Küba Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Rus donanmasına ait 3 gemi ve 1 denizaltının 12-17 Haziran tarihleri arasında başkent Havana’daki limana geleceği açıkladı.

Havana ile Moskova arasındaki tarihi dostluğa işaret edilen açıklamada, "Gemiler nükleer silah taşıyıcısı değil, bu nedenle ülkemizde durmaları bölgemiz için tehdit oluşturmuyor. Dostuk ve işbirliği içinde olduğumuz ülkelerin bu tarz ziyaretleri tarihi bir durumdur” ifadesinde bulunuldu.

Öte yandan bakanlık, Rus denizcilerin Küba'da tarihi ve kültürel yerleri de ziyaret edeceği bilgisini de paylaştı.

Küba basınında çıkan haberlerde, Rus donanma birliğini oluşturan gemilerin Gorshkov fırkateyni, filo tankeri Pashin, kurtarma römorkörü Nikolai Chiker ve nükleer enerjiyle çalışan denizaltı Kazan olduğu belirtildi.

ABD henüz bu konuya dair bir açıklamada bulunmadı.


KÜBA FÜZE KRİZİ

Küba Füze Krizi ya da Ekim Füzeleri Bunalımı, ABD’nin Türkiye’ye, SSCB’nin de Küba’ya nükleer başlıklı füze yerleştirmesi ile başlayan süreçtir. Bu bunalım Ekim 1962’de dönemin iki süper gücünü ilk kez direkt olarak karşı karşıya getiren ve dünyayı nükleer savaş tehditi altında bırakan bunalımdır. Bu iki süper güç birbirlerinin sınırlarına nükleer başlıklı füze yerleştirerek aleni bir şekilde birbirlerini tehdit etmişlerdir. 

Bu sürecin temelinde ABD'nin Küba'da devrim sonrası gelmiş Fidel Castro hükumetini devirme amacı yatmaktadır. Dünyanın iki süpergücü olan Sovyetler Birliği ve Amerika ilk kez bu bunalım sürecinde direkt olarak karşı karşıya gelmiştir. Bu ise olası bir diğer Dünya Savaşı'nın temeli demektir. Soğuk savaş döneminin doruğa ulaştığı Ekim Füzeleri Bunalımı'nda SSCB, ABD'nin Domuzlar Körfezi Harekatı'ndaki başarısızlığından faydalanarak Küba'ya maddi ve manevi destek vermiştir. SSCB, ihtiyaç duymasa da maddi destek vermek için Küba’nın şeker ihracatının büyük bir kısmını kendisi almış ve Küba’ya olası bir Amerikan müdahalesine karşı güvence vermiştir.

NATO Konseyi toplantısında ABD Küba’yı işgal hareketine girişirse Türkiye’nin Sovyet işgaline uğrayabileceği ve NATO’nun savaşa sürüklenebileceği konusu masaya yatırılmıştır. NATO, Konseyi’ndeki bazı delegeler ABD’den Küba’yı işgal etmeme garantisi istemiş, ABD delegesi ise bu güvenceyi vermekten kaçınmıştır.

28 Ekim 1961'de bu son mektup ile bunalım bitmiş, NATO rahatlamış ve füzeler geri çekilmiştir. Soğuk savaşın zirveye ulaştığı bu olaydan sonra ise yumuşama dönemine geçilmiştir.