Hepsi Bu Hafta Oldu... Armağan Çağlayan haftanın röntgenini çekti, Türkiye ve dünyada yaşananlar ekrana geldi.

Küresel ısınma gıda enflasyonuna mı neden oluyor? Gıda fiyatları neden artıyor? Prof. Dr. Şenol Babuşçu yanıtladı. Vergi paketinde neler yer alıyor? Devletin bütçesi büyürken vatandaşın bütçesi küçülüyor mu? Nedim Türkmen değerlendirdi. İstanbul'da sığınmacı sayısı ne kadar? Kaçak sayısıyla sığınmacı sayısı farklı mı? Dr. Buğra Gökçe yorumladı. Yeni şarkısı ve klibiyle sanatçı Ziynet Sali konuk oldu. Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda artış mı yaşanıyor? Dr. Evren Işık yanıtladı. İsrail protestosu için zincir restoranları basanlar ne yapmak istiyor? Onur Alp Yılmaz gelişmeleri yorumladı. Her sarsıntı büyük depremi akıllara getiriyor. Deprem kabusundaki son durumu Prof. Dr. Şükrü Ersoy anlattı.

GIDA FİYATLARI NEDEN YÜKSELİYOR?

Prof. Dr. Şenol Babuşçu: Çünkü enflasyon düşmedi. Mehmet Şimşek 1 yıldır enflasyonu düşürmedi aksine arttı. Merkez Bankası yarın faiz kararını değiştirmeyecektir. Denilen de oldu kötü günler geldi. Şimdi daha kötü günler gelecek. Türkiye'de gıda enflasyonu, yaşlı nüfusun artması en önemli sorunlardan birisi. Siyasetçi günü birlik düşünür. Uzun vadeli program ve önlemler gerekli.

Geçen yıl Türkiye'de yıllar sonra en sıcak dönem yaşandı. Bu sene yaz daha erken geldi ve kış yaşanmadı. Sonbahar geç gelecek. Kış kısa sürecek. Birkaç yıldır karı görmüyoruz. İklim değişikliği gıda fiyatlarını dünyada ve Türkiye'de etkileyecek.

Enflasyonda ciddi düşüş beklemiyorum. Yüzde 75 olan en fazla 74'e düşer. Yıl sonu enflasyon da 48-52 arasında olacak.


VERGİ PAKETİNDE NELER YER ALIYOR?

Dr. Nedim Türkmen: "Bütçe açığı var, vergi almak lazım. Bürokratlara çalışın" denmiş. Dokunulmayan yer de kalmamış. Yurt dışı harcı 3 bine çıkınca 1 yılda 25 milyar alma planlanmıştır. Vergide adalet olmalı. Vergide rekora koşuyoruz. Tüketiciden vergi alınıyor.

Kurumlar vergisi için beyanlarda zarar beyan ediliyor. Ama lüks tüketim harcamalarına bakılmıyor. Türkiye'de mal takip ediliyor. Böyle bir çağda mal takip edilir mi? Parayı takip edin. Suçlu bulunur.

Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin ikinci kez alınacağını sanmıyorum. Bu yanlış olur. Geçen sene tepkilere neden oldu. Türkiye'de vatandaşlar çok zenginleşen insanları görüyor ve vergi vermesini istiyor.

Gübreden yüzde 10, yemden yüzde 20 vergi düzenlemesi de var. Siz ateşe benzin döküyorsunuz. Türkiye'nin en önemli sorunu tarım ve gıda enflasyonu. Tatil bitmeden önce bu yasalaşır.


MÜLTECİ VE GÖÇMEN KİME DENİR?

Dr. Buğra Gökçe: Gündelik yaşamda ne kadar mülteci olduğunu vatandaşlar deneyimliyor. İstanbul bu anlamda en dramatik şekilde deneyimlenen şehir.

Mülteci, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra BM tarafından belirlenen bir tanımdır. Savaştan kaynaklanmış acılardan dolayı başka nüfusa ilişkin koruma statüsü koymak istiyor. Türkiye de buna kayıt düşüyor. Avrupa'dan gelenler mülteci olarak kabul edilir. Doğudan gelenler değil.

