Özer, PKK’ya yönelik yürütülen bir soruşturma kapsamında, örgüt belgelerinde isminin geçtiği ve “sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görüldüğü” bilgisine dayanılarak 30 Ekim’de gözaltına alınmış ve ardından mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Avukatları, bu tutukluluğa itiraz ederek savunma dilekçesini Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda ilgili mahkemeye sundu.
Dilekçede, Özer’in adının geçtiği belgelerdeki ifadelerin müvekkilinin bilgisi ve iradesi dışında olabileceği belirtilerek, bu sebeple suçlanmasının hukuka aykırı olduğu vurgulandı. Ayrıca, Özer’in, eski milletvekili Remzi Kartal ile aynı aşiretten ve hemşehri olmaları nedeniyle tanışıklığı olduğu, yapılan görüşmelerin kişisel bağlardan kaynaklanabileceği ve bunların terör örgütüyle bağlantı kurmak için yeterli delil sayılamayacağı ifade edildi.
Savunma dilekçesi, Özer’in telefon görüşmeleri ve iddia edilen örgütsel bağlantılara dair elde edilen verilerin tek başına örgüt üyeliği suçlamasını desteklemediğini savundu. Özer’in yazdığı “Dağ Sancısı” romanının da eleştirilen noktalardan biri olduğu belirtilirken, eserin kurgusal ve hayali karakterlere dayandığı, “gerilla” ifadesinin kullanılmasının sanat ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Özer’in, PKK’nın ideolojisini veya hedeflerini benimsemediği, romandaki anlatımın terörle ilişkilendirilmesinin hatalı olduğu ifade edildi.
Avukatlar, tüm bu gerekçelerle tutuklama kararının gözden geçirilmesini talep etti.