Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yayladağı hudut kapısını geçişlere açıyoruz
Kabine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Kabine toplantısının sonra ermesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yapıyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına Isparta'da eğitim uçuşu esnasında kaza kırıma uğrayan şehit olan 6 asker için başsağlığı dileyerek başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu sabah Isparta Keçiborlu'da eğitim uçuşu esnasında kaza kırıma uğrayan şehit olan 6 kahramanımıza Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Milletimizin başa sağ olsun" ifadelerini kullandı.
"ÜLKEMİZİN UZATTIĞI ELİNDE DEĞERİ BİLİNMEDİ"
Suriye'de rejimin çökmesini değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esad rejiminin Türkiye'den uzatılan eli kabul etmediğini vurgulayarak, "Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır" dedi.
SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞ SÜRECİ
Türkiye'ye iç savaş nedeniyle sığınan Suriyelilerin geri dönüşleri hakkında da açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgarının başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyorum. Onurlu, güvenli geri dönüşler de artacaktır. Suriyeli kardeşlerimizin 13 yılan vatan hasreti artık yavaş yavaş son bulacaktır. Yığılmaları önlemek, trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağı hudut kapısını geçişlere açıyoruz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları şöyle oldu:
TÜRKİYE İRADESİNE VURULAN ZİNCİRLERİ TEK TEK PARÇALAMAKTADIR
Türkiye ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamaktadır. Türkiye özgüvenli bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir. Özgüvenli, kararlı ve sabırlı bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir. Güçlü demokrasisi, büyüyen ekonomisi, köklü kurumlarıyla dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte hem kendi hem insanlık tarihini yeniden yazmaktadır.
VİZYONSUZLARA İNAT UMUDU BÜYÜTMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Bugün dünden daha güçlü, özgür, itibarlı, daha özgüvenliyiz. İnşallah yarın her alanda çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzlara inat umudu büyütmeye devam edeceğiz. Aziz milletimize mahcup olmayacak, milletimizi sukutu hayale biiznillah uğratmayacağız. Son 22 yıl olduğu gibi Türkiye'yi başarıdan başarıya koşturarak, yeni rekorları, yeni sevinçleri yeni heyecanları yaşatacağız.
BAAS DİKTATÖRLÜĞÜ TAMAMEN ÇÖKTÜ
Bölgemiz ancak demokrasi ve bunun için de bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilebilecek evsafta kritik gelişmelere sahne oluyor. Suriye'de 13 yıldır devam eden iç savaş dün itibarıyla yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken, Baas diktatörlüğü tamamen çöktü.
ÜLKEMİZDEKİ ANA MUHALEFET SON ANA KADAR ESED REJİMİNDEN UMUDUNU KESMEDİ
Yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rifat ve Münbiç'in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Eski rejimin kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantılarına bırakması aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir. Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi son ana kadar umudunu terk etmemiştir. Çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır. Esed birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. Zulüm ile abad olunamayacağı hakikati Suriye'de bir kez daha tecelli etmiştir.
SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNDUK
Türkiye Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunu ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyyen yerine getirmiştir. Barış, özgürlük, diyalog, adaletten, Suriye'nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devrik rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını savunduk. Haksız, hukuksuz, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten hiçbir zaman çekinmedik. Bunu açık bir düşmanlığa, kör husumete dönüştürmedik.
SURİYE HALKI BİZİM KARDEŞİMİZDİR
Suriye'deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes Türkiye'nin verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır. Bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, merhamet nazarından yaklaştık. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Tüm kesimleriyle tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uca Suriye'yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir.
KALBİMİZİN DİĞER YARISI AFRİN, HAMA, HUMUS, ŞAM'DIR
Sınırlar ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir ama kalplere hangi güç sınır çizebilir? Asırlardır birlikte yaşadığımız aramızdaki sınır uzunluğu 910 kilometre. 910 kilometrelik sınırı paylaştığımız komşularımıza sırtımızı dönmemizi bizden kim bekleyebilir. Kalbimizin bir yarısı Antep, Hatay, Şanlıurfa ise diğer yarası Afrin, Hama, Humus, Şam'dır.
