Duruşmada 3. gün sona erdi: Yenidoğan çetesi davasında son durum

İstanbul’da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek haksız kazanç sağlamalarının yanı sıra bebeklerin ölümlerine neden olan 'yenidoğan çetesi' davasının 3. gününde sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.
Duruşmada 3. gün sona erdi: Yenidoğan çetesi davasında son durum

İstanbul’da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı dava üçüncü duruşmasında 7 sanığın daha savunması alındı.

SANIKLAR VE TARAF AVUKATLARI HAZIR BULUNDU

Duruşma, Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle konferans salonunda görüldü. Saat 10.30'da başlayan duruşmada Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, 20 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu.

7 SANIĞIN SAVUNMASI ALINDI

Bazı tutuksuz sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşma tutuklu sanık hemşire Cansu Akyıldırım'ın savunmasıyla başladı. Akyıldırım'ın savunmasının ardından 6 sanığın daha savunması alındı.

DURUŞMA YARIN 9.30' ERTELENDİ

Sanıkların yaptığı savunmalar 20.45'e kadar devam etti. Mahkeme alınan savunmaların ardından duruşmayı yarın sabah saat 09.30'a erteledi. Yarın da sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilecek.

SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Mehmet Halis Başli, savunma yaptı.

Başli savunmasında, Bağcılar Şafak Hastanesi'nde hemşire olarak görev yaptığını belirterek, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Bağcılar Şafak Hastanesi'nde, sonra da TRG Hospitalist Hastanesi'nde çalıştım. Reyap Hastanesi'nde 2019-2020 yılı arasında çalıştım. Hastanenin yoğun bakım işletme ücretini SGK ödüyordu. Ben de hastaneden yoğun bakım işletmesi ile maaş alıyordum. Dosyanın epikriz yazması için doktorun olması gerekiyor. Coursof ile bilgim yok. Sadece doktorlar bu ilaçların alınmasına karar verirler, alım satım işlemi ile alakalı bilgim yok maalesef. WhatsApp'ta Fırat Sarı ile aramda bir görüşmem olmamıştır" dedi.

“BİZİM NOTLARIMIZDAN FAYDALANARAK EPİKRİZ YAZIYORLARDI”

Hesap hareketlerine ilişkin konuşan sanık Başli, "İşletmeden maaş ödemesi alırdı, ek ödemeler ise fazla çalışmasının karşılığı olarak ödenirdi. Hastaların şekerini, tansiyonunu, beslenmesini biz gün içinde yazarız. Doktorlar da bizim notlarımızdan faydalanarak epikriz yazıyorlardı" diye konuştu.

“EX OLAN BİR BEBEK ADINA ÇALIŞTIĞIM HASTANEYE BAŞVURU YAPILIYORDU”

Tutuklu sanık Emine Avcı, Birinci Hastanesi'nde hasta yatışları, hasta hakları sorumlusu olduğunu belirterek, "Öncelikle maktul ailelerine başsağlığı diliyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Hiçbir şekilde içerisinde olmadığım bir suçtan yargılanıyorum. Ben bir örgüt üyesi değilim. İllegal yollarla bana bağlı olan yatış biriminde ex olan bir bebek adına çalıştığım hastaneye başvuru yapılıyordu. Konunun ne olduğunu anlamak için bebeğin babaannesi ile görüştükten sonra yoğun bakım sorumlusun Hakan Doğukan Taşçı'ya, bir babaannenin yeni doğan yoğun bakımına ödeme yaptığını ve bundan haberdar olup olmadığını sordum. Bana, 'Haberim yok' dedi. Babaanne bana ödemeyi Hasan Basri'ye yaptığını söyledi. Bu durumda babaannenin elinden tutanak alarak, bu durumu yönetime ileteceğimi ve bizzat ödemesini yapacağımı söyledim. Bu durumu hastane müdürü Halis Bey'le de görüştüm. Bebek bir buçuk iki ay hastanede yattı" diye konuştu.

"HASTANEDE BEBEK YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ BİLE YOKTU"

Avcı, savunmasını, "Türkmenistanlı bir hasta bebeğinin cenazesini teslim alabilmek için konsolosluğa başvurdu. Çocuk yoğun bakım sorumlusu hemşiresi Seyhmuz Çelik, denetime gelindiği gün hastanede değildi. Medilife Hastanesi'nin yoğun bakımı Fırat Sarı tarafından teslim alındı. Bebeğin ex olduğunu ve iki kere kalp masajı yapıldığını denetimde öğrendik. Hastanede Bebek yoğun bakım ünitesi bile yoktu, bebeğin neden getirildiğini oradakilere sorduğumda Fırat Sarı'nın istediğini söylediler. Doğukan Taşçı, Birinci Hastanesi'nden kendi isteğiyle ayrılmadı, Fırat Sarı ile beraber bu yaptığı usulsüzlükleri tespit edildikten sonra kovuldu" şeklinde bitirdi.

