Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 1. Dönem Hakim ve Savcı Yardımcıları Eğitimi Açılış Töreni'nde önemli açıklamalarda bulundu. 

HAKİM VE SAVCILARIMIZ İÇİN HİÇBİR YARDIMDAN KAÇMADIK

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

Adalet teşkilatımızın kıymetli mensupları değerli misafirler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. 1. Dönem Hakim ve Savcı Yardımcıları Eğitimi Açılış Töreni vesilesiyle burada bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Adalet akademimizi yeniledik, imkanlarını genişlettik. Hakim ve savcılarımıın görevlerini layıkıyla yapmaları için hiçbir yardımdan kaçınmadık. Bugün ülkemizde hukuk öğrenimi görmüş önemli sayıda insan, hukuk eğitimi veren önemli kurum ve fakültelerimiz var. Hukuk eğitimi görmüş personel sayılarında kayda değer bir artış sağladık. Hiç şüphesiz sayısal büyüme ile birlikte niceliğin nitelikle desteklenmesi önemlidir. 

ADAYLIKTA SÜRE İKİ YIL İKEN YARDIMCILIKTA SÜREYİ 3 YILA ÇIKARDIK 

Hukukun belli ölçüde kurumsallaşmış, artık gelenekselleşmiş bir eğitimden, bu eğitimin metodolojisinden söz edebiliriz. Hukuk fakülteleri ideal ve mevzu hukuku öğretir. Değerler ile bilgi arasında bağ kurmayı sağlayan tecrübedir. Hz. Mevlena der ki "Gençlerin aynada göremediğini yaşlılar bir tuğla parçasında okurlar" Tecrübe ve bilgelik insanı malumat yığını arasında yolunu kaybetme vasfını hala koruyor. Biz bu dengeyi tutturmaya bilgi ve tecrübeyi harmanlamaya çalışıyoruz. Adaylıkta süre iki yıl iken yardımcılıkta süreyi 3 yıla çıkardık. Akademideki eğitimi 7 aydan 10 aya çıkardık. Yardımcıların sınav ve değerlendirme süreçlerini yoğunlaştırdık.  Usta çırak ilişkisi içerisinde 3 yıllık yoğun, teorik ve pratik yönü güçlü dolu dolu bir eğitimden geçecekler. Türk hukukunun başucu kitaplardan Mecelle'de hakimin tanımı şöyle yapılmaktadır: Hakim fehim, müstakım, emin ve metindir. Günümüz Türkçesiyle hakimin feraset sahibi, güvenilir, saygın, metin bir karaktere sahip olması beklenir. Bu değer ve meziyetler eğitim ve tecrübeyle kazanılır.  Geçen hafta eğitimlerine başlayan hakim ve savcı yardımcılarını tebrik ediyorum.

BAĞIMSIZ VE ADİL BİR YARGI İÇİN BÜYÜK EMEK VERDİK

Toplum halinde bir arada yaşamanın şartlarından biri birlikteliğin hukukunu gözetmektir. İnsanın olduğu her yerde çatışma ve çelişkiler kaçınılmazdır. Arzu edilmese dahi suç işlenir. Hukuk devleti bu çatışmalara kesin cevaplar vermeye yarar. İyi tesis edilmiş, nesnel, bağımsız, tarafsız işleyen bir yargı ekonominin de güvencesidir. Çıktığımız siyaset yolculuğunda, bağımsız ve adil bir yargı için büyük emek verdik. Hükümet konaklarının bir katına sıkışmış adliyeler vardı, artık bu tarih oldu. Yeni mahkemeler kurararak milletimizin adalete erişimini kolaylaştırdık. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir adalet için çetin mücadeleler verdik. Başından beri insan dedik. 

TÜRK DEMOKRASİSİNDE ÇOK DERİN YARALAR AÇILDI

Hak ve adalet sancağını yere düşürmeden taşımak, mücadele etmeyi, kendini yenilemeyi gerektirir. Bakınız geçmişte yargı araçsallaştırılarak bu millete çok büyük acılar yaşatıldı. 1960'tan beri bu ülkede yargı sivil siyaset vesayetin bir vasıtası olarak kullanıldı. Adalet katledildi. Yassıada mahkemelerinin, 12 Eylül mahkemelerinin verdiği utanç kararları yıllarca adliyemizin peşini bırakmadı.  Vesayetçilerin milleti hizaya sokmak için bir sopaya dönüşen yargı, Türk demokrasisinde çok derin yaralar açtı. Önce 17-25 Aralık, ardından 15 Temmuz hain darbe girişimcilerini çok iyi hatırlıyoruz. Bu ülkeye verilen zararların faturasını hala ödüyoruz. Ülkemizi böyle sınavlarla bırakmamakta kararlıyız. Devletimizi FETÖ artıklarından ne kadar temizlemiş olursak olalım mücadeleyi sürdüreceğiz. 

SUÇ İŞLEYENLERİN YERİ HAPİSHANELERDİR

Milletin bilgi ve tanıklığına giren bir haksızılığın giderilmesinde, geniş toplumun merakını doğal karşılamayız. Davalarda toplumsal hassasiyetin gözetilmesi tabidir. Sosyal barış ve huzurun inşasına katkı sunamazlar. Toplumda cezasızlık algısına hizmet eden bazı kötü örneklerle maalesef karşılaşabiliyoruz. Yürütme  ve yasama olarak üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Suç işleyenin, milletin malına, canına kastedenleri yeri hapishanelerdir.

(NARİN CİNAYETİ) SOĞUKKANLI OLMALI ADALETİN TECELLİSİNE DESTEK VERMELİYİZ

Hiçbir ahlaki sınırın olmadığı sosyal medya araçları büyük bir tehlike halini almaya başladı. Sanal alemde infaz mangaları her gün hedef tahtasına koyacak birini buluyor. Hukuk adına pek çok hukuksuzluğa imza atılıyor. Sadece adalet kurumuna değil, toplumun iç barışına da zarar verilen bu furyanın önüne geçilmenin kanaatindeyim. Toplumun ilgisine mazhar olan her olayda haber ve bilgi alma hakkına elbette saygı duyuyoruz. Toplumu bilgilendirirken, yürüyen soruşturmanın gizliliğine de önem vermek gerekiyor. Milletimizin gündemini meşgul eden hepimizin yüreğini yakan son hadiselere buradan bakılmalı. Daha soğukkanlı olmalı, adaletin tecellisine destek vermeliyiz. Masum çocukların naaşı üzerinden milletin inancıyla, siyasi ve ideolojik hesap görülmesine müsaade etmemeliyiz. Adaletin reyting kurbanı edilmesine göz yummamalıyız. Başta medya olmak üzere tüm sorumluluk sahiplerinin azamiyet göstermesine inanıyorum. Milletimiz derin irfanıyla kimin nerede durduğunu görmekte, kimin ne yapmaya çalıştığını gayet iyi bilinmektedir.