193 ülkenin hükumet ve devlet başkanlarıyla birlikte New York şehrindeki Birleşmiş Milletler 79'uncu Genel Kurulu'na katılan olan Erdoğan, BM kürsüsünden 14'üncü kez dünyaya seslendi. BM Genel Kurulu'nda konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in soykırımının durdurulması için uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletler'i harekete geçmeye davet etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan öne çıkan açıklamalar şu şekilde;
"Sayın Başkan, değerli devlet ve hükümet başkanları, sayın genel sekreter, kıymetli delegeler sizleri şahsım, ülkem ve milletim adına en kalbi duygularımla,saygıyla selamlıyorum. Genel kurul başkanlığını tamamlayan sayın Fransis'i tebrik ediyorum görevi devralan sayın Yang'a başarılar diliyorum.BM Genel Kurulu'na bir kez daha seslenme fırsatı bulmaktan bahtiyarlık duyuyorum.
ERDOĞAN, TÜM DÜNYAYA SESLENDİ
Filistin'li tanımayan diğer devletleri de bu kritik dönemde tarihin doğru tarafında yer alarak Filistin devletini bir an evvel tanımaya davet ediyorum.Dost ve kardeş Filistin'in temsilcisinin üye ülkeler arasında hak ettiği yerde görmekten memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Buradaki dostlarımın çoğunun ekranlarda seyrettiği krizleri biz an be an yaşıyor ve yönetmeye çalışıyoruz. Sizlere gerilimin uzağında değil kalbinde yer alan ülkenin lideri olarak sesleniyorum.
"AYŞENUR EZGİ EYGİ'NİN KANININ YERDE KALMAMASI İÇİN MÜCADELEMİZİ VERİYORUZ"
Lübnan halkının ve hükümetinin yanındayız. 41 bin insanı katledenler, işledikleri suçların hesabını vermeden vicdanlar rahata kavuşamaz. İsrail'in işlediği suçların cezasız kalmaması için Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan davayı destekliyoruz. Müdahillik başvurusunda bulunduğumuz bu davada adaletin tesis edilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Ayşenur Ezgi Eygi kızımızın da kanının yerde kalmaması için her türlü hukuki mücadeleyi veriyoruz, vereceğiz.
1967 sınırları çerçevesinde bağımsız, egemen bir Filistin devletinin kurulması artık ertelenemez. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa ve Harem-i Şerif'e yönelik saldırıları da yakından takip ediyoruz. Tüm bunları söylerken Tayyip Erdoğan olarak bu kürsüde hamasetin diliyle konuşmuyorum. Burada tarihimden, ecdadımın vicdanlı duruşundan aldığım cesaretle konuşuyorum. Biz, tarih boyunca daima mazlumun yanında, zalimin ve zulmün karşısında olmuş bir milletiz.
Bundan 500 yıl önce engizisyondan kaçan Musevilere de Hitler'den kaçan Yahudilere da kucak açtık. Bizim, İsrail halkına yönelik düşmanlığımız yoktur. Müslümanların sırf inançları yüzünden hedef alınmasına nasıl karşıysak, antisemitizme de karşıyız. Sorunumuz zalimle ve zulümledir. Şunu herkes bilsin ki, biz hakkı haykırmaktan çekinmeyiz. Birileri rahatsız olsa da doğruları söylemekten korkmayız. İnşallah sonuna kadar haklının yanında durmaya, doğru bildiklerimizi acı da olsa söylemeye devam edeceğiz.
"DUR DEMEK İÇİN NEYİ BEKLİYORSUNUZ?"
Ey insan hakları örgütleri Gazze'dekiler insan değil mi? Filistin'deki çocukların okuma, yaşama, sokakta oynama hakkı yok mu? Ey Basın kuruluşları İsrail'in ofisini bastığı kuruluşlar sizin meslektaşınız değil mi?
Ey BM Güvenlik Konseyi, Gazze soykırımının önüne geçmek, bu zulme, bu barbarlığa 'dur' demek için daha neyi bekliyorsunuz? Filistin halkıyla birlikte kendi vatandaşlarının canını tehlikeye atan katliam şebekesini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz?
Ey İsrail'e kayıtsız şartsız destek verenler bu vahşete ortak olmanın utancını daha ne kadar yaşayacaksınız? Çocuklar ölürken bebekler can verirken uluslararası toplum da çok kötü bir sınav verdi. Bu çok büyük bir ahlaki çöküşün göstergesi.
