CUMA HUTBESİ KONUSU 8 Kasım 2024 | Diyanet ile Cuma hutbesi konusu yayınlandı: Merhamet Eden Merhamet Bulur

Diyanet İşleri Başkanlığı, haftanın Cuma hutbesi konusunu 'Merhamet Eden Merhamet Bulur' olarak belirledi. Hutbede merhamet duygusunun toplumdaki ve İslam dinindeki yerinin önemi vurgulanacak. İşte 8 Kasım 2024 haftanın Cuma hutbesi konusu ve anlamı...
CUMA HUTBESİ KONUSU 8 Kasım 2024 | Diyanet ile Cuma hutbesi konusu yayınlandı: Merhamet Eden Merhamet Bulur

Haftanın Cuma hutbesi konusu, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı. 8 Kasım 2024 cuma hutbesi konusu 'Merhamet Eden Merhamet Bulur' oldu. "Rabbimizin af ve mağfiretine sığınarak, tövbe eder ve bir daha o günahlara dönmemek üzere niyetlenirlerse, ilâhî rahmete ulaşabilirler." ifadelerine yer verilen hutbede merhamet ön plana çıkarılıyor. İşte Diyanet ile haftanın Cuma hutbesi konusu tam metni...

Cuma Hutbesi (5)

8 KASIM 2024 CUMA HUTBESİ KONUSU: MERHAMET EDEN MERHAMET BULUR

Muhterem Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s) çocukları çok severdi. Bir defasında sahabeyle birlikte otururken yanlarına torunu Hz. Hasan geldi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) hemen onu kucağına aldı, bağrına bastı ve öptü. Peygamberimizin bu halini gören bir kişi, “Benim on tane çocuğum var, ben onlardan hiç birini öpmedim.” dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyurdu: مَنْ لاَ يَرْحَمُ لاَ يُرْحَمُ “Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz.” 

Cuma Hutbesi (3)

Aziz Müminler!

Yüce Allah’ın insanın fıtratına yerleştirdiği müstesna duygulardan biri de merhamettir. Merhamet; Cenâb-ı Hakk’ın Rahmân ve Rahîm isimlerinin gönüllerdeki tecellisidir. Merhamet; sıradan bir acıma duygusu değil, merhem olmaktır yaralı gönüllere, dokunabilmektir mahzun yüreklere. Merhamet; “Bana ne!” duyarsızlığı değil, “Bana düşen ne?” hassasiyeti göstermektir her şeye ve herkese. Merhamet, sadece insanların maddi sıkıntılarını gidermek değil, ilim ve hikmetle buluşturmaktır zihinleri, şefkat ve muhabbetle doldurmaktır kalpleri. Merhamet; sadece kötülüğe karşı olmak değil, iyilikle buluşturmaktır bütün insanları, ilgi ve sevgiyle yeşertmektir bütün umutları.

Cuma Hutbesi (4)

Kıymetli Müslümanlar!

Mümin, her şeyden önce kendisine, ailesine, çevresine ve tüm mahlûkata merhamet etmelidir. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: اِرْحَمُوا مَنْ فِى الأَرْضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ فِى السَّمَاءِ “Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.”  Ancak, ne acıdır ki şiddet sarmalının her tarafı kapladığı, merhametsizliğin oldukça yaygınlaştığı günlerden geçiyoruz. Nice insan, kin, nefret ve öfkesinin esiri olmuş, merhamet duygusunu kaybetmiş durumda. Bu sebeple de her geçen gün toplumumuzda, nice yuvalar dağılmakta, sudan bahanelerle nice canlar hayattan koparılmaktadır.  Oysaki inananlar; sabrı ve takvayı kuşanırlar, iman ve güzel ahlakla bezenmiş bir ömür sürerlerse toplumda merhameti hâkim kılarlar. Rabbimizin, af ve mağfiretine sığınırlar, günahlarına bir daha dönmemek üzere tövbe ederlerse ilâhî rahmete ulaşırlar. 

Cuma Hutbesi (2)

Değerli Müminler!

Bizler, rahmet elçisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in ümmetiyiz. Merhameti kendisine rehber edinen bir medeniyetin temsilcileriyiz. Bize düşen; anne babamıza “Öf!” bile dememek, onların üzerine rahmet kanatlarımızı germektir. Eşimize sevgi ve muhabbetle, çocuklarımıza ilgi ve şefkatle muamele etmektir. Akraba ve komşularımızla iyi ilişkiler kurmak, güven ve huzurun teminatı olmaktır. Mesleğimiz ve işimiz gereği hizmet sunduğumuz veya hizmet aldığımız herkese karşı saygı ve nezaketle davranmak, birbirimize yardımcı olma noktasında gayret göstermektir. Kin ve nefreti kalbimizden söküp atmak, gönüllerimizi ilâhî rahmet ve nebevî merhametle donatmaktır. Kardeşliğimizi merhametle güçlendirmek, birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirmektir. Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinin geniş olmasına umut bağlayarak haramlara yeltenmemek, kul ve kamu hakkını ihlal etmemektir. Yüce Rabbimizin şu ayetlerini asla unutmamaktır:            نَبِّئْ عِبَاد۪ٓي اَنّ۪ٓي اَنَا الْغَفُورُ الرَّح۪يمُۙ “Resûlüm! Kullarıma, benim, çok bağışlayan ve çok esirgeyen olduğumu haber ver.”  وَاَنَّ عَذَاب۪ي هُوَ الْعَذَابُ الْاَل۪يمُ “Azabımın da çok elem verici olduğunu bildir.” 
Hutbemi Kur’an-ı Kerim’de yer alan şu dua ile bitiriyorum: “…Rabbimiz! Biz iman ettik. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Merhamet edenlerin en hayırlısı Sensin.”