"MOTİVASYON ÖDEMESİ ALIYORDUM”

Savunma yapan Mehtap Sayar, "Sanıklarla iş dışında alakam yok, çoğunu tanımıyorum. İşletme adı altında hastanelerle alakam yok. Reyap Hastanesi'nde yapılan bir usulsüzlük vardı. Fırat Sarı beni aradı bu üzüldüğü kim yapmış olabileceğini sordu. Ben kendisiyle hiç çalışmadım. Ben de diğer hemşireler gibi motivasyon ödemesi alıyordum" diye konuştu.

“İLAÇLARI İHTİYACI OLAN HASTALARA AKTARIRDIK”

Mahkeme Başkanı, Sayar'a Fırat Sarı ile arasında geçen "'Coursof ilaçlarını ne yapacağız denetime gelmişler' konuşmasına ilişkin bir diyeceğin var mı?" diye sordu. Sayar, "Bu ilaçlar kullanılırdı, bizde yarım kalan ilaçları dolapta saklayıp, ihtiyacı olan hastalara aktarırdık" diye cevapladı.

“FIRAT SARI İLE ARAMIZDA BİR İLİŞKİ YOKTU”

Mahkeme Başkanı, Fırat Sarı'nın, Mehtap Sayar'a, "Mehtap neden tarihi geçmiş ilaçları kullanmadın" şeklindeki mesajını sordu. Sayar, "Bu tüm ilaçların hastaneden alınmasına yönelik bir konuşmaydı. Fırat Sarı, her ne kadar aramızda bir ilişki olduğunu iddia etse de böyle bir durum yoktu" ifadelerini kullandı.

"İLAÇ SATILDIĞINDAN HABERİM YOKTU”

Mehtap Sayar savunmasının devamında, "Üç gün yaşayan bir bebeğin tedavi süreci için altı günlük bir tedavi süreci hazırlıyorlardı. Ben dahil birkaç hemşireden borç aldığını biliyorum Sarı bize hemen ödeyeceğini, tutuklanmadan bir sene önce vereceğini söyledi ancak biz istedikçe bu paraları parça parça veriyordu. İlaçların bir merkezde toplanıp, biriktirildiğinden haberim var. İlaç düşürme gibi bir yetkim yok, bu istekleri doktorlar yapıyordu. Başka bir hastaneye giden denetimle ilgili denetimcinin Doğukan Taşçı'ya 15 güne tekrar geleceklerini haber verdiğini duydum. Benim ilaç satıldığından haberim yoktu. İlaç satıyorum suçlamalarını reddediyorum" dedi.

“KONUŞMUŞ OLMAK İÇİN KONUŞTUM”

Cumhuriyet Savcısı, Mehtap Sayar ve Hasan Basri Gök arasında geçen konuşmalara ilişkin, "İlaç satışı ile ilgili tape kaydı var. Kurye olayını anlamadım diyorsun ama teşekkür ederim diyerek kayıtların var" demesi üzerine sanık, "Konuşmuş olmak için konuştum, içeriğini sorgulamadım" dedi.

"SİSTEM BU ŞEKİLDEYDİ”

Sayar, Hasan Basri Gök ile arasında geçen "Her şey fazlasıyla uygunsuz" konuşmasına ilişkin, "Ben yeni hemşire olmuştum. Bir acil yoğun bakım doktorumuz yoğun bakıma gelmiyordu, denetim yapılmaya geldiğinde bu durumda rahatsız oldum. Bu yüzden böyle söyledim. Denetim sırasında çalışan listesi istediler, ama listeyi teslim edemedik, sorun yaşadım ve bu durumdan şikayetçi olduğum için yaptığım bir konuşmaydı. Eczane, miladı yakın ilaçları hastaneye dağıtıyordu, sistem bu şekildeydi" ifadelerini kullandı.

"ALDIĞIM HER PARAYI FIRAT SARI'YA VERİYORDUM"

Savunmasında Doğukan Taşçı'dan bahseden sanık Sayar, "Böyle işler yapmış olduğu ve sakıncalı bir insan olarak gördüğüm için Doğukan Taşçı'dan haz etmiyordum. Bebeklerin aç kaldığı iddialarına ilişkin bir bilgim yok, doktor bebeğe yazdığı beslenme şekli yoğun bakımda uygulanıyordu. Reyap Hastanesi'nin tüm cihazları son modeldi, bunların ayarlamasını ve oksijen miktarını doktorlar ayarlardı. Sadece bana değil tüm kıdemli hemşirelere motivasyon ödemesi yapılırdı. Karşı taraftan maddi bir menfaat sağlıyor olsaydım, daha fazla para alırdım, ama aldığım her parayı Fırat Sarı'ya veriyordum. Hasan Basri aracılığıyla coursof ilaçları almam için talimat aldım" diye konuştu.
Duruşmaya, verilen aranın ardından diğer sanıkların savunmalarına devam edilecek.