NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi için ABD'nin başkenti Washington'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Newsweek dergisinin sorularını yanıtladı. Hassas bir dönemde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen NATO Zirvesi'nde İttifakın en büyük ikinci askeri gücü olan Türkiye adına hangi mesajları verdiği sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin NATO'nun önemli bir üyesi olduğunu anımsatarak İttifak'ın operasyon ve görevlerine aktif olarak katkıda bulunulduğunu söyledi.

TÜRKİYE'NİN TEMEL HEDEFİ NATO MÜTTEFİKLERİYLE DAYANIŞMA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin temel hedefinin NATO müttefikleriyle dayanışmayı güçlendirmek ve ortak akılla bölgeyi ve dünyayı tehdit eden sorunlara sürdürülebilir çözümler bulmak olduğunu belirtti. Değişen dünyada her gün "yeni sorunların ortaya çıktığı" değerlendirmesini yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sebeple NATO'nun hazırlıklı, kararlı ve güçlü olması gerektiğine inandıklarını dile getirdi.

TERÖRİZM EN KRİTİK KÜRESEL SORUNLARDAN BİRİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO toplantılarında terörizmin en kritik küresel sorunlardan biri olduğunun vurgulandığını belirterek şöyle devam etti: "Ayrım yapmadan terör örgütleriyle mücadele misyonunu üstlenen ve bunu sahada aşikâr bir şekilde gösteren bir ülkeyiz. Müttefiklerimizden temel beklentimiz, benzer bir terörle mücadele yaklaşımı benimsemeleridir. Ne yazık ki, şimdiye kadar müttefiklerimizden beklenen düzeyde destek ve dayanışma almış değiliz. Türkiye'nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturan terör örgütlerinin elebaşlarının meşru aktörler olarak kabul edilmesi, ittifak ruhuyla da örtüşmemektedir."

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI: DURUŞUMUZ SADECE BARIŞ YANLISIDIR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO ile Rusya arasında "doğrudan çatışma çıkması potansiyeline" yönelik soruya verdiği yanıtta, Türkiye'nin başlangıçtan itibaren bu savaşta taraf olmayacağını açıkladığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Duruşumuz sadece barış yanlısıdır. Çözüm, daha fazla kan dökülmesi ve acı çekme değil, diyalog ile sağlanan kalıcı bir barıştır" dedi. Durumun Ukrayna için yarardan çok zararın ortaya çıkmasına neden olduğu ve Türkiye'nin barışa yaklaşılması için her iki ülkeyle de diyaloğunun olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Antalya ve İstanbul'da tarafları bir araya getirerek sorunları çözmek için kritik bir diyalog yolunun oluşturulmasını kolaylaştırdık. Karadeniz Tahıl Girişimi ve oradan yaptığımız tahıl sevkiyatları, sadece ekonomik ve lojistik bir faaliyetten çok daha fazlasıydı. Bu savaşı sadece bir tarafın zaferi veya mağlubiyeti ile sınırlamanın çözüm olduğuna inanmıyoruz. Çözümün, diyalog ve diplomaside olduğuna inanıyoruz."

NATO İLE RUSYA ARASINDA ÇATIŞMA İHTİMALİ ENDİŞE VERİCİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, akan kanın ve yerleşim yerlerinin tahrip edilmesinin kalıcı barışı getirmeyeceğini vurgulayarak "NATO ile Rusya arasında doğrudan bir çatışma ihtimali kuşkusuz endişe vericidir. Bu sonuca yol açabilecek her türlü adımdan bilinçli olarak kaçınılmalıdır. Konuya çözüm odaklı bir yaklaşımla ve ölçülü bir şekilde yaklaşmanın uygun olduğunu düşünüyoruz" dedi.

SAYIN PUTİN İLE HER KONUDA HEMFİKİR DEĞİLİZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye, Libya ve hatta Ukrayna'da belirli bir düzeyde olmak üzere çatışmaların karşıt taraflarında olmalarına rağmen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yürüttüğü diplomasiye ilişkin" soruya şu yanıtı verdi:

"Bahsettiğiniz tüm bölgelerde ilke sahibi bir yaklaşımı savunuyoruz. Sorunlara gizli gündemlerden ve duygusal tepkilerden doğan prensiplerle değil, samimi ve gerçekçi yol haritalarıyla yaklaşıyoruz. Doğru ve yanlışın ne olduğunu sesli bir şekilde dile getirerek ilerliyoruz. Hassas süreçleri, sükûnetle yaklaşmadan ilerletmek imkânsızdır." Türkiye'nin sorunlara önyargılara esir olmuş bir politikayla değil, çözümü vurgulayan bir bakış açısıyla yaklaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğal olarak Sayın Putin ile her konuda hemfikir değiliz. Ancak meseleleri kendi aramızda tartışabiliyor ve nasıl çözüleceğine dair ayrıntılara girebiliyoruz" ifadelerini kullandı.

