Bursa'nın Karacabey ilçesi açıklarında İmralı Adası'nın güneybatısında su alan "Batuhan A" adlı kargo gemisinin batmasına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu, Cumhuriyet Başsavcılığına sunuldu.


Marmara Adası'ndan hareket eden geminin 15 Şubat'ta batmasına ilişkin soruşturma, Bursa Cumhuriyet Başsavcı Vekili koordinesinde Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Cumhuriyet Başsavcı Vekili, İlçe Cumhuriyet Başsavcısı ve 2 savcı tarafından yürütülüyor.


25 SAYFALIK RAPOR HAZIRLANDI


Soruşturma kapsamında geminin batmasına ilişkin bilirkişi olarak görevlendirilen Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesinde görevli öğretim üyesi, incelemelerini tamamlayarak 25 sayfalık rapor hazırladı.


Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan bilirkişi raporunda, geminin teknik analizlerine, denetim incelemelerine, su altı görüntülerine, liman kayıtlarına ve beyanlara yer verildi.



Geminin uluslararası ve ulusal mevzuat çerçevesinde tüm kontrollerinin ilgili kurumlarca zamanında ve olması gerektiği gibi yerine getirildiği bilgisine yer verilen raporda, kazanın temel nedeninin, gemi ambarlarının sızdırmazlığının sağlanmaması olduğu belirtildi.


GEMİDE TEDBİR ALINMADI


Kaptan Hasan Mehmet Uyanık ve donatan (gemi sahibi) Murat Altıntaş'ın, sefer sırasında sızdırmazlığa ilişkin zaafın farkına vardıkları ancak tedbir almadıkları, zamanla su alan mermer tozunun ağırlaşmasının geminin önce yavaşlaması, ardından rotasından sapmasına neden olduğuna ilişkin tespitler raporda yer aldı.


Raporda, mürettebatın pompalarla suyu tahliye etmeye çalıştığı ancak başarılı olamadığı, geminin motor gücünün de zayıfladığı anlatıldı.


Kaptan ve gemi sahibinin, aynı konumdan geçen başka gemilerden yardım istemedikleri, yaşanan tehlikeye rağmen telefon ya da telsizle çağrı yapmadıkları aktarılan raporda, armatör Altıntaş'ın gemi batmadan 4 dakika önce saat 06.28'de Türk Radyo'ya, ambar muşambalarının parçalandığı ve "batma tehlikesi geçirdikleri" bilgisini verdiği belirtildi.


TAHLİYE EDİLMEDİLER


Bilirkişi raporunda, olayın ardından gemide can simidi, can yeleği, bot ve filika gibi emniyet ekipmanlarının bulunduğu ancak mürettebatın bunları kullanmadığının görüldüğü, gemiden ayrılmaya yönelik girişim yapılmadığı, yine kaptan ve donatanın sorumluluklarına rağmen tahliyeye ilişkin girişimde bulunmadığı kaydedildi.



Ambar kapaklarının sızdırmazlığının muşambayla sağlanmasının uluslararası kurallara uygun olduğu ancak kazanın meydana geldiği seferde muşambaların uygun şekilde sabitlenmediğinin anlaşıldığı ifade edilen raporda, geminin sahibi ve kaptanın gemi ambar sızdırmazlığına ilişkin donanım zaafının farkında olduğu, geminin yükü ve personelin emniyetinden sorumlu olan kaptanın, gemi batma tehlikesi geçirmesine rağmen tedbirli ve ehil hareket etmediği kaydedildi.


Raporda, geminin batması ve mürettebatın hayatını kaybetmesine neden olması nedeniyle gemi kaptanı ve donatanının asli kusurlu olduğu sonucuna varıldı.