SURİYELİ MUHACİRLERE 13 YIL BOYUNCA ENSARLIK YAPTIK
Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bilfiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında ilk koştuğu yer biz olduk. Devrik rejimden kaçan Suriyeli kardeşlerimiz canlarını kurtarmak için ilk önce bizim kapımızı çaldı. Az değiy, 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca ensarlık yaptık.
İNSANLIK TARİHİNE ALTIN HARFLERLE YAZILACAKTIR
İnancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği olarak memnuniyetle yerine getirdik. Biz muhalefetle bu konuda ne kavgalar verdik. Onlar iktidar olur olmaz 'sizi kovacağız' derken biz tam aksine 'Biz ensarız onlar muhacirdir' demek suretiyle onları evimizde misafir etmenin erdemine ulaştık. Bu ülke Allah'a hamdolsun Suriyeli mazlumlara da güvenli, korunaklı, müşfik bir liman oldu. Bu misafirperverlik insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır.
MAHŞERİ VİCDANA HAVALE EDİYORUM
Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini şeref payesi olarak ebediyyen taşıyacaktır. Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarına aldırmadan mazluma kol kanat geren necip milletimin her birine şahsım ve milletim adına teşekür ediyorum. Birlikte yol yürüdüğümüz ortaklarıma merhametli duruş için şükranlarımı sunuyorum. Oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vicdan fukaralarını, sırf Meclis'te 3-5 koltuk kapabilmek uğruna faşizmin en pespaye biçimine haftalarca sessiz kalanları önce Allah'a sonra haklarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette mahşeri vicdana havale ediyorum.
YAYLADIĞI HUDUT KAPISINI GEÇİŞLERE AÇIYORUZ
Ülkemizde mülteci düşmanlığını körükleyen necis zihniyet de kaybetmiştir. Suriye'yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgarının başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyorum. Onurlu, güvenli geri dönüşler de artacaktır. Suriyeli kardeşlerimizin 13 yılan vatan hasreti artık yavaş yavaş son bulacaktır. Yığılmaları önlemek, trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağı hudut kapısını geçişlere açıyoruz. Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini tarihimize, kültürümüze, ev sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz.
HİÇ KİMSENİN İNSANİ SÜRECE LEKE BULAŞTIRMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ
Hiç kimsenin bu insani sürece leke bulaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye krizi ile politikası dün itibarıyla iflas eden ana muhalefet kendilerini hesaba çekmek, hatalarıyla yüzleşmek yerine çirkin ve ırkçı dille yeni istismar alanları oluşturmaya çalışıyor. Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine devrik Şam rejiminden vazgeçip, Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum. Cam faunustan çıksınlar, dünyada olanlara kubak kabartsınlar. Bir kez olsun hadiseleri Ankara merkezli okumaları denesinler. Yoksa partilerini traji komik duruma düşürmeye devam ederler.
ASGARİ ÜCRET
Yeni modelimizin şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, yarından itibaren Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmelerine bağlıyor. Çalışanlarımızın beklentisini gözetecek ülkemiz ekonomisine taşınması ağır gelecek anlayışının geliştireceğine şiddetle inanıyorum.
15 YAŞ ALTI TİP 1 DİYABET HASTALARININ SENSÖRLÜ CİLT ALTI CİHAZLARI GERİ ÖDEME KAPSAMINA ALINDI
Muhalefetin de SGK'ya olan borçlarını ödemeye davet ediyorum. Sayın Bakan kendilerini bu konuda çok daha silkelemede fayda var. Tip 1 diyabet hastalığı ile mücadele eden evlatlarımız ve ailelerine yönelik olarak glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 15 yaş altındaki Tip 1 diyabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izleme cihazlarını geri ödeme kapsamına alıyoruz.