Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda 10 metre havalı tabanca karışık takım kategorisinde gümüş madalya kazanan Yusuf Dikeç-Şevval İlayda Tarhan ikilisi, Türk spor tarihine adlarını yazdırdı. Şevval İlayda Tarhan ve Yusuf Dikeç Türkiye'ye döndü. Oyunlar sırasında ekipman kullanmaması ve elleri cebinde rahat duruşuyla dünya ve Türkiye'nin konuştuğu Yusuf Dikeç, Ekol TV Muhabiri Melisa Yasemin'in sorularını yanıtladı. Dikeç, yarışma sırasındaki rahatlığıyla ilgili soru üzerine şunları söyledi:
KALBİMİZ YERİNDEN FIRLAYACAK GİBİYDİ
"Aslında bu başarı benim değil. Biz sadece bir sembolüz, bir isimiz. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başarısı. Tabi mutlu olduk. Aslında rahatlık falan ne kadar gözükse de, rahat olmaya çalışıyoruz ama iç dünyamızda fırtınalar kopuyor. Çünkü o yarışmanın baskısı, 85 milyonun beklentisi bizi inanılmaz baskıya sokuyor. Sadece dışımızda rahat olmaya çalıştık. Kalbimiz yerinden fırlayacak gibiydi. Başarı, evet çok mutluyum kendi adıma ve ülkem adına Cumhuriyet tarihinin ilk Olimpiyat madalyasını getirdiğimiz için. Emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyorum. Bize dualarını esirgemeyen 85 milyona, bu madalya bu başarı hepimizin, benim değil, büyük Türk milletinin."
VÜCUDUMUN GERGİNLİĞİNİ ATABİLMEK İÇİN ELİMİ CEBİME KOYDUM
Dikeç, elinin cebinde olmasının kendisine rahatlık kazandırıp kazandırmadığıyla ilgili soru üzerine "Aslında bir tekniği falan yok. Sadece vücudumu daha stabil tutabilmek için, daha rahat olabilmek için, vücudumun gerginliğini atabilmek için elimi cebime koydum. Onun dışında böyle bir teknik yok" dedi.
BU KADAR OLACAĞINI TAHMİN ETMİYORDUM
Yusuf Dikeç, dünya basınında yoğun ilgi görmesiyle ilgili ise şöyle konuştu: "Ben aslında bu kadar olacağını tahmin etmiyordum. Arkadaşlar söylüyor, sosyal medyayı çok fazla kullanan birisi de değilim. 'Olimpiyat sporcularının içinde en çok konuşulan sen oldun' diyorlar. Tabi mutlu ediyor. Yani çok fazla medyatik, işte sosyal medyada fenomen olmak değil, insanların gönlünü kazanmak bizi daha da çok mutlu ediyor. Beklemiyordum. Ama şu vardı; ben bu sene Olimpiyat kotasını çok geç aldım. Geç almama rağmen dünya sıralamasında hep ilk 5'in, ilk 7'nin içindeydim, hep finallerdeydim. O zaman yurtdışındaki atıcı arkadaşlar hepsi mesaj atıyordu, mail gönderiyordu. "Ya Yusuf bu kotayı sen hak ediyorsun, nasıl alamazsın" falan diyorlardı, son sıralamadan aldım. Tabi oraya gittik, madalya aldık. Madalya aldıktan sonra da aynı arkadaşlar bu kez "Ya Yusuf bu madalya en çok sana yakışıyor" dediler. Bu olumlu tepkileri almak bizi daha çok motive ediyor, daha çok mutlu ediyor. Aslında Yusuf Dikeç'i tebrik etmiyorlar, bu iyi dileklerini Yusuf Dikeç'e sunmuyorlar, Türk milletine sunuyorlar, Türkiye'ye sunuyorlar. Ben öyle görüyorum. Biz sadece bir semboldük orada."
Yusuf Dikeç, nasıl hazırlandığıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi: "Eğer hedefleriniz büyükse, yarışmalarınız büyükse hiç kimse Avrupa, Dünya, Olimpiyat şampiyonu eli cebinde gezerek şampiyon olamaz. Tabi arkadaşlar diyorlar sen bize böyle söyledin ama senin elin cebindeydi. Çalışmadan başarı gelmiyor. Eğer yarışmalarınız, hedefleriniz büyükse, o boyutta da antrenman sıklığınız, antrenman saatlerinizin yoğunluğu, yaşam disiplininizin yoğunluğu yüksek olmalı. Ben hep şunu söylüyorum, bir şeyi çok istemek değil aslında o istediğiniz şeyi elde edebilmek için sarf ettiğiniz çaba önemli. Ben 24 yılımı verdim. Yani günde 4 saat çalışarak, haftanın 6 günü... Sonunda bu madalya geldi."
O ALTIN MADALYA GELECEK
Dikeç, "Şu anda tatile mi gidiyorsunuz?" sorusuna ise "Yok, tatile gidecek vakit yok maalesef. Birkaç gün dinlenip 2028'e hazırlanmaya devam. O altın madalya gelecek" yanıtını verdi.