubu bu kararı çok büyük çoğunluğuyla kararı imza altına almıştır. 1 milyon 750 bin üyemiz oy kullanacak. Bu esnada da Ekrem İmamoğlu’na saldırılar artıyor. Artacak tabi. Oyununu bozduk iktidarın. Partilimiz bu sebeple de sandığa gelip oy verecek, partisinin adayına da destek olacak. Çünkü her oy partisinin adayını güçlendirecek her eksik oy da Cumhurbaşkanı’nın sürecini güçlendirecek. Bunun farkında olan CHP’liler mutlaka 23 Mart’ı bir demokrasi şöleni gibi geçirecek.
"HİÇBİR CÜMLESİ BENİ İNCİTMİYOR"
Sayın Mansur Yavaş'ın hiçbir cümlesi ben incitmiyor. Yüz yüze konuştuğumuz ve ortak karar aldığımız üçlü masa beni ilgilendiriyor. İyi bir dostluğumuz var. Günün sonunda en doğru kararı yine hep birlikte alacağımızı, en kriz anında bile birlikte olacağımızı, yol arkadaşı olduğumuzu, dava arkadaşı olduğumuzu ben asla defterimden kaldırmıyorum.
DİPLOMA SORUŞTURMASI
1990 yılında Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişinin usulsüz olduğu iddialarını ve açılan soruşturmayı şu sözlerle değerlendirdi:
"TAKAYLA GİTTİM"
Savcı bana, ‘Trabzon’dan Kıbrıs’a neyle gittiniz?’ dedi. Soruya bakar mısın? Takayla gittim demek gerekiyordu.
"KOŞULLARI SAĞLADIĞIM BELGELİ"
Kıbrıs’ta okudum. 17 yaşındaki çocuk oraya gidiyor başvuruyor. 19 yaşında 600 senelik İstanbul Üniversitesi’nin ilanını görüyor. ‘Şu koşulları sağlarsan seni okuluma alacağım.’ Biz de gidiyoruz, başvuru yapıyoruz. Koşulları sağladığımız belgeli bilgili. Birilerinin diploması yok. Bende transkript var. Okul ders notlarım var. Belgelerim, fotoğraflarım var.
"OKUL ARKADAŞLARIMIZI ÇAĞIRSAM EKOL TV ÖNÜNDE MİTİNG YAPARDIK"
Okul arkadaşlarımı çağırsam, Ekol TV’nin önüne gelin deseydim bu sabah burada miting yapardım. Millet benim diplomamla uğraşıyor. Niye? Buradan bir baraj kurabilir miyiz, buradan bir duvar örebilir miyiz, bariyer kurabilir miyiz diye. Bütün belgelerimizi avukat arkadaşlarımız çalıştılar ve sundular.
"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK"
O YÖK tarafından yazılan raporda imzası olanların hepsiyle ilgili suç duyurusunda bulunduk. Çünkü yalan konuşuyorlar. 1991’de mezun olmuş bir insana 1993 yılında bunun anlamı nedir biliyor musunuz? O insanın geçtiğimiz 4 yıl içinde, 1986’dan 1987’den beri okuduğu okulun derslerini, her şeyini kabul ediyorsun ve denklik veriyorsun ona. Diplomaya değil sadece geçmişine denklik veriyorsun.
“ÇÖZÜME DE BARIŞA DA TARAFIZ”
Terörsüz Türkiye süreci hakkında konuşan Ekrem İmamoğlu, “Bu şeffaflığın, hukuki kısımlarının milletten, Meclis’ten uzak tutularak kurulacak her temelin sıkıntılı olacağını ifade etmek isterim. Buna karşıyız. Ama çözüme de barışa da terörün bitirilmesine de kesinlikle tarafız” dedi.
“GÖRÜŞME ARZUMU DEVLET BAHÇELİ’YE İLETTİM”
İmamoğlu, “Ben Sayın Devlet Bahçeli’ye geçmiş olsun dileklerimi buradan da ileteyim. 2 kez kendilerine doğru bir noktadan geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Müsait olurlarsa da görüşme arzumu ilettim. Ama henüz görüşemedik” sözleriyle MHP lideri Devlet Bahçeli’den randevu istediğini aktardı.
“MECLİS’TE GENEL GÖRÜŞME YAPILMALI”
Değerlendirmesini sürdüren İmamoğlu, “TBMM milletin temsil edildiği yerdir. Ve millet adına en güçlü olması gereken kuruldur. Milletin seçtiği insanlar. 600 tane vekilimiz var. Bu vekillerin olduğu yerde mutlaka Meclis’te bir genel görüşme yapılmalı. Hatta komisyonlar kurulmalı. Bu komisyonlar siyasi partilerle müzakerelerle bu süreci Meclis bünyesinde en güçlü hale taşıyabilmeli. Özellikle kapsayıcılık çok önemli bir kavram” ifadelerini kullandı.
Ekrem İmamoğlu'nun Terörsüz Türkiye süreci hakkında açıklamalarının devamı şöyle oldu:
“BEN BU ÜLKEDE HER MAKAMIN HAYALİNİ KURUYORUM”
Osmanlı Dönemi’nde de önemli mevkilerde görev almış Kürtler var. Türkiye Cumhuriyeti döneminde ise Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakan, milletvekilleri var. Bir Kürt yol arkadaşım bana dedi ki: ‘Ben bu ülkede bulunan bir Kürt olarak bu ülkede Cumhurbaşkanlığı hayali kuruyorum. Başka ülkelerdeki Kürtlere bizi kimse benzetmesin. Ben bu ülkede her makamın hayalini kuruyorum’
“DEVLET BAHÇELİ’NİN BAŞLATTIĞI SÜRECİ ÖNEMSİYORUM”
O kadar hoşuma gitti ki… Ama eksiklerimiz var. Dolayısıyla bu memleketin gelecekte de böyle bir sorunu yaşamayacağı modeli hep beraber inşa edebilmeliyiz. Onun için Devlet Bahçeli’nin başlattığı bu süreci önemsiyorum. Özenle takip ediyorum.
