Çorbada Tuzun Olsun Derneği, evsizlere yönelik kalıcı çözümler üreterek sosyal entegrasyonlarını sağlamayı hedefleyen bir sivil toplum kuruluşu. 365 gün boyunca her akşam düzenlenen gıda dağıtım faaliyetleriyle evsiz bireylerle tanışan dernek, onların ihtiyaçlarını belirleyerek sağlık, istihdam ve barınma gibi alanlarda destek sunuyor. Dernek, toplumsal farkındalığı artırmayı ve tüm kesimlerden insanları bir araya getirerek iyiliği sürdürülebilir kılmayı amaçlıyor.
İnsanlık Dergisi'nden Ezgi Kurt Toptan'a konuşan, Çorbada Tuzun Olsun Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Evren Tüfekçi yaptığı açıklamada, Çorbada Tuzun Olsun Derneği'nin (ÇOTUN) 2,5 yıllık bir inisiyatif sürecinin ardından 2017 yılında resmi olarak kurulduğunu belirtti. Derneğin, evsizlik alanında faaliyet yürüten Türkiye'nin öncü sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu vurguladı.
Tüfekçi, derneğin amacı hakkında da bilgiler vererek, çeşitli yaş grupları, meslekler, eğitim düzeyleri, kültürler, alt kimlikler, dini ve siyasi görüşlerden insanların bir araya geldiği derneğin, sokakta yaşayan evsizler için sürdürülebilir çözümler üretmek, farkındalık oluşturmak, temel ihtiyaçlarını sağlamak ve evsizleri topluma kazandırmak için çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
Derneklerinin gerçek anlamda uygulamaya ve korumaya çalıştıkları belirli değerleri olduğunu belirten Tüfekçi, ekibin bu değerler doğrultusunda hareket ettiğini ve yıllardır aldıkları geri bildirimlerin bunun başarıyla gerçekleştirildiğini gösterdiğini söyledi. Tüfekçi, "Bu değerlerimiz; Şeffaflık, eşitlik, profesyonellik, sürdürülebilirlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık, sorumluluk, dürüstlük, insanı önemsemek, sabır, fedakârlık ve dayanışma” olduğuna vurgu yaptı.
GIDA DAĞITIMININ YAPILDIĞI İLÇELER VE SAATLER
Tüfekçi, her akşam 18.00-21.30 saatleri arasında Beyoğlu Bölgesi’nde gıda dağıtımı faaliyetlerini aralıksız sürdürdüklerini ve zaman zaman Beşiktaş Bölgesi'nde evsiz bireylere yönelik gece keşif faaliyetleri gerçekleştirdiklerini belirtti. Ayrıca, ayın belirli günlerinde Kadıköy, Fatih, Şişli ve Üsküdar gibi İstanbul’un farklı ilçelerinde de temel insani yardımlar sağlayarak evsizlere ulaşmayı hedeflediklerini ifade etti.
EVSİZ BİREYLERLE İLETİŞİM VE SAĞLANAN HİZMETLER
Dernek Başkanı Mehmet Evren Tüfekçi, büyük bir emek ve tecrübe doğrultusunda geliştirdikleri özgün modelle, evsiz bireylerin topluma kazandırılması için çeşitli programlar yürüttüklerini belirtti. Her akşam aralıksız olarak toplumdan soyutlanan evsizlere güvenli ve sağlıklı gıda ulaştırdıklarını vurgulayan Tüfekçi, diğer temel insani yardımlar ile evsizlerle iletişim kurarak, güvenlerini kazanmaya çalıştıklarını ifade etti.
Tüfekçi, bir tas çorbanın, toplumun geneli için önemli bir ihtiyaç gibi görünmese de sokakta yaşayan evsizler için hayatta kalmaları adına büyük bir anlam taşıdığını belirtti. Çorba ikram ederken, “Merhaba, nasılsınız?” diyerek evsizlere bir zeytin dalı uzattıklarını ve yalnız olmadıklarını hissettirmeye çalıştıklarını söyledi. Saha araştırmalarına göre, birçok evsiz bireyin gün içinde ilk iletişimini, gıda dağıtımı sırasında kurduklarını ekledi.
Tüfekçi, dernekleri ile evsizler arasındaki güven ilişkisi sayesinde, ilk adım olarak evsizlerin kimlik kartı ve Genel Sağlık Sigortası işlemlerini gerçekleştirdiklerini belirtti. Bu sayede, evsizlerin sistem içinde kayıtlı yaşamalarını sağladıklarını ve sağlık hizmetleri ile sosyal haklardan faydalanmalarını mümkün kıldıklarını söyledi. Dernek olarak topluma kazandırma modelinin diğer basamaklarını ise rehabilitasyon, barındırma ve istihdam olarak sıraladı. Bu modelle, daha fazla insanı hayata tutundurmayı ve evsizlerin kendi hayatlarını sürdürebilecek bir düzene kavuşmalarını hedeflediklerini ifade etti.
TOPLUMUN EVSİZLERE BAKIŞI
Tüfekçi, toplumun evsiz bireylere karşı bakış açısının giderek değiştiğini belirtti. Evsizlik sorununun farkında olan ve bu konuda destek olmak için çaba gösteren bir kesim bulunsa da çoğunluğun sorunun boyutu ve anlamı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını vurguladı. Evsiz bireyler, dış görünüşleri, madde kullanımları ve sokakta yaşamaları gibi çeşitli sebeplerle bazen potansiyel bir tehlike ya da suçlu olarak algılanabiliyor. Bu yanlış algılar, evsizlerin sosyal hayata katılmalarını, istihdam edilmelerini ve haklarına erişimlerini engelleyerek dışlanmalarına yol açmaktadır, diye ifade etti.
