Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Riyad'da "İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirve Toplantısı"na ve Bakü'de düzenlenen COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi'ne katıldı. Ziyaretlerinin ardından Türkiye'ye dönen Erdoğan, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o açıklamaları...
"EN SOMUT ADIMI ATAN TÜRKİYE'DİR"
Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Birliği İkinci Olağanüstü Ortak Zirvesi’ndeki konuşmamızda Gazze ve Lübnan’daki soykırıma değindim. İsrail mezalimine dünyada en güçlü tepkiyi veren, bu konuda ticaretin durdurulması dahil en somut adımı atan ülke hiç tartışmasız Türkiye’dir. Gazze’ye gönderilen insani yardım miktarında da en üstte yine biz varız.
"AVRUPA'DA 5'İNCİ DÜNYADA 11'İNCİ SIRADAYIZ"
Yenilenebilir enerjide Avrupa’da beşinci, dünyada 11’inci sırada yer alıyoruz. Su verimliliği seferberliğimize ilave olarak, her 11 Kasım gününü “Milli ağaçlandırma günü” ilan ettik. Dünden itibaren milyonlarca fidanı halkımızın desteğiyle toprakla buluşturmaya başladık.
"BU SORUNUN YÜKÜNÜ HEP BİRLİKTE OMUZLAMALIYIZ"
(Yenilenebilir enerji) Türkiye olarak bu konuyu önemsiyor ve üzerimize düşeni yapmak için azami gayret gösteriyoruz. Fakat sadece bizim ya da beraberimizdeki birkaç ülkenin gayretleriyle bu meseleye köklü ve kalıcı çözüm bulmak mümkün değil. Organize hareket etmeli, bu sorunun yükünü hep birlikte omuzlamalıyız.
"TRUMP'IN KABİNESİNİ GÖRMEMİZ GEREKİYOR"
Yeni dönemde Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin gelişmesi yaptığımız bir telefon diplomasisiyle sağlanmaz. Şu anda Sayın Trump’ın kabinesi nasıl oluşacak, nasıl bir kabine ortaya çıkacak bunları görmemiz gerekiyor. İki ülke arasında ticaret hacminin artırılması ve yatırımların teşvik edilmesi için yeni fırsatlar oluşturabiliriz.
"BU ALANDA MUSK İLE ADIMLAR ATILABİLİR"
Teknoloji tek başına ilerleyeceğiniz bir alan değil, mutlaka bazı iş birliklerine ihtiyacınız oluyor. Bu alanda iş birliği fırsatlarının doğması halinde Musk ile de adımlar atılabilir. Elon Musk, Sayın Trump yönetiminde hangi alanda görev alacak, hangi alanda aldığı görevle Sayın Trump'a veyahut da Amerika yönetimine faydası olacak bunu zaman içerisinde göreceğiz.
"VERİLEN MESAJLAR BİZİ KAYGILANDIRIYOR"
(Trump'ın seçilmesi sonrası bölgesel savaş risklerinde azalma iddiası) Bana bu konu ile ilgili tespitler için biraz erken gibi geliyor. Trump görevi, Biden’den teslim alsın bakalım. Devir teslimden sonra yeni dönemde ne gibi adımlar atacak, bunu o zaman göreceğiz. Çünkü zaman zaman verilen mesajlar bizi kaygılandırabiliyor. Onun için de Ocak ayını bir görmemiz lazım.
"MEKTUBUMUZA RUSYA VE ÇİN DE İMZA VERDİ"
Çin ve Rusya İsrail’in bu saldırılarının haksız ve hukuksuz olduğuna ilişkin açıklamalar yaptı. Saldırıların sonlandırılıp konunun diplomasi yoluyla çözülmesi noktasında beyanları da bulunuyor. Birleşmiş Milletler zemininde başlattığımız İsrail’e silah ve mühimmat sevkiyatının durdurulması için tedbir isteyen ortak mektup girişimimize Rusya ve Çin imza verdi bu önemli bir adımdır. Çünkü İsrail’e bu silah ve mühimmat sevki devam ettiği müddetçe İsrail daha saldırgan hale gelecek.
"İSRAİL'İ HER ALANDA KÖŞEYE SIKIŞTIRACAK ADIMLAR ATILMALI"
İsrail’in Gazze soykırımına giriştiği günden bu yana herkesi katliamların ve ölümlerin karşısında olmaya davet ediyoruz. Maalesef bazı Batılı ülkelerin yönetimlerinden bunu göremedik. Diplomatik baskının artırılması için İsrail’i her alanda köşeye sıkıştıracak aktif bir diplomasi ortaya konulması da mühim. Büyük bir insanlık sınavının ortasındayız. Bu sınavdan geçmek insanlık ittifakının parçası olmakla mümkün. Yoksa tarih İsrail’in yanında duranları da, zulme sessiz kalanları da yargılayacaktır.
"ZİHİNLERİNİ HIRS TIKAÇLARI İLE KAPATTILAR"
Bizim şu anda İsrail’le bu noktada herhangi bir ilişkimiz yok. Bundan sonraki süreçte de bu ilişkileri geliştirmek için attığımız adım da yok. Malum bu siyasi partiler, ki bunlar da ‘cürmü kadar yer yakar’. Ne yapıyorlar şimdi? Acaba biz Cumhur İttifakı’nı nasıl yıkarız veya Cumhur İttifakı’nı nasıl yerden yere vururuz bunun arayışı içindeler. Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İsrail ile hukukunu devam ettirmez, geliştirmez. Böyle bir niyetimiz de söz konusu değil. Bu konuda bazıları kulaklarını, gözlerini ve zihinlerini hırs tıkaçları ile kapatmış durumda.
