Hamas Lideri İsmail Haniye İran’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybederken, 2 Ağustos Cuma günü Katar’da toprağa verildi. Cenaze törenine TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve birçok milletvekili katıldı. Camilerde de Cuma namazı çıkışı gıyabi cenaze namazı kılındı. Sosyal medyada da gündem olan konunun ardından “Gıyabi cenaze namazı kimler için kılınır?” ve “Hanefi mezhebi ve Şafii mezhebine göre gıyabi cenaze namazının hükmü nedir?” soruları internette en çok araştırılan konular arasına girdi…
GIYABİ CENAZE NAMAZI KİMLER İÇİN KILINIR?
Gıyabi cenaze namazı, İslam dinine göre cenaze namazı kılınabilen herkes için kılınabilmektedir.
GIYABİ CENAZE NAMAZI KILINABİLİR Mİ?
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada gıyabi cenaze namazı için şu ifadeler kullanıldı:
Aslolan, namazının kılınabilmesi için cenazenin hazır bulunmasıdır. Bununla birlikte hazır olmayan cenaze için de namaz kılınabilir. Nitekim Resulullah (s.a.s.), Habeş Kralı Necaşi’nin vefatını haber vermiş, sonra da onun cenaze namazını kıldırmak üzere cemaatin önüne geçmiş, ashab da arkasında saf tutmuştur (Buhari, Cenaiz, 55; Müslim, Cenaiz, 63).
Olayda hazır bulunan Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle demiştir: “Resulullah (s.a.s.), Necaşi’nin (gıyabında) cenaze namazını kıldırdı. Ben de ikinci yahut üçüncü saftaydım” (Buhari, Cenaiz, 54) Yine, Resulullah’ın (s.a.s.) Uhud şehitleri (Buhari, Cenaiz, 73) ve kendisine haber verilmeden defnedilen cenazeler için de gıyabi cenaze namazı kıldığı bilinmektedir (Buhari, Cenaiz, 56).
HANEFİ MEZHEBİ VE ŞAFİİ MEZHEBİNE GÖRE GIYABİ CENAZE NAMAZININ HÜKMÜ NEDİR?
Şafiî ve Hanbelî mezhebine göre cenaze namazı kılındığı esnada meyyitin hazır bulunması şart değildir. Yıkandığı kesin olarak biliniyorsa uzakta olanlar gıyabi olarak namaz kılabilirler (Nevevî, Şerhu Müslim, VII, 26). Zira Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), Necâşî vefat ettiğinde “Bugün salih bir adam vefat etti. Kalkınız, kardeşiniz Asheme’nin (Necaşi) üzerine cenaze namazı kılınız” buyurarak gıyaben namazını kıldırmıştır (Buhârî, Menâkib, 38, No: 3877; Müslim, Cenâiz, 65, No: 952). Hanefî ve Malikîler bu durumun Necâşî’ye özel olduğunu ve Allah Resulünün başka biri için gıyaben namaz kılmadığını belirterek meyyitin hazır bulunması gerektiğini şart koşarlar.