“İKTİDARIN DERDİ SANDIK MI?”
Ama iktidarın, hükümetin suskunluğunu, süreci izlemesini… Allah Allah diyorum… Acaba derdi sandık mı, seçim mi, başka bir şey mi?
“BENİM DERDİM BU ÜLKENİN KARDEŞLİĞİ”
Ama benim derdim bu ülkenin kardeşliği. Siyaseti, partileri aşan bir yerde bu meseleyi görüp çözüm bulmak. Bu, bu memleketin refahı, huzuru, ekonomisinin iyi olması demek. Tek şey: Vatanın bölünmez bütünlüğü, ay yıldızlı bayrağımızın altında mutlu, huzur içerisinde, herkesin etnik kökeninin en üst seviyede saygınlığının kazandırıldığı, her türlü hak ve hukukunun, özgürlüklerinin korunduğu bir Türkiye Cumhuriyeti devleti.
“SİYASET BU MU?”
Ekrem İmamoğlu, gizliliği olan bir soruşturma kapsamında yakın çevresinin mal varlıklarının dondurulmasını; “Bana yakın olan ama belediyeye iş yapan ama yapmayan kişiler var. Ayıp ya!... Uydurma gerekçe. 3 nesildir ticarethanesi var bu insanların, itibarlı insanlar var. İşlerini yapmış. Kredisi yüksek. 600-700 tane eleman çalıştıranlar var arasında. Ayıp değil mi? Bu mu yani siyaset? Nedir: ‘Ekrem İmamoğlu bana rakip olmasın.’ Bunu sofradaki 8 yaşındaki çocuk bana söylüyor: ‘Sen rakip olma diye mi bunları sana yapıyor?’ Hem kendine hem makamına hem emeğine yazık etmiyor musun?” sözleriyle eleştirdi.
‘ŞAİBELİ KURULTAY’ İDDİALARI
CHP’nin kurultayındaki şaibe iddiaları ve eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını değerlendiren Ekrem İmamoğlu’nun açıklamaları şöyle oldu:
“KELİME OYUNU İÇİNE ASLA GİRMEM”
Sayın Kılıçdaroğlu'nun şaibe iddiası diye bir somut ifadesinin olduğunu ben duymadım. Yanlış hatırlamıyorsam: ‘İddialar var, bu iddialara cevap verilmeli’ gibi imalı bir ifadede bulundu. Bu cümleler üzerinden ben bir kelime oyunu içine asla girmem. Sonuçta eski Genel Başkanımızdır. Ona saygılarım ve iyi duygularım var. Bu manada partimin hiçbir ferdini ekranda ya da kamuoyuna açık alanda bugüne kadar tartışmadığım gibi eski Genel Başkanımı da hiç tartışmam.
“KURULTAY PIRLANTA GİBİ TERTEMİZDİR”
Kurultay pırlanta gibi tertemizdir. İlk kurultayım 2010, Sayın Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan seçildiği kurultay. O kurultaydan bugüne yaşanan bütün kurutlayları biliyorum. Tertemiz, nizami. Yine Sayın Kılıçdaroğlu’nun tavsiyesi ile o kurultayın divan başkanı oldum. 29 Mayıs’ta da değişim olmalı diyen ilk kişiyim. Bu süreci domine eden kişiyim. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel ile bir araya geldik, kol kola olduk. Genel Başkan adayımız oldu. Değişim sürecini başlattık. Karşılık verdi. Yerel seçimde birinci parti olduk 50 yıl sonra. İddialı bir şekilde genel seçimi kazanmaya doğru gidiyoruz.
“MAHKEMELER MUHATAP ALMADI”
Bu kavramlar altında o kadar doğru adım atmışız ki, öyle bir yarışmacı ortamda herkes bizi alkışladı. Üstünden geçmiş bir buçuk sene, yok efendim şaibeli diyenler, dava açanlar… Hiçbirini muhatap almam, mahkemeler de muhatap almadı zaten.
SORUŞTURMALAR VE SİYASİ YASAK TARTIŞMALARI
Ekrem İmamoğlu hakkında açıklanan soruşturmaları, siyasi yasak olasılığını ve yaşanan sürecin kendisinin CHP tarafından aday gösterilme sürecini hızlandırdığı yönünde değerlendirmeleri ise şu sözlerle yanıtladı:
"TİR TİR TİTREYEN BİR ADAM DEĞİLİM"
Saldırıların olduğu bir ortam yaşanıyor ama bu yeni değil ki. Ben 6 senedir bin 200 soruşturma, teftiş ve denetim geçirmiş bir belediye başkanıyım. Tarihte böyle bir şey yok. Ben 30-40 tane teftiş geçiren, tir tir titreyen bir adam değilim. Hangi günümüz boş geçti. Elimizdeki bütün imkanlara el konuldu. Her gün bizimle demeç veren, işlerimizi engelleyen, işlerimize onay vermeyen, ha bire müfettiş yollayan, ha bire bir suçlama peşinde koşan bir süreç yaşadım ben. 2 tane olaydan tir tir titreyecek bir adam değilim ben. Ne oldu bugüne geldik? Biz oyun kuruyoruz, zorlarına gitti. Bilmedikleri yerden konuşuyoruz. Nasıl oyun kuruyoruz? Ön seçimle aday belirliyoruz. Erken belirliyoruz. Katmerli korktular.