Netanyahu ve Gallant için tehlike çanları çalıyor: Tutuklanacaklar mı?
PIRIL CENNET / EKOLTV.COM.TR
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları nedeniyle tutuklama kararı verdi. Bu karar, uluslararası hukukun uygulanabilirliği ve siyasi dengeler açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirildi. Konuya ilişkin Ekoltv.com.tr Dış Haberler Editörü Pırıl Cennet, Hukukçu Cem Sofuoğlu ile görüştü.
“PUTIN İÇİN DE AYNI KARAR ÇIKMIŞTI”
Cem Sofuoğlu, UCM’nin daha önceki önemli kararlarını hatırlatarak, Netanyahu ve Gallant hakkındaki kararın uygulanabilirliği üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Sofuoğlu, “UCM geçmişte eski Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Milosevic hakkında tutuklama kararı vermişti. Bu karar uygulandı ve Milosevic Lahey’de yargılanmaya başladı, ancak yargılama süreci tamamlanmadan intihar etti. Yine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında da tutuklama kararı çıkarıldı. O günden bugüne Putin birçok ülkeye seyahat edemiyor ve Türkiye’ye bile gelemiyor” diyerek UCM kararlarının geçmişteki etkilerini hatırlattı.
“SOYKIRIM İLE SUÇLANMIYORLAR”
Netanyahu ve Gallant’ın Gazze ve Lübnan’daki katliam saldırılarına rağmen soykırım ile suçlanmadığını ifade eden Sofuoğlu “Burada ilginç olan durum soykırım suçundan suçlanmıyorlar; insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları sebebiyle suçlanıyorlar. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri de Roma Statüsü’ne taraf üyelerin UCM’ye saygı göstererek bu iki kişiyi ülkelerine gelme halinde tutuklamalarını istedi. Avrupa Birliği (AB) Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de kararın AB ülkeleri tarafından uygulanmasını istedi” diye konuştu.
“TUTUKLAMA KARARI YALNIZCA ÜYE ÜLKELERLE SINIR DEĞİL”
Netanyahu ve Gallant hakkındaki kararın uygulama kapsamına dikkat çeken Sofuoğlu, UCM’nin yalnızca üye ülkelerle sınırlı olmadığını vurgulayarak “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararının uygulanması için illa UCM’ye üye olmaya gerek yok. UCM’nin kuruluş anlaşması olan Roma Statüsü’nün 86 ve 87’nci maddeleri gereğince, bu kararın uygulanması taraf ülkelerin hükümlülüğünde. Bu sözleşmeye imza atan 124 ülke, bu karara bağlı. Eğer Netanyahu ve Gallant bu ülkelerden birine giderse, bu ülkeler onları yakalayıp derhal Lahey’deki UCM’ye teslim etmekle yükümlü” ifadeleriyle, kararın uluslararası bağlayıcılığına dikkat çekti.
“İSRAİL’İ DESTEKLEYENLERİN NE YAPACAĞI MERAK EDİLİYOR”
Avrupa ülkelerinin bu kararı uygulamaktaki çelişkili durumuna değinen Sofuoğlu, “Bazı Avrupa Birliği üyeleri hem UCM’ye taraf hem de İsrail’i destekleyen ülkeler. Almanya, İtalya, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler bu kararı uygulamakla yükümlü, ancak aynı zamanda İsrail’e siyasi ve ekonomik destek sağlıyorlar. Kararı uygulamaları gerek, aksi halde uluslararası hukukun temel prensibi olan ahde vefa ilkesine saygı göstermemiş olacaklar ya da Roma Statüsü’nden çekilecekler. Bu çelişkili durumu nasıl çözeceklerini göreceğiz” dedi.
“TÜRKİYE ROMA STATÜSÜ’NÜ İMZALAMADI”
Türkiye’nin bu karara yaklaşımı hakkında da görüşlerini paylaşan Sofuoğlu, Ankara’nın karardan memnun olduğunu belirtti. Ancak Türkiye’nin UCM ile olan ilişkisine dikkat çeken Sofuoğlu, “Türkiye, UCM’nin temel anlaşması olan Roma Statüsü’nü bugüne kadar imzalamadı. Ancak bu karar vesilesiyle Türkiye’nin bu anlaşmayı imzalaması gerektiğini düşünüyorum” diyerek Türkiye’nin bu konuda daha aktif bir rol üstlenebileceğini ifade etti.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Netanyahu ve Gallant hakkında verilen tutuklama kararı, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarıyla mücadelede UCM’nin önemini bir kez daha gündeme taşıdı. Ancak bu kararın uygulanabilirliği, uluslararası hukukun geleceği ve politik dengeler açısından kritik bir sınav olacak. Özellikle İsrail’e destek veren Avrupa ülkelerinin tutumu, uluslararası toplumu yakından ilgilendiriyor. Sofuoğlu’nun da belirttiği gibi, bu ülkeler ya ahde vefa ilkesine uygun hareket ederek kararı uygulayacak ya da UCM ile bağlarını sorgulamaya başlayacaklar. Bu kararın, Netanyahu ve Gallant’ın uluslararası alandaki hareketlerini nasıl etkileyeceği ve UCM’nin etkinliğine dair tartışmalara nasıl yön vereceği önümüzdeki dönemde netleşecek.