AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin önemli mesajlar verdi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;


İsrail bayramda da kan dökmeye devam etti. İsrail barbarlığının kurbanı olanları anıyorum. İsrail'in şımarıklığına verilecek en etkili cevabın Filistin devletinin tanınması olduğunu vurguladık. Norveç, İrlanda ve Slovenya ile birlikte sergilediği tavrın Avrupa'nın tamamına örnek olmasını temenni ediyoruz. Paşinyan'ın liderliğinde Ermenistan'ın da Filistin Devleti'ni tanıma kararından memnuniyet duyuyoruz.


SAVAŞ PLANI BÜYÜK FELAKETE YOL AÇAR


Batılı güçlerin kameralar önünde farklı konuşsalar da perde arkasında İsrail'in sırtını sıvazladıklarını görüyoruz. Lafa gelince özgürlükten, insan hakları ve adaletten dem vuran devletlerin Netanyahu gibi bir ruh hastasının esiri olmaları son derece vahimdir, zavallılıktır.


Netanyahu'nun Batı'nın da rızası savaşı bölgeye yayma planları büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı planlara karşı Batı'dan önce İslam alemi ve Orta Doğu'daki kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekir. Fakat İslam dünyasının üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket ettiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Buna fırsat vermememiz lazım. Türkiye kardeş Lübnan halkının ve devletinin yanındadır.


ÇAPSIZLARA KULAK ASMAYACAĞIZ


İstanbul, Antalya ve diğer pek çok uluslararası havalimanımız, bayram tatili boyunca yolcu ve uçak seferi itibarıyla yeni rekorlar kırdı. Aynı başarı Yavuz Sultan Selim, Orhangazi Köprüsü gibi diğer projelerimiz için de geçerlidir. Uzakları yakınlaştırmak, sevenleri buluşturmak, vatandaşlarımıza güvenli, huzurlu ve konforlu seyahat imkanı sunmak amacıyla hizmete verdiğimiz ulaştırma yatırımlarımızın karşılığını katbekat fazlasıyla aldık, alıyoruz. Bundan sonra da 'Millet yol mu yiyecek' diyerek yatırım düşmanlığı yapan çapsızlara kulak asmayacağız. Ülkemizin dört bir köşesini demir ağlarla, yollarla, otobanlarla, viyadük, köprü, tünel, alt geçit ve üst geçitlerle örmeye devam edeceğiz.


ANIZ YANGININDA YARALAR SARILACAK


Diyarbakır Çınar ve Mardin Mazıdağı'nda çıkan anız yangını milletçe hepimizin yüreğini yakmıştır. Rüzgarın da etkisiyle kısa sürede geniş bir bölgeye yayılan yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, yaralı kardeşlerimize acil şifalar temenni ediyorum. Mardinli ve Diyarbakırlı kardeşlerimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Devletimizin ilgili tüm kurumları ilk andan itibaren yangını söndürmek için seferber olmuş, yangına müdahale noktasında gereken neyse yapılmıştır.


Yangına müdahale öncelikle Büyükşehir Belediyelerinin sorumluluğunda olmasına ve bunlar görevlerini yapmamalarına rağmen bakanlığımız ve il valilerimiz olaya süratle vaziyet etmişlerdir. Yaraların sarılması, oluşan zararın telafi edilmesiyle ilgili gerekli süreçler devam etmektedir. Acil yardım ödeneğiyle devletimiz maddi destek sağlamaya başlamıştır.


KİMİN VEKİLİ OLDUĞU ORTAYA ÇIKIYOR


Mardin'deki taziye evinde DEM Partili provokatörlerin sergilediği kepazelik ise bunların milletin değerlerinden nasıl yoksun olduğunu göstermiştir. Mardin Valimizin ve yangında yakınlarını yitiren ev sahiplerinin basiretli ve soğukkanlı tavrı çok çirkin bir provokasyonun önüne geçmiştir. Bunların aslında kimin vekili olduğu sadece başımıza gelen felaketlerde değil aynı zamanda milletçe birleştiğimiz spor müsabakalarında da ortaya çıkıyor.


85 milyonun kenetlendiği Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Portekiz maçı sonrasında bu zihniyete mensup kansızların milletin sinir uçlarıyla oynama girişimleri asla masum değildir.


İKTİDAR İLE MUHALEFET ARASINDA İTTİFAK OLMAZ


AK Parti Türkiye'de kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı siyasetin her zaman hedefi ve mağduru olmuştur. Darbe senaryolarını bize karşı yazdılar. 27 Nisan'da muhtırayı bize vermek istediler. Cumhuriyet mitinglerinde bizi hedef yaptılar. Gezi vandalizminin hedefi yine bizdik. 17/25 Aralık'ta bize yargı darbesi yapmak istediler. 15 Temmuz'da doğrudan bizi hedef aldılar. Bölücü terörün de FETÖ'nün de hedefinde daima biz olduk. Son 22 yılda bunlar gibi nice ihanet, nice darbe ve vesayet girişimi yaşadık. Tüm bu saldırılarda ana muhalefet partisi bırakın bizim yanımızda durmayı, hukukun, demokrasinin hatta siyasetin yanında bile yer almadı.


