Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 8'inci yıldönümüyle dolayısıyla açıklamalar yaptı. Türkiye'nin bağımsız olmasını istemeyen güç odakları olduğunu belirten Mehmet Uçum, "Türkiye bağımsızlığından vazgeçmeyelim, kendi tarihinden, kimliğinden, kültüründen değerlerinden vazgeçerek Batıcı toplum olmamalı" dedi.

15 TEMMUZ CUMHURİYET'İN KURULUŞU İLE ELE ALINMALI

Uçum, Habertürk televizyonunda şunları söyledi: "15 Temmuz meselesi genellikle FETÖ üzerinden ele alınıyor. Aslında Cumhuriyet'in kuruluşu ile ele alınması gereken konu. Biz emperyalizme karşı milli kurtuluş mücadelesi verdik Atatürk'ün önderliğinde. O günkü koşullarda faşizmin yükseldiği yıllarda Atatürk hukuk devleti çıkarmayı başardı. 1. Dünya Savaşı bitti, paylaşım politikaları bitmedi. Araya 2. Dünya Savaşı başladı. Anadolu'ya ve Ortadoğu'ya yönelik politikalar bitmedi.

TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZ OLMASINI İSTEMEYEN BİR GÜÇ ODAĞI VAR

15 Temmuz Türkiye Cumhuriyeti'ne bir varoluş tehdididir. NATO'ya girmiş, demokraside karar kılmış Türkiye'nin bağımsız ve güçlü olmasını istemeyen bir güç odağı var. Bu 100 yıllık mesele. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan beri ontolojik bir tehdit altındadır. FETÖ süreci ve 15 Temmuz bu tehdidin hayata geçirdiği örneklerdir. 12 Eylül, 28 Şubat'ta da böyledir. Hâlâ bu saldırılar ve operasyonlar devam etmektedir.

HESAPLARI TÜRKİYE'Yİ TESLİM ALMAK

FETÖ bu işin en güçlü enstrümanlardan biriydi. FETÖ ile mücadele bitmez. Bu Türkiye'ye yönelik varoluş tehdidi ile operasyonlarını sona erdirdiği anlamına gelmez. Emperyalist güçlerin hesabı Türkiye'yi teslim almaktır. Türkiye'nin bütünlüğünü parçalamaktır. Suriye ve Irak'ta uydu devletler kurarak Türkiye'yi parçalama, bölme stratejisinden asla vazgeçmiyorlar.

TÜRKİYE'Yİ TESLİM ALMA SÜREÇLERİ VAR

Türkiye bağımsızlığından vazgeçmeyelim, kendi tarihinden, kimliğinden, kültüründen değerlerinden vazgeçerek Batıcı toplum olmamalı. 'Zulüm 1453'te başladı' diyenler vardır. 'Vaat edilmiş topraklar' diyenler vardır. Batıcı asimilasyondan kasıt Türkiye'nin Batı'nın değerleri ve kültürüyle tamamen entegre hale getirilmesidir. Türkiye'ye yönelik en önemli meselelerinden birisi AB üzerinden Avrupa ile entegre olma meselesi, liberalizm üzerinden Batı ile entegre olma meselesi. Türkiye'yi teslim alma süreçleri var. Bu da Batıcı asimilasyon.

Tarihimiz, bağımsızlığımız, Anadolu Müslümanlığının getirdiği güçlü duygu, vatanseverlik meselesi milliyetçilik adı altında aşağılandı. Ezan sesinden rahatsız olup, çan sesini huşu ile karşılayan çevreler oluşturuldu. Müslümanlığı gericilik olarak gören kültürel hegemonya oluşturuldu. Anadolu Müslümanlığını tasfiye etmeye çalışırsanız, Türkiye'nin bağımsızlığına sahip çıkacak sosyal gücü de yok etmiş olursunuz.

TÜRKİYE'DE BİR DEMOKRATİK SİSTEM VAR

Türkiye üzerinde, coğrafi bütünlüğünü, siyasi bütünlüğünü parçalamaya yönelik niyetler var olduğu sürece bu devam edecek. Türkiye'de bir demokratik sistem var. Türkiye demokraside karar kılmış bir ülkedir. 15 Temmuz demokrasiye sahip çıkma mücadelesidir. Türkiye'de herkes yurtsever olmak zorunda. Birisi vatanseverlik, ulusalcılık, milliyetçilik diyebilir. Türkiye'nin bütünlüğü, siyasi birliği olmak zorunda.

FAY HATLARI OLUŞTURUYORLAR

Temel problemimiz Türkiye ortak paydasında, ulusal devlete sahip çıkma noktasında çatışmalarımız ortaya çıkıyor. Dışarısı da bu iç fikri çatışma alanlarını kullanarak orada fay hatlarını oluşturuyorlar. Türk-Kürt, Sünni-Alevi çatışması yaşatamıyorlar. Bizde Avrupa tipi ırkçılığı geliştiremiyorlar. Militan ırkçılık üzerinden mühendislik faaliyeti yapıyorlar. 31 Mart seçimlerinden sonra beklentiler neydi?

31 Mart'tan sonra Cumhur İttifakı dağılacak dediler. Kayyumlardan vazgeçilecek, sınır ötesi terörle mücadele eskisi gibi olmayacak dediler. Vatana ihanet sayılabilecek suçları içeren dosyalardan dolayı farklı gelişmeler olacak dediler. Medyada, siyasette temsil alanlarını kullandılar. Bu operasyonları kendi içimizde bulunan fikri, siyasi, kültürel odaklar üzerinden yapıyorlar. Fay hatlarını patlatmaya dönük operasyonlar hiç bitmiyor. Bizim bunlara karşı dikkatli olmamız gerekiyor.

15 TEMMUZ'DAN SONRA DA TEHDİTLER ALDIK

Cumhuriyet'in kuruluşundan beri emperyalist fikriyat, küresel proje varlığını sürdürüyor. Araçlarını değiştiriyor. Türkiye'yi sürekli hedefe koyuyor. Türkiye 15 Temmuz'dan sonra çok ciddi tehditler aldık. En önemli güvence halkın maddi ve manevi güçtür. Bizim 15 Temmuz'da benim nitelemle milli demokratik halk devriminde çok ciddi halk desteği çıktı. Ulusal devleti güçlendirmek gerekir. En büyük zaafımız devlet içinde örgütlenmiş çetelerdir.

DAHA YAPILACAK ÇOK İŞ VAR

Hangi ad altında olsun bu çetelere asla izin vermemeliyiz. Bu çetenin bıraktığı boşluklara başka yapıların girmesine asla izin vermeliyiz. 15 Temmuz öncesi devlet kurumlarının birlikte hareket etme kapasitesi düşüktü. Şimdi çok ortak hareket etmekte önemli yetkinlik kazandılar. Başkanlık sistemine geçiş kanuni darbeye karşı en önemli tedbirlerden birisidir. Daha yapılacak çok şey var. Bu işin esası tam bağımsızlığa sahip çıkmak, ulusal devleti güçlendirmek. Savunma sanayinde bağımsızlığı sağlayabilmek. Türkiye'nin bağımsızlık seviyesi çok ileride, çok daha ilerleyeceğini düşünüyorum."