Göçmen statüsü, özellikle Türk soyundan gelenlerdir. Türkçe konuşan ve Türk kökeni ile bizimle soy birliği ile gelenler kabul edilir. Özellikle Batı Trakya'dan gelenlerdir.

Dolayısıyla Türkiye'de göçmen ya da mülteci yok son yıllarda. Fakat yabancılar bu isimlerle anılıyor. Ama doğru değil.

TÜRKİYE SAVAŞTAN KAÇANLARI TUTMAK KARŞILIĞINDA AB'DEN PARA ALDI

Komşularımızdaki dağılmayla göçmen sorunu oluştu. Savaştan kaçanlar geldi. BM ve Avrupa bu insanları istemedi. Karşılığında Türkiye para aldı. Sosyal uyum parası alındı.

Aslında batık ekonomi için para kaynağı görüldü. Mülteci ve göçmen de olmadıkları için başka bir statü verildi. Geçici koruma statüsü adı altında ikamet izni de verildi. Geçici koruma statüsünün uluslararası hukukta yeri yok. Sonra vatandaşlık satımı geldi. Konut alınca bir bölümü vatandaş da oldu hatta ailesi de oldu. Dünyanın hiçbir yerinde bu iş bu kadar kolay değildir. 1 milyon kişi konut alarak vatandaş oldu.

Bizim vatandaşımız Avrupa ülkesinde ikamet izni alabiliyor mu? Vize bile almakta zorlanıyoruz.

ZİYNET SALİ SON KLİBİNİ AMERİKA'DA ÇEKTİ

Ziynet Sali: Ferdi Tayfur hayranıyım. Bana Da Söyle şarkısından sonra herkes benden başka şarkılar da istedi ama oradan yürümek istedim. Cover şarkıları söylemek cesaret ister. Kült şarkılar ve yorumcuları ile ilgili. Örneğin bir Tarkan şarkısı söylemek cesaret ister.

Türk Günü için Amerika'ya gittim ve Amerika'da Deniz Akel tek kamera ile klip çekti. Saçımı ve makyajımı bile kendim yaptım. Bakalım ne çıkacak. Rıza Sarıtaş ile çalıştık. Yandım Ateşinle isimli şarkıya klip çektik.

Evliliklerde çiftler birbirine özgür alan bırakmalı. Eşim ve ben, Biraz Kıbrıs'ta biraz İstanbul'da yaşıyoruz. Kendisi sahne aranjelerimi üstlendi.


SİYASETİN HAYALİNİ DE KURUYORUM

Ben olsam Kıbrıs sorununu çözerdim. Siyasetin hayalini de kuruyorum. Neyin ne olduğunu görüyorum. Amaç siyaset ve politika yapmak değil. Güzel bir dünyada insanımızın daha iyi şartlarda yaşamasını istemek doğal bir şey. Gezen insanlarız. Yurt dışına çıkıyoruz ve görüyoruz. Biz daha güçlü ve güzelken neden diye insan sorguluyor. Şarkı söylemek benim hayatım ama Kıbrıs beni sinir ediyor. Kıbrıs'taki sistem beni sinir ediyor.

Ekonomik kriz eğlence sektörünü etkiledi. Ama insanların alım gücü düştü. İnsanların yılda bir kere konsere gitme hakkı var düşünsenize. Ama Ajda'ya da Mabel'e de gitmek isterler. Ben isterim ki her yer müzik olsun. Elimden gelse konserlerimi ücretsiz yaparım. 10 Ağustos'ta Vadi'de konserim olacak. 5 Temmuz'da Yandım Ateşinle isimli şarkım çıkıyor. Çok heyecanlıyım.

ZİYNET SALİ YENİ ŞARKISINI İLK KEZ EKOL TV'DE SESLENDİRDİ


CİNSEL HASTALIKLAR SALGIN GİBİ YAYILIYOR

Dr. Evren Işık: Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda artış var. Bildirimi zorunlu hale de geldi. İşin kayıt dışı kısmı da var. O kısma hakim değiliz. Çünkü bilinçsizlik hakim. Bu konuda farkındalık yaratılmadıkça tabular hala baskın. Her tabu aslında kendi canavarını ortaya çıkartıyor. Ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar da artıyor. İnsanlar kendi yöntemleri ile tedavi ve korunmaya geçiyor. Bu çok tehlikeli bir durum.