FETÖ SORUSU: SAYIN BIDEN VE BENİM FARKLI GÖRÜŞLERİMİZ VAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD-Türkiye ilişkilerindeki yaptırımlar, FETÖ ve insan hakları gibi çeşitli konularda ABD Başkanı Joe Biden'la arasındaki ilişkiye yönelik soruyu şöyle cevapladı: "Her şeyden önce ABD'de bulunan FETÖ elebaşının liderliğindeki yapı masum bir hareket değil, bir terör örgütüdür, tıpkı dünyanın çeşitli yerlerinde terör eylemleri gerçekleştirmiş olan DEAŞ gibi. Hem DEAŞ hem de FETÖ insanları öldürüyor. DEAŞ da FETÖ de insanların dini duygularını istismar ediyor. Hem DEAŞ hem de FETÖ faaliyet gösterdikleri ülkelere zarar vermeyi amaçlamaktadır. FETÖ, faaliyet gösterdiği ülkelerin hükûmetlerine sızmayı ve sistemin kontrolünü ele geçirmeyi amaçlamaktadır. Buna ABD de dâhildir. Somut delillerle bu yapının tehlikelerini ABD başkanlarına anlattık. Ancak Sayın Biden ve benim bu konuda farklı görüşlerimiz var."

ABD YÖNETİMİ GAZZE'DEKİ İHLALLERİ GÖRMEZDEN GELMEKTE

Ayrıca Biden'la insan hakları konusunda da farklı görüşlere sahip olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Filistin'e saldırılarına yönelik, "Masum insanların tedavi için gittikleri hastanelerde, ambulanslarda, pazar yerlerinde, insani yardımların dağıtıldığı merkezlerde ve güvenli olarak tanımlanan bölgelerde İsrail tarafından acımasızca öldürülmesinin en ağır insan hakları ihlali olduğuna inanıyoruz. Ancak ABD yönetimi bu ihlalleri görmezden gelmekte ve İsrail'e en büyük desteği vermektedir. Bunu da bu ihlallerin suç ortağı olma pahasına yapmaktadır" değerlendirmesini yaptı.

GÜVENLİĞİMİZE TEHDİT NATO ÜLKELERİNE TEHDİTTİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörizmle mücadelenin de bir başka endişe kaynağı olduğuna işaret ederek şöyle devam etti: "Biz bir NATO ülkesiyiz. Ulusal güvenliğimize yönelik tehdit, başta ABD olmak üzere tüm NATO ülkelerine yönelik bir tehdittir. Aslında NATO'nun kurulmasına ve varlığını sürdürmesine neden olan anlaşmalar da bu durumu kanıtlamaktadır. Ancak ABD ve diğer bazı müttefiklerimizin güvenliğimizi tehdit eden terör örgütleri PKK/PYD/YPG ve FETÖ'ye verdiği destek NATO'nun bu ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Bu teröristlere verilen silah ve destekten duyduğumuz endişeyi her platformda dile getirdik. Bu teröristlerle mücadelede müttefiklerimizin desteğini arzu ediyoruz ancak bunu tam olarak göremiyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ile Türkiye'nin bazı konularda hemfikir olabildiğine dikkati çekerek "Sonuçta biz iki müttefik ülkeyiz. Sayın Biden ile ülkelerimiz arasında hemfikir olduğumuz ve olmadığımız konularla bağlantılı bir ilişki geliştirdik. Sükûnet ve çalkantı dönemleri arasında gidip gelen bir ilişkiden bahsedebiliriz." dedi.

ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ NATO'YA ALTERNATİF DEĞİL

Türkiye'nin ilişki kurduğu ülkelerin de kazanması gerektiği prensibiyle hareket ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem Doğu hem de Batı'da bulunuyoruz. Kararlı bir NATO müttefikiyiz ancak bu durumun Çin ve Rusya gibi ülkelerle pozitif ilişkiler kurma yetimizi engellediğine inanmıyoruz. Şanghay İşbirliği Örgütünün de NATO'ya alternatif olduğunu düşünmüyoruz. Benzer şekilde, BRICS'i de başka herhangi bir yapıya alternatif olarak görmüyoruz. Tüm bu yapıları ve ittifak zeminlerini farklı işlevlere sahip oluşumlar olarak görüyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Bu nedenle, bir NATO üyesi olarak Şanghay İşbirliği Örgütü, BRICS, Avrupa Birliği veya Türk Devletleri Teşkilatındaki ülkelerle etkileşimde bulunmayı sorun olarak görmediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan hatta bu ilişkilerin dünya barışına katkıda bulunduğunu kaydetti.

İSRAİL İLE GAZZE ARASINDAKİ DURUM BİR SAVAŞ DEĞİL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de yaşananlara dair soruya, "İsrail ile Gazze arasındaki durum bir savaş değil; bu, İsrail'in insan hakları ve uluslararası hukuku hiçe sayan ve sonuçta katliamlara neden olan saldırılarıdır. Filistinliler, Gazze'de sadece evlerini, sokaklarını ve vatanlarını savunuyorlar. İsrail, günlerdir Gazze'de sivillerin yaşadığı ve sığındığı sivil altyapıyı kasıtlı olarak hedef alıyor. Biz buna ilk günden bu yana karşı çıkıyoruz" yanıtını verdi.

SURİYE'DE BİR BARIŞ İKLİMİ İÇİN ÇABALIYORUZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye krizinin çözümüne dair Türkiye'nin vizyonuna ve bu bölgedeki ABD askerî varlığına dair soruyu şöyle yanıtladı: "Biz, komşumuz olan Suriye'deki çatışmalardan en çok etkilenen milletiz. ABD, Suriye'deki Kürtleri değil, teröristleri destekliyor. Biz, Suriyeli Kürtleri destekliyor ve haklarını koruyoruz. PKK/PYD/YPG terör örgütü, SDG kisvesi altında bölgede terör eylemleri gerçekleştiriyor. Özellikle Suriyeli Kürtlere zulmediyor. Bölgedeki Kürtleri, Arapları ve Türkmenleri tehdit eden ve topraklarından süren ABD'nin desteklediği bu teröristlerdir.

PKK/PYD/YPG terör örgütü, 'DEAŞ'la mücadele' bahanesiyle verilen desteği Türkiye'ye ve Suriye'ye saldırmak için kullanıyor. DEAŞ'la gerçek anlamda mücadele eden biziz. DEAŞ ile yakın çatışmaya giren tek NATO müttefiki biziz. Suriye'de bir barış iklimi için çabalıyoruz. Bütün bu çatışmaların çözümü Suriye'de toprak bütünlüğü temelinde yeni bir toplumsal birlikteliktir. Suriye'nin bölgesel ve küresel güçlerin bilek güreşi yaptığı bir toprak parçası değil, terörden tamamen arındırılmış ve Suriyeliler tarafından yönetilen müreffeh bir devlet olması temel arzumuzdur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de terör örgütlerinin varlığı ve istikrarsızlığa karşı NATO'dan yeterli desteği alıp alınmadığına ilişkin, "Irak ve Suriye'de DEAŞ'ın yanında Kürt isyancılar değil, teröristler var. Herhangi bir etnik ya da dini grubu temsil etmiyorlar. Her iki terör örgütü de doğrudan terörizmi ve onun iğrenç amaçlarını temsil etmektedir. Bizim ne Suriye'deki ne de Irak'taki Kürt nüfusla bir sorunumuz yok. Bizim teröristlerle bir sorunumuz var ve teröristleri etkisiz hâle getirerek bu sorunu çözmeye çok yakınız. Bölgemizde bir terör devleti kurabileceklerini düşünenler için bu tam bir hayaldir ve asla gerçekleşmeyecektir. Günü geldiğinde, Suriyeli misafirlerimiz savaşı geride bırakarak ülkelerine gönüllü olarak döneceklerdir. Bizler de bu amaçla gayretlerimizi artıracağız" diye konuştu.

Bazı NATO müttefiklerinin ne yazık ki destek olmak bir yana Türkiye'nin işini daha da zorlaştıran yaklaşım ve eylemlerine şahit olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sınırlarımız içinde ve dışında durumu kontrol altında tutmaya, gerektiği zaman ve ölçüde müdahale ederek çözüm stratejimizi uygulamaya devam ediyoruz." dedi.