Diyarbakır'da 24 Ağustos 2021 yılında tüp bebek tedavisiyle biri kız diğeri erkek olmak üzere ikiz bebek dünyaya getiren K.A. ve eşi, günler sonra gelen ölüm haberiyle yıkıldı. Hastaneden yapılan açıklamada, erkek bebeğin bir anda fenalaştığı ve hayatını kaybettiği bildirildi. 

HASTANE ÇALIŞANININ İFADESİ HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ

Hastanede kuvözde bulunan diğer bebeğini görmeye giden baba, hastane çalışanının sözleriyle şoke oldu. İddiaya göre ölen bebeğin babasına, bebeğinin ölümünde hemşirelerin ihmali olduğu, bebeklerinin kusmuğunda boğularak öldüğü söylendi. Dünyası başına yıkılan baba, soluğu savcılıkta aldı.

OTOPSİ TALEP EDİLDİ

Otopsi talep ettiklerini ifade eden ailenin avukatı Muhammet Tanrıkulu, şöyle konuştu:

“Mezar açıldı, ayın 18'inde otopsi işlemi gerçekleştirildi. Dosyamız Adana, İstanbul ve Diyarbakır Adli Tıp Birimlerine gönderildi ölüm sebebinin tespit edilebilmesi açısından. O arada da söz konusu sorumlu hemşireler ve doktorlar da ifadeye çağrıldı. Hemşirelerden 3 tanesi ve doktorlar ölümün doğal ölüm olduğunu söylemesine rağmen başka bir hemşire gelerek yoğun bakım ünitesinde iki tane hemşirenin uyuduğunu gördüğünü, bunun ardından yoğun bakım ünitesine baktığında bebeğin morarmış bir halde olduğunu gördüğünü ve hemşireleri uyandırdığını, yapılan müdahalelere rağmen bebeğin kurtarılamadığını beyan etti.”

Bebek2

“SORUMLU 2 DOKTOR DA SORUŞTURMAYA DAHİL EDİLDİ”

Bu olay üzerine savcılığın dosyayı daha da ilerlettiğini söyleyen Tanrıkulu, “Yalnız değişen bir kanun maddesi sebebiyle özel hastane hekimleri açısından da artık Sağlık Bakanlığından soruşturma izni alınması gerektiğinden dosyamız önce Sağlık Bakanlığına gitti. Bakanlık, 3 tane hemşire hakkında soruşturma izni vermesine rağmen sorumlu 2 tane doktor hakkında soruşturma izni vermedi. Biz de bunun ardından Ankara Bölge Daire Mahkemesine itirazda bulunduk. Bölge İdare Mahkemesi itirazımızı kabul ederek, sorumlu 2 doktoru da soruşturmaya dahil etti" dedi. 

"TİKTOK ÇEKEREK DANS ETTİĞİ GÖRÜLDÜ"

Dosyanın 2024 Mayıs ayından beri adli tıpta beklediğini belirten Tanrıkulu, şunları kaydetti:

"Müvekkilimizi uyaran hasta bakıcı, daha sonradan müvekkilimize söz konusu olayla ilgili uzun süredir görüntü kaydı aldığını belirtti ve görüntüleri müvekkilimize verdi. Söz konusu görüntülerde yoğun bakım ünitesinde hemşirelerin uyuduğu, 'Tiktok' çekerek dans ettiği, tek kuvözde 3 bebeğin bulunduğu, bebeklerin kanlı şekilde kuvözlerde bekletildiği, satürasyon seviyelerinin 90 yerine 70'e düşürüldüğü, bu şekilde daha geç alarm vererek hemşireleri rahatsız etmemesinin sağlandığı, uyarıları vermesine rağmen uyumaya devam edildiği görüntülerde anlaşılmaktadır."

Bebek3

“HASTANE BURADA YAKLAŞIK 18 HEMŞİRE EKSİK ÇALIŞTIRMAKTA”

İtirazı yaparken bu hususa değindiklerini dile getiren Tanrıkulu, “20 Temmuz 2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan yoğun bakım ünitelerine ilişkin tebliğde bebek kuvözleri açısından her iki kuvöze bir hemşire düşmesi gerektiği söylenmektedir. Bizim olayımızda söz konusu hastanede 45 kuvöz olduğunu bilmekteyiz. Verilen ifadelerde de sadece iki tane hemşirenin orada bulunduğu söyleniyor. Hastane burada yaklaşık 18 hemşire eksik çalıştırmakta. Aynı zamanda kuvözlerin içerisinde 2-3 bebek koyarak, 45 sayısının bile üstüne çıktığı görülmektedir” şeklinde konuştu.

“Savcılık dosyasında hastane evrakları getirildikten sonra doktorların epikriz raporunda müvekkilimizin bebeğinin zaten hareket etmediği, tepişiz olduğu, bu sebeple doğal ölüm gerçekleştirildiği yazılmış” diyen Tanrıkulu, “Yalnız, elimizdeki videolarda müvekkilimizin vefat eden bebeğinin vefattan bir gün önce hareketli olduğu zaten kanıtlandı. Vefat ettikten sonra nefesi durarak vefat ettiği söylenmesine rağmen röntgen çekilmiş. Bu röntgeni de alıp dosyamıza sunduk. Anladığımız kadarıyla hastane yönetimi ve doktorlar toplu halde bu tür ölümleri gizlemek için her türlü çabayı sarf etmişler. Otopsi ön raporunda bebeğin vefatından sonra batın yıkaması yapıldığı gözlemlenmiş, bu durum adli tıp raporunda anlaşılacak. Bu kadar yılın ardından oğlunu bekleyen, ikiz çocukları için ikiz bebek arabası alan, her eşyası iki kere alınan müvekkilimizin acısı katlanarak büyümüştür” ifadelerini kullandı.