Fahrettin Altun ‘TRT 12 Punto Ödül Töreni’nde konuştu: Teröre sessiz kalmak sanata ihanettir

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT tarafından düzenlenen "12 Punto" ödül töreni ve gala gecesindeki konuşmasında "Ukrayna'da çocuklar, kadınlar, yaşlılar ölürken haklı olarak tepki gösteren sanatçının, Filistin'de 16 bin çocuğun, 10 bini aşkın kadının katledilmesi karşısında sessizliğe gömülmesi, üç maymunu oynaması; sanatla, sanatçı kimliğiyle bağdaşmayacağı gibi insanlıkla da bağdaşmaz. Aynı şekilde terör saldırılarına ve terör örgütlerine sessiz kalmak hatta yeri geldiğinde terör örgü
Fahrettin Altun ‘TRT 12 Punto Ödül Töreni’nde konuştu: Teröre sessiz kalmak sanata ihanettir

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kabataş Erkek Lisesi'nde TRT tarafından düzenlenen "12 Punto" ödül töreni ve gala gecesine katıldı. Fahrettin Altun, törendeki konuşmasında, Türkiye'nin en büyük senaryo geliştirme ve ortak yapım platformu olan 12 Punto'nun ödül törenine katılmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Altun, 12 Punto'nun son yıllarda TRT'nin sinema sektörüne yaptığı önemli katkılardan biri olduğuna dikkat çekti.

GÜNÜMÜZ SANAT ANLAYIŞIYLA NİTELİKLİ SANAT ARASINDA UÇURUM VAR

Sanatı ve sanatçıyı, sahip olduğu sosyopolitik ve sosyokültürel düzlemin sahiciliği ve derinliğiyle ele almanın önemli olduğunu düşündüğünü aktaran Altun, "Günümüzün egemen sanat anlayışlarıyla, nitelikli sanat ve sanatçı arasında maalesef kapanması pek de kolay olmayan bir mesafe var. Bir uçurum var adeta. Belki de bu uçurumun sebebini sanat anlayışının aşınmasında ve sanatçının sahiciliğini yitirmesinde aramalıyız" şeklinde konuştu.

TARKOVSKİ'NİN SÖZÜNÜ HATIRLATTI

Sovyet-Rus film yönetmeni Andrey Tarkovski'nin "Bana öyle geliyor ki dünya mücadele etmemiz için var. İçimizdeki iyilik ve kötülük savaşsın ve iyilik kazansın ki ruhsal olarak gelişelim" sözünü anımsatan Altun, bugünün egemen sanat anlayışının, iyilik ve kötülük savaşı, hak ile batıl savaşı gibi insanlık tarihiyle paralel bir sahiciliğe sahip olup olmadığının sorgulanması gerektiğini vurguladı.

SORUNU DERT EDEN SANATÇILAR KIYMETLİ

Altun, "Ne yazık ki sanat dünyadaki küresel statüko tarafından popüler, hatta vulgar bir araca dönüştürülmek isteniyor. Egemen kapitalist döngü, makine, sistem ne derseniz deyin sanatı tecime elverişli hale getirmek için son 200 yıldır biteviye gayret içerisinde. Bu türden bir sanat anlayışının icracısı olan aktörler ise sanatçıdan çok belki de sanat girişimcilerine dönüşüyor. Egemenlerin ve popüler kültürün ajanları haline geliyor" değerlendirmesinde bulundu. Bu sözleri söylediğinde esas itibarıyla sözü sanatın, sanatçının sahiciliğine, hakikatperverliğine ve sorgulayıcılığına getirdiğini, sanatçının sahici, hakikatperver, eleştirel ve aynı zamanda cesur olması gerektiğini belirten Altun, şöyle devam etti:

UKRAYNA'DAKİ TEPKİLER İLE FİLİSTİN'DEKİ TEPKİLER ARASINDAKİ FARK

"Sanatçının eleştiri ve muhalefetinin, sanatın içtenliğini, sahiciliğini ve derinliğini yansıtması ve kuşatıcı niteliğe sahip olması gerekir. Ukrayna'da çocuklar, kadınlar, yaşlılar ölürken haklı olarak tepki gösteren sanatçının, Filistin'de 16 bin çocuğun, 10 bini aşkın kadının katledilmesi karşısında sessizliğe gömülmesi, üç maymunu oynaması; sanatla, sanatçı kimliğiyle bağdaşmayacağı gibi insanlıkla da bağdaşmaz. Aynı şekilde terör saldırılarına ve terör örgütlerine sessiz kalmak hatta yeri geldiğinde terör örgütleri için sempati oluşturmaya çalışmak esas itibarıyla sanata hizmet değil ihanettir. Gördüğü aksaklığı, sorunu dert edinen, içinden çıktığı milletin derdiyle dertlenen, toplumun gittiği yöne dair söyleyecek sahici sözü olan sanatçılar ve onların eleştirileri oldukça kıymetlidir. Fakat kendi mahallesinin şiddetinden, baskısından korktuğu için susan, küresel sistemin adaletsizliklerine karşı sanatının gücünü, dilini kullanmayan bir sanatçının gerçek anlamda ne muhalifliğinden ne eleştirelliğinden söz edilebilir.

Ben bu bağlamda 12 Punto girişimini hususiyetle değerli görüyorum. Bu platform altında bir hakikat arayışı içerisinde olan gerçek sanatçılar eserlerini ortaya koymaya çalışıyor. 12 Punto küresel kabullere, tahakküm biçimlerine, egemen sanat anlayışlarına karşı sanatın ve özgür sanatçının yanında yer almak için açılmış bir platformdur. Bunun en önemli göstergesi ise 12 Punto'nun bu sene hayata geçirdiği Filistin sineması özel bölümüdür. Filistin'i çağrıştıran bir görseli taşımanın, istilacı ve işgalci bir güç olan İsrail'i eleştirmenin işten atılma, hapsedilme nedeni olduğu bir dünyada Filistin sineması özel bölümü yapmak aynı zamanda bir meydan okumadır. Küresel adaletsizliğe, bu adaletsiz sisteme meydan okumadır. Maha Hac'ın 'Akdeniz Ateşi', Kamal el Cafari'nin 'Bir Fedai Filmi', Annemarie Jacir'in 'Düğün Davetiyesi' ve Mai Masri'nin '3000 Gece' filmleri, sanatın gücünü, sorumluluğunu ve eleştirelliğini hakiki manada gözler önüne seriyor. Bu filmler, dünya kamuoyunun dikkatinden kaçırılmaya çalışılan bir konuyu, sinemanın gücüyle gözler önüne seriyor."

ALTUN YÖNETMEN VE YAPIMCILARA ÖDÜLLERİNİ TAKDİM ETTİ

Altun, TRT Ortak Yapım Ödülleri kapsamında "Sineklerin Yasası", "Toprağın Tuzu" ve "Bayram Resitali" isimli projelerin yönetmen ve yapımcılarına ödüllerini takdim etti. Program, ödüle layık görülen yapımcı ve yönetmenlerle aile fotoğrafı çekilmesinin ardından sona erdi.