Devrik lider Esad Rusya’ya sığındı: Suriye’nin yağmalanan milyarları nerede?
8 Aralık 2024, Suriye tarihine bir dönüm noktası olarak geçti. Tam 61 yıl boyunca ülkede baskı, zulüm ve katliamlarla hüküm süren Baas rejimi, Beşar Esad’ın Rusya’ya kaçmasıyla tarih oldu. Esad ailesinin 53 yıl boyunca adeta bir hanedan gibi yönettiği rejim sona ererken, bu çöküşün ardında hem trajik bir miras hem de devasa bir servet hikayesi bıraktı.
MOSKOVA’NIN HİMAYESİNDE
1963’te Suriye’de başlayan Baas Partisi’nin iktidarı, Hafız Esad ve ardından oğlu Beşar Esad ile bir diktatörlük hanedanlığına dönüştü. Rejimin hüküm sürdüğü yıllarda on binlerce insan işkence gördü, yüzbinlercesi yaşamını yitirdi ve milyonlarca Suriyeli evlerini terk etmek zorunda kaldı. Özellikle 2011 yılında başlayan iç savaş, bu kanlı mirası tüm dünyanın gözleri önüne serdi. Esad’ın kaçışı ise akıllarda pek çok soru işareti bıraktı. Şam’dan havalanan uçağın radardan kaybolması, dünya medyasında “Öldü mü?” sorularını gündeme getirirken, kısa süre sonra Rusya’nın resmî açıklamasıyla devrik liderin Moskova’ya sığındığı öğrenildi. Ancak bu kaçışın detayları hâlâ sırlarla dolu. Yanında ne götürdüğü, Rusya’ya ne vaat ettiği ve bundan sonra nasıl bir yaşam sürdüreceği belirsizliğini koruyor.
SURİYE HALKININ KANIYLA İNŞA EDİLEN SERVET
Esad’ın devasa serveti, yalnızca uluslararası medyanın değil, dünya liderlerinin de radarında. İngiliz The Times gazetesine göre, Esad ailesi yıllarca Suriye’nin petrol ve doğalgaz gelirlerini, nadir tarihi eserlerini ve diğer doğal kaynaklarını yağmalayarak milyarlarca dolarlık bir servet biriktirdi. Bu servetin, sahte şirketler ve karmaşık mülkiyet ağıyla gizlendiği ortaya çıktı. Servetin bir kısmı Moskova’da lüks dairelere, Fransa’da şatolara ve Dubai’de milyon dolarlık villalara dönüştürüldü. Özellikle Moskova’daki City of Capitals gökdelenlerinde, Esad ailesine ait olduğu belirlenen 40 milyon dolarlık daireler dikkat çekiyor. Bu yatırımların, Suriye’de savaş devam ederken yapılması, Esad ailesinin yağma düzeninin boyutlarını gözler önüne seriyor.
RUSYA’YA KAÇARKEN YANINDA NE GÖTÜRDÜ?
Rusya’ya kaçarken yanında 200 ton altın, milyarlarca dolar nakit ve diğer değerli varlıklar götürdüğü iddiaları, uluslararası medyanın gündeminden düşmüyor. Suudi gazetesi Elaph, İngiliz istihbarat teşkilatı MI6’in raporlarına dayanarak, Esad ailesinin toplam servetinin 16 milyar dolar, 5 milyar Euro ve 200 ton altından oluştuğunu iddia etti. Ancak bu servetin nerede saklandığı ve ne kadarının hala erişilebilir olduğu tam olarak bilinmiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2022 tarihli bir raporuna göre, Esad ailesinin serveti 1-2 milyar dolar arasında değişiyor ve büyük bir kısmı paravan şirketler, denizaşırı vergi cennetleri ve gizli banka hesaplarında tutuluyor. Ancak bu rakamlar, Esad ailesinin sahip olduğu gerçek serveti yansıtmakta yetersiz kalıyor. Financial Times ve Global Witness gibi medya kuruluşlarının yaptığı araştırmalar, Suriye’den kaçırılan varlıkların büyüklüğünün çok daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.
DUDAK UÇUKLATAN MİRAS
Esad’ın serveti yalnızca finansal büyüklüğüyle değil, aynı zamanda lüks detaylarıyla da dikkat çekiyor. Dubai’de Burc Halife’deki 25 milyon dolarlık bir daire, Fransa’nın Provence bölgesindeki 50 milyon dolarlık bir şato, Paris Şanzelize yakınlarında 12 milyon dolarlık bir daire ve daha fazlası... İngiltere’de ise 100 milyon sterlinlik dondurulmuş varlıklar bulunuyor. Global Witness’ın 2019 raporu, Esad ailesinin Moskova’da gökdelenler bölgesinde toplam değeri 40 milyon doları bulan dairelere sahip olduğunu ortaya koydu. Bu daireler, 2011-2019 yılları arasında alınmış ve çoğu paravan şirketler üzerinden satın alınarak gizlenmeye çalışılmış. Bu süreçte Esad’ın kuzeni Rami Makluf’un rolü ise bir kez daha ön plana çıkıyor.
YAĞMALANMIŞ BİR TOPLUM
Esad’ın kaçışıyla Suriye’de kanlı bir dönem sona erdi. Ancak ülkede yıkılan şehirler, kaybolan nesiller ve yağmalanan kaynaklar, uluslararası toplumun önünde çözülmesi gereken devasa bir enkaz olarak duruyor. Esad’ın serveti ve kaçışının detayları, yalnızca onun kaderini değil, aynı zamanda Suriye’nin yeniden inşası için gereken kaynakların nasıl geri alınabileceğini de şekillendirecek. Esad’ın çöküşü, tarih kitaplarında bir diktatörün sonu olarak yer alacak olsa da ardında bıraktığı izler daha uzun yıllar boyunca Suriye halkının mücadelesine tanıklık edecek. Şimdi dünya, yalnızca bir diktatörün mirasını değil, bu mirasın uluslararası sistemdeki etkilerini de konuşuyor. Bu hikâye, yalnızca Suriye’nin değil, yağmalanmış tüm ulusların yeniden doğuş mücadelesinin sembolü haline gelmeye de aday…