Bülent Arınç: Türkiye’nin tedbirler alması lazım

Ekol TV’de yayınlanan Sorgusuz Sualsiz’in konuğu olan 22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç gündeme dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Bülent Arınç: Türkiye’nin tedbirler alması lazım

Ekol TV’nin sevilen programlarından olan ve Armağan Çağlayan’ın sunduğu Sorgusuz Sualsiz’in konuğu 22. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç oldu. Arınç, siyaset gündemine dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

ekran-goruntusu-2024-12-15-205502-001.png

“LANETLİ BİR KAVRAM HALİNE GELDİ”

2009-2015 yılları arasında yürütülen çözüm sürecini değerlendiren Bülent Arınç, “Çözüm süreci bundan sonra denmez. Neredeyse lanetli bir kavram haline geldi. Türkiye'nin terör sorununu çözmesi için siyasi, sosyal, toplumsal birtakım tedbirler alması lazım. Bunu düşünmesi lazım. Biz zamanında düşündük. Bunun için bizim Kamu Güvenliği ve Müsteşarlığı diye bir kurumumuz vardı. Eski MİT Müsteşar Yardımcısı bunun başındaydı. Olan olayları raporlarla analiz ederek bizlere verirdi. Ben de Terörle Mücadele Yüksek Kurul Başkanı’ydım. Bunları çözümlemeye çalışırdık. O süreç başarısızlıkla sonuçlandı” ifadelerini kullandı.

ekran-goruntusu-2024-12-15-205440-001.png

“HÜKÜMETİMİZ ORADA MASUMDUR”

Sözlerini sürdüren Arınç, “Hükümetimiz orada masumdur, çok iyi niyetliydi. Çok gayretliydi. Bazı şeylere bilerek göz yumdu. Ama örgüt ihanet etti. Bunu uzun uzun tartışmaya da gerek yok. Şimdi teröristle mücadele bir taraftan devam ederken (azalmış da olsa) terör konusunu çözmemiz lazım. Bir bataklık var, bataklıktan az çok sinekler ürüyor ve rahatsız ediyor. Üç beş tanesini öldürmekle bir şey yaptığımızı zannetmeyelim. Bazen öyle kilit bir eylem yapabiliyorlar ki TUSAŞ’ta yaptıkları gibi. Çok üzülüyoruz. Onlar bir ihanetin içerisine giriyorlar. Onu bir kenara koyalım. Bunları üreten bir mekanizma var. Bu mekanizma durduğu yerde bataklık olmaya devam ederse emin olun sayıları azalsa da terörist olmaya devam ederler. Dağa çıkmasalar yurt dışına giderler. Yurt dışından yurt içerisine eylem yaparlar. Bu dünyanın her yerinde böyle olmuş” diye konuştu.

"TÜRKİYE MASADA OLDUĞUNU GÖSTERMELİ"

Suriye’de yaşanan gelişmeler ve Esad rejiminin devrilmesi hakkında konuşan Bülent Arınç, “Türkiye masada olduğunu bir şekilde göstermeli. Belki bir kişi, belki üç kişi Suriye’deki yeniden yapılanmada başat rol oynamalı. Buna hayır diyeceklerini tahmin etmiyorum. Amerika 10 seneden beri orada. Biz nerede olacağız?” ifadelerini kullandı.

ekran-goruntusu-2024-12-15-205403-001.png

"SURİYE'YE SÖZÜ GEÇEN BİRİ GÖNDERİLMELİ"

Bülent Arınç, “Aynı dönemde bakanlık yaptığımız için biliyorum: Sayın Davutoğlu bize Suriye’nin hangi köyünde kimler yaşıyor, hangi kasabasında demografik ve etnik yapı nasıldır, geçmişten gelen gelenekleri, kültürleri nedir, adım adım sayardı. Suriye’yi yakından tanıyan insanlara ihtiyacımız var. Hem siyaset alanında hem de geleneksel kültür alanında hem de orada nasıl bir yapılanma başarılı olabilir… Bunları Türkiye adına Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yönetebilecek, orada bulunan insanlara ihtiyacımız var. Bu bazen sanatçı, yazar da olabilir, bazen Suriye üzerine karşı tarafın da kabul edebileceği birileri, din alimi de olabilir. Yeter ki sözü geçsin, karşı tarafın da rızası olabilsin. Bunu bir an evvel oraya göndermemiz lazım. Fransa, İngiltere, Almanya devreye girmeye başladılar. Halbuki daha çok bizi ilgilendiriyor" diye konuştu.