HER HIV VİRÜSÜ TAŞIYAN AIDS HASTASI DEĞİLDİR

HIV ve HPV virüsleri konuşulmalı. 1985'ten beri kayıt altına alınan verilere göre Türkiye'de 40 bin HIV virüsü olan insan var ve birlikteliklere neden oluyorlar.

Her HIV virüsü taşıyan AIDS değildir. HIV virüsün adıdır. AIDS ise hastalığın adıdır. Eğer bağışıklık sistemi güçlüyse ve HIV antijeni düşükse onunla mücadele bile edebiliyor. HIV virüsü taşırken kişi başkasına bulaştırabilir. AIDS olmasına gerek yok.


NASIL ÖNLENMELİ?

Ben öncelikle size teşekkür ederim. Cinsel kelimesini bile yayınlarda kullanmamıza izin vermiyorlardı. Bizim bunları konuşmamız ve bilinçlenmemiz lazım. Önce bunu aşmamız lazım.

Rahim ağzı kanseri ciddi bir tehlike. Ama kadınlar artık daha bilinçli. Kadınlar kadın doğum uzmanına gidip kontrol ettirebiliyor. Bunun aşısının olması da çok muhteşem. Erkek ve kız çocuklarını 9. yaştan sonra aşılamak gerekiyor. Şimdilerinkinin ise kadın ve erkeklerini aşılamak gerekiyor. Yakın zamanda aşı takvimine girmesi de söz konusu. Aşı olmayıp kanser olsa devlete maliyeti daha fazla.

İSRAİL'E PROTESTO İÇİN NEDEN KAFELERE SALDIRI YAPILIYOR?

Doç. Dr. Onur Yılmaz Alp: Bu saldırıyı yapanlar belli bir siyasi grup mensupları. HÜDA-PAR ve destekçileri daha çok bunu yapıyor. İktidarın ayrıca belli noktalarda kantin, yurt gibi ihalelerde istediğine yeri verme politikası var. Bu da diğer bir konu. HDP'ye karşı HÜDA-PAR desteklendi. Güneydoğu'da oy kullanma oranları da seçimlerde düşüyor.

Filistin meselesi araç olarak kullanılıyor. O bölgede HÜDA-PAR'ın kuvvetlenmesi için yapılıyor. Gerçekten İsrail'i protesto etmek isteyenleri nasıl ayırırız? Barışçıl protesto ve mekanlara saldırı olarak ayırabiliriz.

EKOL TV'DE ÖZEL'İN BİDON KAFA ÇIKIŞI

Türkiye'de insanlar belli bir dönem kamusal hayata katılmaktan dışlandı. Semboller üzerinden doğrudan bir gruba ait olduğu anlaşılıyordu. Bunun zararını gördük. Bu hoyrat dil AK Parti'ye de hizmet etti, Erdoğan da bundan yararlandı. Kılıçdaroğlu da insanların öcü olarak görülmediğini ifade etmeye çalıştı. Özgür Bey bu zihniyetten kopuşu ifade etmek istiyor. Bu doğru bir yaklaşım. Ama Yılmaz Bey üzerinden bu kimliğe karşı çıkmak CHP'yi temsil eden biri için demokratikleşme gayreti ile uyuşmuyor. Biraz daha sakin olmakta fayda var. İlginç bir tartışma.

DEPREM KABUSUNDA SON DURUM

Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Gökçeada açıklarında 4,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bunlarla yaşamaya alışacak mıyız? Odak nokta evlerin sağlam olup olmaması. Yağmur yağınca şemsiyemizi aldığımızda yağmurdan korkmuyoruz. Ama depremden korkuyoruz. Türkiye'de yapı stokunun birçoğunun depreme uygun olmadığını biliyoruz. 2023'te gördük ki yeni yönetmelikle yapılan binalar bile sağlam değil. Kaygı ve korkunun kökeni güvensizlik. Ama Türkiye güçlü bir ülke. Tehlikeyi ortaya koyuyoruz. Risk analizlerini ve tedbirleri yöneticiler yapacak. Burada bir kopukluk var. Deprem Türkiye'nin birinci projesidir. Deprem tüm yatırımları boşa çıkarır. Ama ben inanıyorum ki Türkiye topyekûn seferberlikle bu işin üstesinden gelebilir.