"İSRAİL'İN DÜMEN SUYUNDAKİ İFTİRACILAR BİZİ HEDEF ALACAK"
Biz Netanyahu denilen zalimden de onun çetesinden de bu yaptıklarının hesabını hukuk önünde soracağız. Sonuna kadar zalimlerin ensesinde olacağız. Biz böylesi bir baskı yaptığımız için İsrail’in dümen suyundaki bu iftiracılar bizi hedef alacak, biliyoruz. Biz istikametimizi iftiracıların kirli cümlelerine göre değil, milletimizin işaret ettiği yöne göre tayin ediyoruz.
"ESED BUNUN FARKINA VARMALI"
Beşar Esed’in konuşmasını dinleme imkanım olmadı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ile görüşme için çıktım. Ben hala Esed’den umutluyum. Bir araya gelip Suriye-Türkiye ilişkilerini inşallah yoluna koyalım diye hala umudum var. Çünkü bizim Suriye-Türkiye arasındaki terör yapılanmalarını yok etmemiz lazım. Biz Suriye tarafına normalleşme konusunda elimizi uzattık. Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden biz değiliz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü terör örgütü PKK/PYD/YPG başta olmak üzere teröristler tehdit ediyor. Esed bunun farkına varıp ülkesinde yeni bir iklimi başlatacak adım atmalı ve ülkesine sahip çıkmalıdır.
"BUNDAN SONRA ATACAĞIMIZ ADIMLAR GÜVENLİĞİMİZ İÇİN OLACAK"
Suriye’deki istikrarsızlık ve terör örgütlerinin orada tutunması bizim için bir güvenlik riskidir. Bizim gerek DEAŞ’a gerek PKK/PYD/YPG’ye yönelik tüm harekatlarımızın amacı kendi güvenliğimizi sağlamaktır. Bundan sonra atacağımız adımlar da bunun için olacak. Sınırlarımızda hala teröristlerin tutunduğu alanlar bulunuyor ve burası bizim güvenliğimiz için risk oluşturuyor. Oraları tamamen temizlemeden ve terör bataklığını kurutmadan tam anlamıyla güvenliği sağlamak mümkün değil.
"MAALESEF MUHALEFETİ YANIMIZDA BULAMADIK"
(İsrail’in saldırganlığı) Bizim iç cephemizi sağlam tutma anlayışımızı muhalefet anlayamamış gibi görünüyor. İç cephenin tahkimi elbette her zaman önemli ancak ne yazık ki iç cepheyi güçlendirmek istediğimizde ortak hassasiyetlerle hareket eden bir muhalefeti yanımızda bulamadık. Muhalefet gündelik siyasi meseleler, kazançlar, rantlarla uğraşıyor.
"DERSİMİZE İYİ ÇALIŞACAĞIZ"
Brezilya toplantısı inanıyorum ki dünyaya çok farklı mesajların verileceği bir zirve olacak. İnşallah dersimize de iyi çalışacağız. Brezilya’da Rio Zirvesi çok çok verimli, faydalı bir zirve olacak diye düşünüyorum. Sayın Lula ile oradaki buluşmamız inşallah dünyada ses getirecek bir buluşma olacaktır.
"CUMHUR İTTİFAKI OLARAK MUTABAKAT İÇİNDEYİZ"
Özgür Özel’in Diyarbakır Anneleriyle ilgili çıkışını samimi bulmuyorum. Türkiye, 40 senedir bölücü terör belasıyla mücadelede ediyor. Binlerce güvenlik mensubumuzu, kamu görevlimizi, sivil vatandaşımızı terör örgütünün alçakça saldırılarında şehit verdik. Terör tehdidini kaynağında bertaraf etme stratejimiz sayesinde sahada çok önemli kazanımlar elde ettik. Bu mücadele aynı azim ve kararlılıkla devam edecek. Türkiye’nin geleceğinde teröre de, terör takviyeli siyasete de yer yok. Cumhur İttifakı olarak bu konuda tam bir mutabakat içindeyiz.
"HESABINI HUKUK ÖNÜNDE SORARIZ"
Ben belediye başkanlığı da yaptım. Ama konser belediyeciliği yapmadım. Dikkat edin, benim belediye başkanlığımda çöp, çukur, çamur İstanbul’da yok edildi. Şimdi durum felaket. Millet bu belediye başkanlarına şehirlerine hizmet versin diye oy verdi ancak hizmetten anladıkları eğlence düzenlemekten öteye geçmiyor. Millet hizmetsizlikten ne yapacağını şaşırmış halde. Bir de üzerine konser adı altında birilerine ödenen milyonlar çıkınca olan vatandaşa oluyor. Kamu kaynaklarının teröre, terör örgütlerine aktarılmasına nasıl karşı çıktıysak, bu kaynakların yandaşlara aktarılmasına da elbette karşı çıkarız. Herkes harcamasını hesap verebilirlik üzerinden yapsın. Kamunun hakkını hoyratça kullananlardan, yandaşlarına sermaye edenlerden hesabını hukuk önünde sorarız.