Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail ateşle oynuyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde "Büyükelçiler ile İftar" programında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'e sert göstererek, "İsrailli bakanların, Batı Şeria'yı ilhak etme çağrıları yetmezmiş gibi bir de Mescid-i Aksa'yı hedef alan kışkırtmalarıyla İsrailli yetkililer ateşle oynamakladır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan öne çıkan açıklamalar;
11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerif'in tüm insanlığa huzur getirmesini Rabbim'den niyaz ediyorum. Bizim için Ramazan ve oruç 1 ay boyunca aç ve susuz kalmak değildir. Bizim için bir ruh şölenidir. Ramazan boyunca dayanışmayı ve paylaşmaya daha fazla yüceltirken dünyanın dört bir yanında ihtiyaç sahiplerini yaşadıklarını da kalbimizde hissetmeye çalışıyoruz.
"DÜNYADA ORMAN KANUNLARI ÖNE ÇIKIYOR"
İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı, ticaret savaşları, kural ve hukuk temelli uluslararası sistemi çıkmaza sürüklüyor. Güven azaldıkça tedirginlik artmakta ve 'her koyun kendi bacağından asılır' anlayışı yayılmakta, orman kanunları öne çıkmaktadır. Kelimenin tam anlamıyla altta kalanın canının çıktığı daha adaletsiz daha acımasız uluslararası bir gerçeklik inşa ediliyor. Önüne geçilmezse bunun varılacağı yer, siyasi ve askeri patlamalar olacaktır. Bunun işaretleri görülmeye başlamıştır. Sorunları zamana bırakarak, sorunlara gözlerimizi kapatarak, gelen tehlikeye kayıtsız kalarak hiçbir yere varamayız. 'Dünya 5'ten büyüktür' şiarıyla verdiğimiz mücadele, bırakın mücadele bırakın sorun çözmeyi kendisi sorun üreten işte bu küresel sistemin yerine daha kuşatıcı yapının inşası içindir. Küresel karar alma mekanizmalarını dünyanın değişen şartlarına uyum sağlama vakti çoktan gelmiştir.
"MAZLUMA DA ZALİME DE KİMLİK SORULMAZ"
Dünya nüfusun 4'te birini oluşturan Müslümanların artık karar alma süreçlerinde hak ettikleri şekilde temsil edilmesi gerekiyor. BMGK'da veto yetkisine sahip bir İslam ülkesinin bulunması, ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur. Bu değişim dalgasına direnildikçe sorunlarımızın hem sayısı hem da ölçeği büyümeye devam edecektir. Bizim bu gerçekleri açık yüreklilikle dillendirmemizin, kimi dostlarımızı memnun etmediği bilincindeyiz. Ama biz dost acı söyler prensibine yürekten inanan bir ülkeyiz. Krizlerle çevrili coğrafyada enerji güvenliği, terörle mücadele, gıda güvenliğinden kalkınmaya kritik roller üstleniyoruz. Sayısını 163'ten 263 çıkardığımız dış temsilciliklerimizle faaliyet gösteren TİKA'mızla, Türkiye Maarif Vakfımızla, Yunus Emre Enstitüsü, AFAD, Kızılay gibi kurumlarımızla nerede ihtiyaç varsa orada olmanın gayretindeyiz. İyi günde dost ve kardeş bildiğimiz insanların kötü günlerin de yanlarında olmaya çalışıyoruz. Bu süreçte ilkemiz şudur; mazluma da zalime de kimlik sorulmaz. Biz kriz bölgelerine bakarken etnik aidiyet, inanç, renk, kökeni yalnızca el uzatılması gereken insanlar görürüz. Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteğimizi sürdürürken, muhtemel çözümün ne Rusya ne Ukrayna'sız olabileceğine inanıyoruz. Ateşe körükle gitmeden, krize çözüm üretmeyi amaçladık. Savaş şartlarına rağmen müzakere ve uzlaşının mümkün olabileceğini gösterdik. Gelinen nokta da bu yaklaşımların ne kadar gerçekçi ve isabetli olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz.
"İSRAİL ATEŞLE OYNAMAKTADIR"
Filistin halkı bu Ramazan'ı da acıyla karşıladı. İsrail'in hukuk tanımaz şımarık tavırlarıyla ateşkes umutlarının solmaya başladığını görüyoruz. Kalıcı barış ancak adil ve onurlu bir barışla mümkündür. Bunun yolu da iki tarafın temsil edildiği müzakere sürecinden geçiyor. Bölgemizin kan, çatışma ve gözyaşına doyduğunu artık herkesin, tüm tarafların görmesini ümit ediyoruz. Tek masumun ölmemesi için müzakerelere ev sahipliği dahil her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ifade etmek istiyorum. Netanyahu hükümeti zaten istismar etmek için her yola başvuruyor. İsrailli bakanların, Batı Şeria'yı ilhak etme çağrıları yetmezmiş gibi bir de Mescid-i Aksa'yı hedef alan kışkırtmalarıyla İsrailli yetkililer ateşle oynamakladır. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın kırmızı çizgimiz olduğunu muhataplarımıza bir kez daha hatırlıyorum. Gazzeli kardeşlerimizi uğruna hayatlarını feda ettikleri topraklarından söküp atmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Elimizdeki tüm imkanları seferber ettik. Bugüne kadar 100 bin ton yardımı Gazze'ye ulaştırdık. İsrail, bölgede istikrarsızlık üreterek, kendi güvenliğini sağlayamaz. 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan İsrail de aradığı huzura kavuşamayacaktır. Filistin halkını destekleyeceğimiz gibi Kudüs'ün Haram- Şerif'in tarihi statüsüne riyaset edilmesinin de takipçisi olacağız.