“İSRAİL, BEKLENMEDİK ŞEKİLDE ŞAM’A KADAR GELDİ”

Arınç, “Suriye’de ne olacağı bizi geçmişte de ilgilendirdi, bugün de ilgilendiriyor. Rahmetli Erbakan Hocamızın da geçmişte Suriye konusunda görüşlerini ifade eden insanların da ‘Suriye’nin parçalanması Türkiye’nin aleyhine olur’ diye görüşleri vardır. Hiç beklenmedik şekilde İsrail, Şam’a kadar geldi. Ve eskiden işgali altında tuttuğu Golan Tepeleri’ni, su kaynaklarını tekrar elde etti. Gemilerini yaktı, uçaklarını bombaladı. Gık çıkmadı” sözleriyle İsrail’in Suriye’de Esad rejimi devrildikten sonra gerçekleştirdiği askeri hamleleri hatırlattı.

“İSRAİL, NEREDEYSE TÜRKİYE SINIRINA KADAR GELECEK BİR HAT ÇİZİYOR”

Değerlendirmelerini sürdüren Bülent Arınç, “Suriye'de olanlardan en kazançlı çıkan İsrail'dir. İran’ı mahvetti, Gazze’yi perişan etti. Şimdi Suriye’yi perişan ediyor. Rusya zaten Ukrayna ile savaşından başını kaldıramıyor. İran tamamen pısmış durumda, hiçbir şey yapacak hali yok. İsrail kendi amaçları doğrultusunda neredeyse Türkiye sınırına kadar gelecek bir hat çiziyor. Suriye çok önemli ama bu dışarıdan dua etmekle, temennilerle yürümez” ifadelerini kullandı.

“ŞAM’DA KRALLAR GİBİ KARŞILANDIM”

Bülent Arınç, “Ben Suriye Meclisi’nde 2 defa konuşma yaptım. 250 kişilik Meclislerinde ayakta alkışlandım. Meşhur Emevi Camii’nde namazı kıldıktan sonra dışarıda Hamidiye Çarşısı’nda krallar gibi karşılandım. Şunun da prestiji bana yaradı: Ben 1 Mart Tezkeresine ‘hayır’ diyen bir Meclis’in başkanıyım. Dışarı çıktığımda herkes gözyaşları, nümayiş içerisinde, ‘Amerika’ya geçit vermeyen Meclis’in başkanı, hoş geldin’ diye Arapça, Türkçe konuşmalar yaptılar. Çok güzel günlerdi bu günler” ifadeleriyle Suriye anılarını anlattı.

“TÜRKİYE VE SURİYE İÇ İÇEYDİ”

Bülent Arınç, Suriye’deki gelişmeler hakkında; “Hayret ettiğim konulardan birisi oldu. Suriye konusunu geçmişten de takip ediyorum. Ben Esad ile iki defa Türkiye'de iki defa da Suriye'de görüştüm. Bu söylediklerim 2011’den önceki gelişmelerdi. Türkiye ve Suriye o kadar iç içe geçmişti ki yüksek düzeyli stratejik iş birliği yapıyorduk. Hatta Hatay Havalimanı o tarihlerde yeni açılmıştı. Suriyeliler, Hatay Havalimanı’nı hem Türkiye’ye gelmek için hem de yurt dışına gitmek için kendi havalimanları gibi kullanıyorlardı. Çünkü ekonomikti. Hem geliyor Hatay’da alışverişini yapıyor hem bizlerle görüşüyor hem de yurt dışına gidiyorlardı” diye konuştu.