"SAHNE ÖNÜNDE ATEŞKES DİYORLAR, ARKA PLANDA MÜHİMMAT GÖNDERİYORLAR"
İsrail apaçık bir soykırım uygulamakta, topraklarını adım adım işgal etmektedir. Özgürlüğü, bağımsızlığı, en temel hakları gasp edilen Filistinliler ise son derece haklı bir biçimde bu işgale, etnik temizlik faaliyetlerine karşı meşru direniş haklarını kullanmaktadır. Filistin halkının topraklarını işgal edenlere karşı sergiledikleri haklı direniş, gayrimeşru gösterilemeyecek kadar asildir, onurludur, kahramancadır. Buradan bir kez daha canları pahasına vatanlarını savunan Filistinli kardeşlerimi yürekten selamlıyorum. Sahne önünde güya ateşkes için uğraşanlar arka planda soykırımı gerçekleştirmesi için İsrail'e silah ve mühimmat göndermeye devam ediyor.
"MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ'Nİ UYGULAMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Savaşın Ukrayna'nın toprak bütünlüğü temelinde diplomasi ve diyalogla sona erdirilmesi için olan çabaları artıracağız. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni uygulamaya devam edeceğiz. Balkanların huzuru için yapıcı rol oynuyoruz. Bosna Hersek'in egemenliğinin önemini her platformda tekrarlıyoruz. Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin rolü yadsınamaz. Doğu Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip ülkeyiz.
"KIBRIS TÜRKLERİNE TECRİD SON BULMALI"
Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinden 50 yıl geçti. O günden bugüne kadar adada barış ve sukunet hakim oldu. Kıbrıs Adası'nın kuzeyi ve batısında ilan edilmiş kıta sahanlığında Kıbrıs Türklerinin hakları vardır. Adil kalıcı ve sürdürülebilir çözüm getirilmesi için samimi olan taraf Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'ydi. Adada iki ayrı devket ve iki halk vardır. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüleri yeniden tescil edilmeli, tecrit artık son bulmalıdır. Bugün uluslararası toplumu bir kez daha KKTC'yi tanımaya davet ediyorum.
Libya'da istikrarın tesisine aktif destek sağlıyoruz. tüm devletleri Libya'nın yanında yer almaya davet ediyoruz. Afrikalı kardeşlerimzle tam bir dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz. Türk dünyası olarak birlik beraberliğimizi daha da tahkim edeceğiz. Uygur Türklerinin temel hak ve özgürlüklerinin korunması için Çin ile yakın diyalog halindeyiz.
"BRICS İLİŞKİLERİMİZİ CANLI TUTACAK"
BRICS ilişkilerimizi canlı tutacak. Yükselen ekonomileri bir araya getiren ilişkiler artıyor. Küresel adaletsizliğin giderilmesi için birlikte çalışma mecburiyetindeyiz. Milli gelirine oranla en fazla yardım yapan ülke olan Türkiye'nin faaliyetleri sürdürülebilir kalkınmaya destek oluyor. Yapay zeka dahil ileri teknolojilerin dönüştürücü gücünden tüm ülkelerin eşit şekilde yararlanmasından yanayız. Geçtiğimiz hafta Lübnan'a gerçekleştirilen siber saldırılar teknolojilerin nasıl ölümcül silaha dönüştüğünü göstermiştir.
Hiçbir ülke emisyon azaltımını tek başına göğüsleyemez. Daha sürdürülebilir ve temiz bir dünya vizyonuyla eşim Emine Erdoğan himayesinde başlattığımız sıfır atık projesini oy birliğiyle kabul edilen oyla küresel boyuta taşıdık. Buradan tüm ülkeleri, STK'ları hareketimize ortak olmaya davet ediyorum.
"AİLE KURUMUNA SALDIRILAR GİDEREK ARTIYOR"
En yakın zamanda BM'de İslamofobiyle mücadele özel temsilcisi atanmasını bekliyoruz. Aile kurumuna saldırılar giderek artıyor. Geçen sene bu kürsüde gündeme getirdiğim bir tehlikeye karşı bugün bir kez daha dikkatlerinizi çekmek istiyorum. 2024 Olimpiyatları açılışında sergilenen rezalet tehdidin boyutlarını gözler önüne sermiştir. Bir spor etkinliği çirkin bir şekilde cinsiyetsiz hale getirilmiştir. O kötü sahneler Müslümanları ve kutsala saygısı olan herkesi derinden yaralamıştır. Bu yıkım projesi karşısında ses çıkaran herkes susturulmaktadır. Ne pahasına olursa olsun Tütkiye bu kuşatmayı yarmakta kararlıdır.