EVSİZ BİREYLERİN GÖNÜLLÜLERE YAKLAŞIMI
Tüfekçi, evsiz bireylerle olan ilişkilerinin güven temeli üzerine kurulu olduğunu belirtti. Her akşam sahada onlarla birlikte olduklarını, sadece gıda desteği sağlamakla kalmayıp, diğer sorunlarıyla da ilgilendiklerini ve çözüm üretmeye çalıştıklarını fark ettikleri için sağlıklı bir iletişim kurabildiklerini ifade etti.
TOPLUMSAL SORUMLULUK ANLAYIŞI
Tüfekçi, gönüllülüğün sadece duygusal bir bağlılık değil, aynı zamanda bir sorumluluk ve farkındalık fiiliyatı olduğunu vurguladı. Sosyal sorumluluğun bilinçsizce yapılmasının, sosyal travmalara yol açan ve toplumsal zararlar üreten bir sorumsuzluk olduğunu savunduklarını belirtti. Farkındalığın, duygu ve dürtüsellikten öte, bilince dayalı bir duyarlılık hali olduğunu ve bu duyarlılığın ilham vererek yayılabileceğini ifade etti. Çalıştıkları alanda yeni bakış açıları geliştirmeye çalıştıklarını, evsizliğin bir barınma değil, bir barınamama sorunu olduğunu vurgulayarak, profesyonel yaklaşımlar ve uzman görüşleriyle toplumun dezavantajlı gruplarının sorunlarını iyileştirmeye gayret ettiklerini belirtti.
GÖNÜLLÜ KATILIM VE İLETİŞİM YOLLARI
Tüfekçi, faaliyetlere katılacak gönüllüleri bireysel, kulüp/topluluk, kurumsal gibi kategorilere ayırarak belirli bir kota ile faaliyete dahil ettiklerini belirtti. Her bir grup, özel gönüllü ekiplerimiz tarafından yönlendirilmekte olup, bu kategorilendirme sayesinde karışıklığın önüne geçilmekte. Katılım sağlamak isteyen kişi ve gruplar, sosyal medya hesapları üzerinden başvuru yapabileceklerini ifade etti.
EVSİZLİK SORUNUNA YÖNELİK SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇÖZÜMLER VE YAKLAŞIM
Mehmet Evren Tüfekçi, Çorbada Tuzun Olsun Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olarak, her akşam düzenli olarak gerçekleştirdikleri gıda dağıtım faaliyetlerinde evsiz bireylerle tanıştıklarını belirtti. Bu süreçte, evsizlerle güvenli bir iletişim ağı kurarak, onların sorunları, evsiz kalma sebepleri ve ihtiyaçları hakkında bilgi edinmeye başladıklarını vurguladı. Bu bilgileri her akşam raporluyor ve her birey için kişiye özel bir takip süreci başlattıklarını ifade etti.
Evsiz bireylerin hikayeleri, yaşadıkları zorluklar ve ihtiyaçları birbirinden farklı olduğu için her birine özel bir yol haritası çizdiklerini belirtti. Kimliklendirme, sağlık hizmetlerine erişim, sosyal hizmetler, bağımlılıkla mücadele, istihdam, barınma ve psikososyal destek gibi alanlarda kişiye uygun hizmet sunduklarını söyledi. Evsiz bireylerin başvurusu ile başlayan süreç, sosyal entegrasyonları tamamlanana kadar titizlikle takip ediliyor. Örneğin, hizmetlere erişim aşamasında gönüllülerin, alınan tüm randevulara eşlik ederek süreci yakından takip ettiklerini ve bu sayede kişinin alacağı hizmet ya da tedavi sürecini daha kolay yönetebildiklerini vurguladı.
Derneğin amacının, evsiz bireylerin kendi ayakları üzerinde durabilecekleri bir yaşam kurmalarına yardımcı olmak olduğunu belirten Tüfekçi, her evsiz bireyin bir kuruma ya da kişiye bağlı olmadan, kendi başına sosyal entegrasyonunu tam anlamıyla gerçekleştirmesini hedeflediklerini ifade etti. Evsizlik sorununa kalıcı çözümler üretmeyi amaçladıklarını ve bu sürecin çözümünde tüm kişi, kurum ve kuruluşları dahil ederek etkili ve sürdürülebilir çözümler geliştirmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.
EVSİZLİĞE FARKLI BİR BAKIŞ: BARINAMAMA SORUNU
Tüfekçi, son sözlerinde şöyle ifade etti: "Evsizlik, bir barınma sorunu değildir. Evsizlik, bir barınamama sorunudur. Evsizlik, sadece ev yoksunluğundan ibaret değil, aynı zamanda bir yuva yoksunluğudur." Köklü çözümler üretebilmek ve yuva sıcaklığını, güvenini hissedebileceğimiz bir toplum inşa edebilmek amacıyla, bir kâse etrafında toplanarak bu davayı kurumlaştırdıklarını belirtti.
Yuva sıcaklığını ve güvenini hissedebileceğimiz, barınabileceğimiz bir toplum inşa etmek için her kesimden ve her kimlikten insana ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. "Çok kimlikli bir toplumda yaşıyoruz. Kimliklerimizi bir kenara koyup, hepimizin ortak sorunları etrafında birleşmemiz gerekiyor," diyerek toplumda farkındalığı yaymanın önemine değindi. Farkındalığın bulaşıcı olduğunu, iyiliğin ve cesaretin de aynı şekilde yayıldığını hatırlattı.
"Farkındalığı bulaştırabilmek, iyiliği sürdürülebilir kılmak ve tüm sorunlarımızı aşabilmek için bireylere ve kurumlara bir adım atmalarını teşvik ediyoruz. Haydi gel, senin de çorbada tuzun olsun," diyerek herkesi bu toplumsal dönüşüme katılmaya davet etti.