ERAY GÖRGÜLÜ / EKOL TV ANKARA HABER KOORDİNATÖRÜ
Meclis’te grup kurma yeter sayısı olan 20’ye, CHP’den transfer edilen bir milletvekili ulaştıktan sonra kurulan Saadet-Gelecek grubunun yeni yasama döneminde dağılacağı iddiaları konuşulurken, yeni grup iddialarına yönelik tartışmalar da sürüyor. Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt, DEVA Partisi ile birlikte grup kurmak istediklerini belirtmiş, yaklaşık 25 milletvekili ile yeni grup hedeflerine ulaşacaklarını açıklamıştı. Enginyurt’un yeni grup iddialarına yanıt DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu’ndan geldi. Ekol TV Ankara Haber Koordinatörü Eray Görgülü'ye konuşan Yeneroğlu, Ekol Haber’in “Enginyurt, DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen için, ‘Bana ters gelse de Güneydoğu kökenli’, sizin için de ‘Hümanist dünya görüşüne sahip’ ifadelerini kullanmıştı. Hem bu ifadeleri hem de yeni grup iddiasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu yanıtladı. Yeneroğlu, şu ifadeleri kullandı:
PARTİ PROGRAMINI ÖZGÜRLÜKÇÜ ZEMİN ÜZERİNE BİNA ETTİK
“Bu video kesitinden anladığım kadarıyla Cemal Bey kendi zaviyesinden kibarca farklılıklarımızı belirtmeye çalışılmış ama birlikte hareket etmemiz gerektiğini vurgulamış. Biz DEVA Partisi'nin programını özgürlükçü demokrat bir zemin üzerine bina ettik. Benim için bunlar öylesine yazılmış, siyasi pragmatizm gereği hafife alınacak metinler değil. Türkiye'nin temel sorunlarını dikkate alarak üzerinde ciddiyetle çalıştığımız, altında imzam olan metinler. Zaten demokrasinin özü, farklılıkların eşitliği ve eşit katılımıdır. Demokratların buluşma noktası bu ilkeler olsa gerek. Tabi bu çerçevede mesela Mehmet Emin Ekmen Güneydoğu kökenli değil, Kürt kökenli de değil, tam olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kürttür, milyonlarca vatandaşımız gibi. Ben de gerçekten insan merkezli bir bakış açısına sahibim. Cemal Bey'in bu tespitine teşekkür ediyorum. İnsansız demokrasi düşünülemeyeceğine göre bu da demokrasinin tartışmasız özü olsa gerek. Bu konularda ne kadar farklıyız, herkes kendisi takdir etmeli tabi. Bence de farklıyız.
BENİM İÇİN AŞIRI PRAGMATİK BİR KONU DEĞİL
Grup kuralım konusuna gelince, benim için öyle aşırı pragmatik bir konu değil. Grup demek belli ilkelerde buluşmak ve birlikte bunları savunmak demektir. Sadece kürsü kullanalım diye grup kurulmaz. Veya salt iktidar karşıtlığı da yeterli değil. Kendi adıma böyle bir yaklaşımı doğru bulmam. Yine kendi adıma belirtiyorum: Farklı mahallelerden insan tutuklatma yarışına girmeden; hakkı yenen bizim mahalleden değilse kafamızı çevirmeden; mağdurun, mazlumun, hakkı yenenin kimliğine bakmadan; terbiyemizi, kişiliğimizi, insanlığımızı bir kenara koymadan; ama bu Kürt, ama bu Ermeni, ama bu sarıklı, ama bu şortlu, ama bu şalvarlı, ama bu sığınmacı, ama bu seküler, ama bu dindar demeden insanın sırf insan olduğu için onur ve izzet sahibi olduğu bilinciyle; adaleti paranteze almadan hukuk devletinin gereklerini istisnasız herkes için savunarak ve millet yoklukla boğuşurken, adaletsizliklerle perişan haldeyken üzerimizdeki ağır sorumluluk bilinciyle uyum içinde hareket edip millet için bir umut ışığı olabilecek miyiz? Ben buna bakarım ve bu perspektiften siyasetimi belirlerim.”