Enflasyon konusunda TÜİK ile ilgili eleştiriler son yıllarda en çok konuşulan konuların arasında geliyor. Vatandaş da hem fiyat artışları hem de hissettiği maaş harcama dengesinin ağırlaşmasıyla birlikte hükümet tarafından atılacak adımları bekliyor.


VERİLER KAFA KARIŞTIRIYOR


Vatandaş yüksek enflasyon nedeniyle de TÜİK verilerini gerçekçi bulmuyor.

Muhalefetin de resmi verileri değil kendi enflasyonunu açıklaması enflasyon konusunda kafa karışıklığına neden oluyor.


'ENFLASYONDA NABZA GÖRE ŞERBET VERİLİYOR'


Ekonomim'den Alaattin Aktaş bugünkü köşe yazısında konuyu derinlemesine irdeledi. Aktaş, vatandaştan yaşadığı enflasyonun farklı olduğunu dile getirdiğini dikkat çekti. Son dönemde tartışmalara neden olan TÜİK'in enflasyonu üzerinden değerlendirmelerde bulunan Aktaş, TÜİK'in inandırıcılığını yitirdiğini söyleyenlerin de bilimsel bir tarafının olmadığını savundu. TÜİK'in rakamlarının çok üstünde kendi enflasyon rakamlarını açıklayanları da "nabza göre şerbet oranı" diyerek topa tuttu.


ENFLASYON SEPETİ TÜKETİMİ YANSITIYOR MU?


Aktaş, vatandaşın yaşadığı enflasyon farklı olmasının nedenini de TÜİK'in sepetinin madde ağırlıkları itibarıyla özellikle dar gelirli vatandaşın tüketim kalıbını tam yansıtmaması olduğunu dikkat çekti. TÜİK'in sepetinde olan 'tenis topu, fermuar ucu' gibi ürünlerin enflasyonu düşük gösterdiği yorumları da yapılmıştı.


"MAAŞ VE ALIM GÜCÜNDE CİDDİ KAYIPLAR VAR"


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 5 aylık enflasyon oranı yüzde 22.72 iken, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) bu oranı yüzde 33.08 olarak hesapladı. Bu fark, maaşlarda ve alım gücünde ciddi kayıplara neden oldu.


"ASGARİ ÜCRET ERİYOR"


Türkiye'de enflasyonun artması, maaşlarda ve alım gücünde önemli bir düşüşe neden oluyor. Asgari ücret, ocak ayında 17.002 TL olarak belirlenmişken, 5 ay içinde 3.148 TL eriyerek 13.854 TL'ye düştü. Yani enflasyon asgari ücretten 3.184 TL’yi eritti.


Asgari ücrete 'ara zam' beklentileri artarken, enflasyonu tetikleyebileceği endişesi de artıyor. Ünlü İktisatçı Mahfi Eğilmez'den de maaş artışları ile ilgili dikkat çeken bir yorum geldi. Eğilmez, "Artışlar enflasyonu etkilemez, bu tamamen vicdan meselesi" yorumunu yaptı.



ASGARİ ÜCRETE ZAM ENFLASYONU TETİKLER Mİ?


Ekonomist Mert Yılmaz, hem enflasyonu, hem de maaş zamlarının etkisini Ekol TV'den Zeliha Saraç'a anlattı.


Mert Yılmaz "Hayat pahalılığı ölçülen enflasyondan çok daha yüksek. Bu tip durumlarda bir ortalama temsil ettiği için emekli, dar gelirli ve memur mağdurdur." dedi.


Mert Yılmaz, "TÜİK bu ülkenin en güzide kurumlarından biri. TÜİK uzun süredir enflasyon nedeniyle tepkilerin merkezine yerleşmiş olmasından dolayı ciddi bir tartışma söz konusu. Herkesin enflasyonunun farklı olduğunun altını çizmek lazım. Sosyolojik olarak, sosyo-ekonomik gelir düzeyi aşağıya geldikçe insanların temel ihtiyaçlarını karşılayamamaları süreci başlıyor. Eline geçen paranın büyük kısmını geçinmek için gıdaya, barınmaya ve giyime vermek zorunda kalıyorsun. Ama bu sepet, netice itibariyle sadece dar gelirliye hitap eden bir sepet değil. Tamamen felsefi bir şekilde yaklaşıyorum. Hesaplanan bu sepet Türkiye'deki bir ortalamayı temsil ediyor. Nasıl ki Niğde'de yaşayan insanla, İstanbul'da yaşayanın harcama kalemleri bir değil. Bun en basiti kira diyebiliriz." dedi.