“ERDOĞAN VE ABDULLAH GÜL ESAD’I ÇOK UYARDI”

Arınç, “Arap Baharı ile birlikte büyü bozuldu. O tarihte Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan, Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, en sonunda da Davutoğlu’nu (başbakandı) göndermek suretiyle, ‘Yapma, halkına zulmetme, silah kullanma, seni Sünniler de Nusayriler de çok seviyor. Sen tekrar cumhurbaşkanı olursun. Bunun garantisini de koy Anayasa’ya ama halkına silah çekme. Çünkü babanın yaptığı hatalar var. Hama’da 30 bin kişiyi katletmişti 30 sene evvel. Hala bunun acısı yaşanıyor’ diye uyardı. Zaman zaman bunlara hak verdiğini biliyorum. Hemen hemen her gün sayın başbakan ve cumhurbaşkanı, ‘Kardeşim yapma bunu, muhalefete dikkat et, onların taleplerini yerine getir. Yeni bir Anayasa, yeni bir seçim kanunu yap. Kendi garantilerini de içerisine koy’ uyarılarında bulundu” sözleriyle Suriye’de iç savaşın çıktığı zamanda meydana gelen olayları aktardı.

“ÖZGÜR ÖZEL BAŞARILI BİR SİYASETÇİ”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in politikalarını değerlendiren Bülent Arınç, “Ben Manisa’da il başkanıyken o 2 yaşındaydı. Bunu övünerek söylüyorum onun açısından. Genç bir insandı. Manisa’da yakinen tanıdığımız başarılı bir siyasetçi. Başarısının uç noktası da CHP'ye Genel Başkan olmaktır. Bu bir başarı, üstünü örtmek mümkün değil Bundan sonra ne yapıyor ne yapacak derseniz; onu hem kamuoyu hem de kendi partisi takdir eder” dedi.

“SİYASETTE NORMALLEŞME ZATEN OLMASI GEREKENDİR”

CHP’nin de katkı sunduğu ‘siyasette yumuşama’ süreci hakkında konuşan Bülent Arınç, “Yumuşama ya da normalleşme… Bu zaten olması gerekendir. Bir siyasetçinin gidip muhalif bir siyasetçinin elini sıkması bile neredeyse kurban kesilerek karşılanıyor Türkiye’de. Bundan daha tabii bir şey olabilir mi? Geçen gün uzun uzun alkışlamış. Ne var bunda? Fotoğrafını çekiyorlar. Yan tarafta oturanlar da ters ters bakıyorlar. Bunun içerisinde biz de varız maalesef” diye konuştu.

“NOBRANLIK HİÇBİR SİYASETÇİYE YAKIŞMAZ”

Sözlerini sürdüren Arınç, “Sertlik, nefret söylemleri, nobranlık hiçbir siyasetçiye yakışmaz. Bunun batıda örneğini göremezsiniz. Gülümseme ile karşılar insanlar. Veya sırtını döner. Kendine göre protesto eder. Ama üzerine üzerine gidip elinde ne varsa onu karşı tarafa atmanın, bağırıp çağırmanın siyasette yeri yok. Siyasetin dili diplomasinin dilidir, nezaket içerisinde olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

“PARTİLER KİMLİKSİZ HALE GELDİ”

Bülent Arınç, “Bu ittifaklar sistemi bir açıdan doğru olabilir. Bir açıdan da partiler kimliksiz hale geldi. Kim kimden menfaat görürse onun yanına gidiyor. Yüzde 0,5 bile olmayan bir parti alıyor 3-5 milletvekili. Demokraside olur. Ama birbiri ile bağdaşmayan bağdaşması mümkün olmayan fikirlere ve eylemlere sahip partiler sadece milletvekili çıkarabilmek için bir araya geliyorlar” dedi.