Doktorluktan diktatörlüğe: Devrik lider Esad’ın çalkantılı iktidar hikâyesi!
Suriye’nin devrik lideri Beşar Esad’ın yaşamı, beklenmedik dönemeçler ve derin etkiler bırakan olaylarla şekillendi. Siyasi sahnede yer alışını belirleyen en kritik anlardan biri, kendisinden binlerce kilometre uzaklıkta, Londra’da göz doktorluğu eğitimi alırken yaşanan bir trajediydi. Bu trajedi, ağabeyi Basil Esad’ın 1994 yılında Şam yakınlarında geçirdiği ölümcül trafik kazasıydı. Esad ailesinin siyasi mirasını taşıma sorumluluğu aniden Beşar’ın omuzlarına yüklenmişti. Bu, onun doktorluktan otoriter bir liderliğe ve savaş suçlarıyla anılan bir figüre dönüşümünün başlangıcıydı.
BİR DOKTOR OLARAK BAŞLAYAN YOLCULUK
Esad, 1965 yılında Hafız Esad ve Anisa Makluf’un çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Hafız Esad, 1971'de Suriye Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturarak ülkeyi 30 yıl boyunca demir yumrukla yönetti. Ancak Beşar Esad, ağabeyi Basil’in aksine siyasetten uzak bir hayat sürmek istiyordu. Şam Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, 1992’de Londra’ya taşınarak göz hastalıkları uzmanı olmak için eğitim almaya başladı. Londra’daki hayatında Batı’nın değerlerine ilgi duyan, sıradan bir öğrenci olarak tanımlandı. Phil Collins hayranlığı ve modern yaşam tarzı, onu ilerideki otoriter lider imajından oldukça uzakta gösteriyordu.
AĞABEYİNİN ÖLÜMÜ DÖNÜM NOKTASI OLDU
Londra’da, gelecekteki eşi Esma el-Akhras ile tanıştı. Batı’da eğitim almış, parlak bir kariyer vadeden Esma, Beşar ile evlendiğinde Suriye halkı arasında modern ve umut dolu bir dönemin sembolü olarak görülecekti. Ancak bu umut, trajik bir olayla yarıda kesildi 1994 yılında ağabeyi Basil’in ölüm haberi Beşar’ı siyasetin tam ortasına çekti.
SİYASİ MİRASIN BEKLENMEDİK VARİSİ
Basil’in ölümünden sonra Esad, aniden Suriye’nin gelecekteki lideri olarak yetiştirilmeye başlandı. Londra’daki eğitimini yarıda keserek Suriye’ye dönen Beşar, orduda hızlıca yükseldi. Babası Hafız Esad’ın 2000 yılında ölümü üzerine, anayasada yapılan değişikliklerle 34 yaşında Suriye Cumhurbaşkanı oldu. Esad’ın liderliğinin ilk yılları, siyasi reform ve ekonomik iyileşme vaatleriyle umut verici bir başlangıç yaptı. "Şeffaflık, çağdaşlaşma ve demokrasi" gibi söylemlerle halkın desteğini kazandı. Ancak bu umutlar kısa sürede yerini hayal kırıklığına bıraktı.
ÖZGÜRLÜK VAADİ YERİNE BASKICI POLİTİKA
Esad, 2001 yılında başlayan muhalif hareketleri hızla bastırdı ve özgürlük vaatleri yerini baskıcı politikalara bıraktı. 2011 yılında başlayan Arap Baharı protestoları, Suriye’de de yankı buldu. Deraa şehrinde gençlerin gözaltına alınmasıyla başlayan gösteriler, hızla tüm ülkeye yayıldı. Esad rejimi, bu gösterilere şiddetle karşılık vererek iç savaşın fitilini ateşledi. Çatışmalar, ülkede büyük bir insani krize yol açtı. Milyonlarca insan yerinden edildi, yüzbinlerce kişi hayatını kaybetti. Esad, bu süreçte Rusya ve İran’ın desteğiyle ayakta kaldı. Ancak uluslararası toplumda savaş suçları ve insan hakları ihlalleriyle suçlanmaya başladı.
RUSYA SAYESİNDE AYAKTA KALDI
Esad yönetimi, 2015 yılına kadar ciddi bir toprak kaybı yaşadı. Ancak Rusya’nın askeri müdahalesi, rejimin ayakta kalmasını sağladı. 2018 yılına gelindiğinde Esad, büyük şehirlerin kontrolünü yeniden ele geçirdi ve uluslararası arenada yavaş yavaş kabul görmeye başladı. Suriye, 2023’te Arap Birliği’ne geri alındı. Ancak ekonomik krizler ve bölgesel gerilimler, rejimin sürdürülebilirliğini tehdit etmeye devam etti.
GAZZE SAVAŞI SURİYE’NİN DENGELERİNİ SARSTI
2023 yılında Gazze’de başlayan savaş, Suriye’nin iç dengelerini de sarstı. Lübnan’daki Hizbullah’ın zayıflaması ve muhalif grupların yeniden organize olması, Esad rejiminin zayıflığını gözler önüne serdi. Kasım 2024’te muhalif gruplar sürpriz bir saldırıyla Halep’i ele geçirerek rejimin çöküşüne giden yolu hızlandırdı. Esad’ın hikayesi, bir göz doktorunun dünya çapında tartışmalı bir liderliğe dönüşümünün trajik ve karmaşık öyküsüdür. Reform vaatleriyle başlayan iktidar dönemi, baskıcı bir rejime evrildi ve ülkesini yıkıcı bir savaşa sürükledi. Şimdi, Suriye halkı için yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemin, yıllardır süren savaşın yaralarını sarıp saramayacağı ise belirsizliğini koruyor.