ASGARİ ÜCRET ZAMMI VİCDAN İLE CÜZDAN ARASINA SIKIŞTI


Yılmaz, TÜİK'in enflasyon sepetinin ülke ortalamasını gösterdiğini ikkat çekerek, "Doğrudur, bu tip durumlarda dar gelirli, asgari ücretli, emekli bu işlerde biraz daha mağdur olur. Çünkü bir ortalama temsil ediliyor. Bu işin felsefi kısmı. Diğer kısmına gelince, 'vicdan ile cüzdan arasına sıkışmak' denir. Elbette asgari ücret sınırının altındaki bir ücretlendirmeyi kimse kabul etmez. Hayat pahalılığı ölçülen enflasyondan çok daha yüksek. Ama şöyle bir açmaz var, Mahfi Eğilmez'e katılmıyorum. Ama şöyle düşünülürse "Zaten bu insanların eline asgari ücret geçiyor. 3-4 bin artış olsa zaten ne kadar talep gösterebilirler ki" derseniz doğru. Ama diğer taraftan asgari ücrete zammı yaptıkları anda Türkiye'de meşhur bir laf vardır 'iğneden ipliğe' diye her şey en az aynı oranda artıyor." diye konuştu.


ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM VAR MI?


Ekonomist Yılmaz, asgari ücret zammındaki en büyük handikabın olası fiyat artışları olduğunu dikkat çekerek, "Zamlar daha asgari ücretlinin eline geçmeden, almadan resmi hale gelmeden artışlar yapıldı. Malesef bu iş böyle. Ticari vicdansızlığı gördük. Bana göre açıkçası bu gerekçe ile asgari ücrette ara zam yapılmayacak." dedi.



ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM GELMEZSE NE OLACAK?


"Asgari ücrete ara zam gelmezse bunun çıktıları ne olacak?" sorusuna Mert Yılmaz şu şekilde cevap verdi:


"Benim düşüncem bu konuda gayet net. Pandemi döneminde ülkenin sanayicisi çok büyük rakamlar kazandı. Bunu ben söylemiyorum. Mali tablolar söylüyor. 'Bizdeki işçilik pahalı' diyorlar, neye göre, kime göre pahalı Vietnam'a göre, Mısır'a göre pahalı. Biz niye kendimizden daha sıkıntılı ülkelerle kıyaslıyoruz kendimizi. Neden Norveç modeli gibi zenginlikte eşitlenme konuşmuyoruz da Çin modeliyle eşitlenme istiyoruz. Bu birinci kısım, ikinci kısım için sanayicilere, ticaret yapanlara diyorum, çok kazandığınız dönemde, bunun belli bir kısmını yanınızda çalıştığınız insanlarla paylaştınız mı? Paylaştım diyorsa özür dilerim. Türkiye'ye baktığımızda asgari ücretli çalışan sayısı belli, istatistikler var. 17 bin liraya değil de 17 bin 250 liraya çalışan istatisk olarak asgari ücretli sayılmıyor. Bunu ne yapacağız?


Ülkenin geldiği bir ekonomik koşul var. Bu insanlar çalışmak zorundalar. Böyle bir açmaz var. Parayı bulan yani asgari ücretin bin ya da 2 bin lira üzerine iş bulan bile artık iş değiştiriyor. Çok da haklılar. Başkaları için bir anlam ifade etmeyen bu fark onun gelirinin yüzde 10'unu oluşturuyor. Çalıştıracak işçi bulamıyoruz diyorlar. Bunda haklılık payları var. Özellikle genç kuşakta. Verilen ve teklif edilen paralar bu insanların yaşaması için yeterli değil ki. Birinin saçını tıraş etmesi, evden çıkması, işe gelmesi, işten dönmesinin bile ir maliyeti var. Evde oturunca bu maliyetten kurtarırım diyor. Bu işler sadece ekonomik tedbirlerle çözülebilecek işler değil, bu işler tamamen 'vicdan' ile çözülecek işler. Bazıları sosyal medyaya bile düştü. Kazandığının önemli bir kısmını çalışanlarıyla paylaşıyor. Umarım onların sayısı yükselir.


Devlet bir asgari ücret belirliyor. Sen o asgari ücretle çalıştırmak zorunda değilsin. Bunun altında çalıştıramazsın."