Avrupa’nın kuzeyinden Baltık bölgesine kadar birçok ülke, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle artan güvenlik tehditlerine karşı hazırlıklarını hızlandırıyor. Görünürde barışın hüküm sürdüğü bu coğrafyada, yeraltındaki sığınaklardan dijital kriz broşürlerine kadar kapsamlı bir savunma seferberliği yaşanıyor. Peki, Avrupa'nın huzurlu sokaklarında yankılanmayan bu sessiz alarm neyi işaret ediyor?
ALMANYA’DAN DİJİTAL SIĞINAK HARİTASI
Almanya, 84 milyonluk nüfusuna karşılık yalnızca 600 civarında kamu sığınağına sahip. Bu sayı, ülkede potansiyel bir saldırı durumunda nüfusun ancak küçük bir kısmını koruyabilir. Almanya'nın bu duruma yanıtı ise dijital bir çözüm oldu: Ülke genelinde en yakın sığınakları gösteren bir coğrafi konum uygulaması geliştiriliyor. Ayrıca metro istasyonları, okul bodrumları ve devlet binaları gibi yapılar koruma alanlarına dönüştürülmeye başlanırken, yeni evlere güvenli sığınak eklenmesi inşaatçılar için yasal zorunluluk haline getirildi.
ACİL DURUM STOKLARI OLUŞTURULMALI
Federal Nüfus Koruma Ofisi’nin başlattığı ulusal sığınak planı, soğuk savaş sonrası sökülen sığınakların yeniden inşasına da hız kazandırdı. Frankfurter Allgemeiner gazetesinin ortaya koyduğu bin sayfalık ordu belgesi ise sivil hazırlığın boyutlarını gözler önüne sererken fazladan kamyon şoförlerinin yetiştirilmesinden bireylerin evlerinde acil durum stokları oluşturmasına kadar her şey detaylı şekilde ele alınıyor.
İSVEÇ’TEN "KRİZ YA DA SAVAŞ GELİRSE" BROŞÜRÜ
İsveç, halkına dağıttığı "Kriz ya da Savaş Gelirse" başlıklı 32 sayfalık broşürle dikkatleri üzerine çekti. Terörizm, siber saldırılar ve dezenformasyon kampanyaları gibi tehditlere karşı vatandaşlarını uyaran broşür, kolektif direncin önemine vurgu yapıyor. İsveçlilerden, saldırıya uğramaları durumunda bağımsızlıklarını ve demokrasilerini savunmaları bekleniyor.
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDAN BU YANA BİR İLK
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana böylesine kapsamlı bir kamu bilgilendirme kampanyası görmeyen İsveç halkı, bu broşürle yeniden savaş hazırlığı ruhuna döndü. Su kesintilerinden elektrik arızalarına, dijital güvenlikten hava saldırısı sığınaklarına kadar pek çok konuda öneriler içeren broşür, vatandaşlara pille çalışan radyo, battaniye, enerji zengini gıdalar ve su stoklamalarını tavsiye ediyor.
NORVEÇ’TEN NÜKLEERE KARŞI İYOT TABLETİ
Norveç, ülke genelindeki 2.6 milyon haneye dağıttığı kitapçıkla vatandaşlarını olası bir kriz veya savaş durumunda hazırlıklı olmaya çağırdı. "Daha çalkantılı bir dünyada yaşıyoruz" ifadeleriyle başlayan bu rehber, iklim değişikliği, siber tehditler ve savaş ihtimallerine karşı uyarılarda bulunuyor. Ayrıca Norveçlilere bir haftalık bozulmayan gıda stoku yapmaları, gevrek ekmekten enerji barlarına kadar temel ihtiyaçlarını depolamaları önerilirken olası bir nükleer kazaya karşı iyot tabletlerinin stoklanması da tavsiyeler arasında.
72 SAAT DAYANABİLİR MİSİNİZ?
1.340 km’lik sınırını Rusya ile paylaşan Finlandiya, çevrimiçi platformlarıyla kriz hazırlığını bir adım ileri taşıdı. 72tuntia.fi adlı web sitesi, vatandaşlarına şu çarpıcı soruyu yöneltiyor: 72 saat boyunca hayatta kalabilir misiniz? Bu site, kullanıcıları olası kriz senaryolarında becerilerini ve malzemelerini test etmeye davet ediyor. Bununla birlikte psikolojik dayanıklılık, kişisel siber güvenlik ve su kesintilerinden orman yangınlarına kadar pek çok konuda tavsiyeler sunan rehber, Finlandiya halkını zihinsel ve fiziksel olarak dirençli kılmayı hedefliyor.
SESSİZ ALARMIN SEBEBİ RUSYA’NIN TEHDİDİ
Baltık bölgesinde güvenlik gerilimleri her geçen gün tırmanırken, uzmanlar önümüzdeki beş yıl içinde Rusya’dan gelebilecek olası bir saldırıya dikkat çekiyor. NATO’ya yeni katılan Finlandiya ve İsveç gibi ülkeler, Rusya tehdidine karşı hazırlıklarını artırırken, Almanya gibi büyük güçler de sessiz alarmı ciddiye alıyor.
AVRUPA’DA BARIŞIN BEDELİ AĞIR
Avrupa’nın çeşitli noktalarında hazırlıklar sürerken, bu sessiz alarm aslında barışın ne kadar kırılgan olabileceğini gösteriyor. Silahlı çatışmalardan siber tehditlere kadar birçok riskle yüzleşen Avrupa, tarihindeki en büyük sivil savunma hareketlerinden birini yaşıyor. Peki, bu hazırlıklar ne kadar etkili olacak? Zaman gösterecek. Ancak bir gerçek var ki, Avrupa’da barışın bedeli artık her zamankinden daha ağır.