Bizim siyasette yumuşama, muhataplarımızın ifadesiyle normalleşme çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir, hançerleri kınına koyacak olan muhalefettir, dilini, söylemini, siyaset tarzını düzeltecek olan muhalefettir. Yani normalleşmesi gereken muhalefettir. Bizim son 1 yılda üst üste yaşanan 3 seçim sebebiyle artan siyasi tansiyonu düşürmemiz için attığımız adımları kimse yanlış anlamasın. İktidar partisiyle ana muhalefet partisi arasında siyasi ittifak olmaz.


Tüm samimiyetimize ve iyi niyetimize rağmen muhalefetin çabalarımıza nasıl karşılık verdiğini bütün milletimiz görüyor. Biz ülkemizin, milletimizin çıkarları için yapıcı davranmaya çalışırken, CHP Genel Başkanı'nın nezaket üslubunu da aşarak siyaseti nasıl gerilime sürüklemeye çalıştığını bütün milletimiz yakından izliyor. İadei ziyaretimizin üzerinden daha 2 gün bile geçmeden yapılan ve daha sonra dozu sürekli artırılan çiğlikleri herkes takip ediyor. Karşımızdakilerin ciddi bir hazım problemi yaşadıkları anlaşılıyor.


MHP İLE OMUZ OMUZA YÜRÜYORUZ


15 Temmuz darbe girişimine karşı şehitlerimizin fedakarlıkları üzerinde yükselen Cumhur İttifakı Türkiye'nin bekasının teminatı olmuştur. Son 8 yıldır ülkeye hizmet mücadelesini aynı hissiyatı taşıdığımız, ülkemiz ve milletimiz adına aynı duyguları paylaştığımız, yol arkadaşımız, ittifak ortağımız Milliyetçi Harekat Partisi'yle omuz omuza yürüyoruz. Cumhur İttifakı her ne kadar farklı siyasi partilerin bir araya gelmesinden teşekkül etmiş olsa bile Türkiye adına, milletimiz adına birdir, tek yürektir, tek ruh, tek vücuttur.


Cumhur İttifakı'nın herhangi bir üyesine yapılan saldırı doğrudan doğruya Cumhur İttifakı'nın birliğine, bütünlüğüne yapılmıştır. Biz bu saldırılara eyvallah demeyiz. Bu saldırılara müsamaha göstermeyiz, geçit vermeyiz. Oynanan oyunun da farkındayız. İtibar suikastlarıyla, haysiyet cellatlarıyla, bitleri kanlanan FETÖ'nün tetikçi kalemleriyle nereye varılmak istediğini çok iyi biliyoruz.


CUMHUR İTTİFAKI SAPASAĞLAM AYAKTADIR


Gerek Sayın Devlet Bahçeli, gerekse şahsım yapılan saldırıları, fitne çabalarını o saldırıların arkasındaki aklı maksadı ve karanlık odaları gayet net biçimde görüyoruz. Bunların meselesi Milliyetçi Harekat Partisi'nden ziyade Türkiye'nin güvencesi olan Cumhur İttifakı'dır. Allah'ın izniyle bu tuzağa düşmeyeceğiz. 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı sapasağlam ayaktadır. Birdir, bütündür ve ülkemizin, milletimizin selameti adına sarsılmadan ayakta kalacaktır.


ENFLASYONUN ATEŞİ DÜŞECEK


Önümüzdeki hafta başında 1-2 Temmuz tarihlerinde bu sefer Belediye Başkanlarımızla bir araya geleceğiz. Bu toplantımızı da icra ettikten sonra artık tam kapasite ülkemize, milletimize ve şehirlerimize hizmet etmeye odaklanacağız. Hayat pahalılığı ve enflasyon kaynaklı sorunların toplumda bilhassa sabit ücretle çalışanlarda oluşturduğu yükün farkındayız. Bu sorunu ülkeye ve millete hiçbir faydası olmayan, hatta zararı dokunan popülist politikalarla değil kalıcı refah artışını sağlayarak çözeceğiz. Önümüzdeki aylardan itibaren enflasyonun ateşinin düştüğünü hep birlikte göreceğiz. Şimdi artık parlamentonun kapanışıyla birlikte bu yaz mevsimini çok yoğun bir çalışmayla sürdüreceğiz. Durmak yok, yola devam.