İzmir'in Buca'nın ilçesinde, 9 Nisan 2016'da Rüya Polat, evinde 28 yerinden bıçaklanmış halde bulunmuş, cinayete ilişkin cezaevinde olan ve olay tarihinde izinle dışarı çıktığı belirlenen eşi A.P, gözaltına alınmıştı.
EŞİNİN ÖLÜMÜYLE İLGİSİ OLMADIĞINI SÖYLEDİ
Eşinin öldürülmesiyle bir ilgisinin bulunmadığını savunan A.P. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış, "nitelikli kasten öldürme" suçundan açılan davada 10. Ağır Ceza Mahkemesince yargılanmıştı.
MAHKUMİYETE YETERLİ DELİL BULUNAMADI
Mahkeme, yargılama sonrası yaptığı değerlendirmede sanık aleyhine görülen delillerin aydınlatılmış olduğu, sanığın suçu işlediğine ilişkin şüpheden öte mahkumiyete yeterli ve inandırıcı delil bulunamadığını bildirmiş, kararında şu ifadeleri kullanmıştı:
BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR
"Olay öncesi maktulle sanığın birbirlerine sevgi içerikli mesajlar göndermeleri, maktulle sanık arasında öldürmeyi gerektirir bir neden bulunmaması, olayın öncesindeki gece maktulle sanığın birlikte eğlenceye gitmiş olmaları, olay sabahı sanığın hastalanan maktulü hastaneye götürdükten sonra maktulle sanığın birbiriyle samimi şekilde eve dönmüş olmaları, ölüm olayının sanığın evden ayrıldığı saatten önce gerçekleştiğinin tespit edilememiş olması hususları dikkate alınarak sanığın müsnet suçtan beraatine karar verilmiştir."
AİLESİ KARARI YARGITAY'A TAŞIDI
Maktulün ailesi ise olayı istinafa taşımış, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi kararı hukuku uygun bulmuştu. Ancak savcı ile aile, bu kararı Yargıtay'a taşımıştı. Öte yandan, Polat'ın annesinin de 28 yıl önce bıçaklanarak öldürüldüğü öğrenilmişti.
YARGITAY TEMYİZ BAŞVURUSUNU KABUL ETTİ
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2016 yılında Rüya Polat'ın evinde bıçaklanarak öldürülmüş halde bulunmasına ilişkin yargılanan sanık koca A.P. hakkında İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin delil yetersizliği nedeniyle verdiği beraat kararına ilişkin temyiz başvurusunu kabul etti.
İKİ ÜYE KARŞI GÖRÜŞ BİLDİRDİ
Kararda evdeki televizyonda takılı hard diskte maktulün eski erkek arkadaşına ait samimi fotoğrafların bulunduğuna işaret edilerek sanığın bu kişiyi daha önce tehdit ettiğine yer verildi. Maktulün kimseyle bir husumetinin tespit edilmediğine de değinilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Sanığın olay günü televizyona takılı olan hard diskte maktulün eski sevgilisine ait fotoğrafları görüp kıskançlık krizine girmesi veya varlıklı olan maktulün mirasını alabilmek için önce maktulün yüzüne yastıkla bastırarak boğduğu ve daha sonra 28 yerinden bıçakladığı, olaya hırsızlık süsü vermek için evin her tarafını karıştırdığı ve suçta kullandığı bıçağı bir poşete koyarak televizyon ve lambaları açık bırakarak panikle evden çıktığı, evden çıkmadan önce olayın heyecanıyla büyük tuvaletini altına kaçırdığı, iç çamaşırını bir poşete koyarak pencereden aşağı attığı, feribottayken suçta kullandığı suç aletini denize attığı, ailesinin yanında bir süre vakit geçirdikten sonra delil oluşturmak için eşine mesaj attığı ve yine tanık yaratmak için eve çilingir çağırdığı sabit olmakla, sanığın üzerine atılı nitelikli kasten öldürme suçundan mahkumiyeti yerine, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur."
BERAAT KARARI BOZULDU
Daire, iki üyenin karşı görüşüne rağmen üç üyenin kararıyla sanığın nitelikli kasten öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği yönünde hükümde bulunarak kararı bozdu.