Son zamanlarda, Y kuşağı (2024 itibarıyla 28 ila 43 yaş arasındaki grup), içinde bulundukları yaştan daha genç göründükleri konusunda internet üzerinde bir tartışma konusu haline geldi. Peki, neden bu kadar genç ve dinamik görünüyorlar? Bu sorunun cevabı, özellikle Z kuşağından (12 ila 27 yaş arasındaki grup) gelen sorgulamalarla daha da belirgin hale geliyor.
Z kuşağı mensupları, yaşlarına rağmen yaşlandıklarını hissettiklerini dile getiriyorlar, bu durum da Y kuşağının genç ve enerjik görünümünü kendilerine daha özen gösterdikleri vurgularına dikkat çekiyor.
Y kuşağı, genel olarak bakıldığında, önceki nesillerden farklı bir yaşam tarzı benimsemiştir. Örneğin, sigara tüketimini azaltarak ve güneşlenme alışkanlıklarını değiştirerek, daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemişlerdir. Kendilerinden önceki nesillerin hatalarından ders çıkararak, güneş kremleri kullanımını önemseyen ve cilt sağlığına özen gösteren bir grup olarak öne çıkmışlardır. Ayrıca, güneşlenmek için bebek yağı ve bronzlaştırıcıları karıştırarak kullanma gibi eski alışkanlıklardan uzak durmuşlardır.
Tabii çocukluğunda güneş kremiyle işi olmayan, adeta sucuğun zarını soyar gibi yanık cilt derisini soyan neslin de yine bu Y kuşağı olduğunu unutmayalım...
Elbette burada genellemelerden bahsediyoruz. Cilt bakımı konusuna çok dikkat eden Z kuşağı mensupları yok diyemeyiz. Ama şu bir gerçek ki sosyal medya etkisini iliklerimize kadar hissettiğimiz bu dönemde, fenomenleri hayatın yol göstericileri olarak kabul eden genç kuşağın her tür reklamdan etkilenmesi şaşırtıcı değil. Instagram'dan olsun, TikTok'tan olsun kozmetik ürünleri ve solaryum bombardırmanından kaçamadan, ciltlerine iyi gelmese bile her şeyi üstlerinde uygulamalarının sonuçlarını beklenmedik şekilde alabiliyorlar.
Bir Y kuşağı mensubu olarak, çok genç yaşlarına rağmen "Şimdiden başlamak gerekiyor" diyerek yaşlanma karşıtı ürünleri kullananları şaşkınlıkla izlediğimi itiraf etmeliyim. Bazen cildi kendi doğasıyla baş başa bırakmanın daha doğru olduğuna inananlardanım. Habertürk'ten Melike Tümer'in haberine göre, serumlar, gece kremleri, gündüz kremleri, onarıcı ürünler ve çok daha fazlasıyla ileri yaşlarına hazırlanan Z kuşağı mensuplarına hep "Dur!" demek geliyor içimden.
ŞEKERLİ İÇECEKLERLE BÜYÜDÜK, ARTIK SU ŞİŞEŞELERİNE SARILIYORUZ
Şu bir gerçek ki Y kuşağı büyürken şekerli içeceklerin altın çağını yaşadı. Ancak yıllar bize su şişelerine daha sıkı sarılmamız gerektiğini öğretti. Çünkü su gibi sağlıklı sıvı tüketmenin, yeterince nemli, dolgun bir cilt ve genç görünüm yarattığını kavradık zamanla.
Bronzlaşmaya ihtiyaç duyduğumuzda bronzlaştırıcı yağlar sürüp saatlerce güneş altında yatmadan, geçici bronzluk veren spreyler kullanabileceğimizin de farkına vardık. Güneşin en önde gelen yaşlandırıcı unsur olduğunu öyle çok duyduk ki cilt uzmanlarından...
HER ŞEYE RAĞMEN BRONZLAŞMA ÇILGINLIĞI
Amerikan Dermatoloji Akademisi'nin 2023 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Z kuşağının yüzde 20'si bronzlaşmanın kendileri için cilt kanserinden korunmaktan daha önemli olduğuna inanıyor. Gençlerin yüzde 30'u bugün güzel bir bronzlukla harika görünmeyi tercih ettiklerini itiraf ediyor. Bronz ten rengi, hayatın ilerleyen dönemlerinde daha kötü görünmek anlamına gelse bile...
Bunlar, güneşe karşı ihtiyatlı davranan Y kuşağı için sindirilmesi zor, endişe verici istatistikler olabilir. Ancak Y kuşağının, sosyal medya fenomenlerinin veya kendilerini sağlıklı yaşam uzmanı olarak ilan edenlerin tavsiye verdiği değil, büyük ölçüde gerçek uzmanların tavsiye dağıttığı bir zamanda büyümenin avantajına sahip olduğunu anlamak önemli.
Bilimsel çalışmalar, güneş kremlerinin en yaygın üç cilt kanserine karşı koruduğunu gösteriyor: Skuamöz hücreli karsinom, bazal hücreli karsinom ve melanom. ABD Cilt Kanseri Vakfı'na göre, 5 Amerikalıdan en az 1'inde 70 yaşına geldiğinde cilt kanseri gelişiyor. Bu nedenle güneş koruyucu sürmek için kesinlikle zaman ayırmaya değer.
Cilt bakım uzmanlarının Z kuşağının sağlığı konusunda endişelenmesine neden olan şey, yalnızca güneş kremleriyle ilgili yaygın yanlış bilgiler değil. Yine sosyal medya kanalları sayesinde gençler arasında solaryum kullanımında rahatsız edici bir yeniden canlanma söz konusu. Oysa cilt uzmanları, "Güvenli bronzluk diye bir şey yoktur. Çünkü herhangi bir kızarıklık veya iltihaplanma, DNA hasarı olduğu anlamına gelir" diyor.
GENCECİK CİLTLERE DOLGU VE BOTOKS
Yaşından genç görünen Y kuşağı mensupları, dermatologların tavsiyelerine uyuyor ve cildi temizleyip nemlendirdikten sonra cildin sağlığını ve esnekliğini korumak için çalışıyor. Hepsi bu!
"Peki ya o dolgular, botokslar!" diyorsunuz, değil mi? Evet, bu yaş grubundan pek çok kişi artık bu tarz uygulamalarla da yaşlanma sürecini yavaşlatıyor. Ama dolgu ve botokslu ciltleri artık rahatlıkla ayırt edebiliyoruz. Bahsettiğimiz, bu gençleşme ayarlarından uzak kalarak yaşından genç görünmeyi başaranlar...
Z kuşağının, Y kuşağından daha yaşlı görünmesinin bir başka nedeninin de bu yaş grubu arasında cilt dolgu maddelerinin normalleşmesi olduğunu söylemeden geçmeyelim.
Z kuşağının, vücut dismorfisini (Temelde bir fiziksel kusuru olsun olmasın kişinin dış görünümü ile zihinsel olarak aşırı derecede uğraşması) besleyen güzellik filtrelerini yeterli bulmayarak dolgu uygulamalarına gidişini hayretle izliyoruz.
Dolgu, onarıcı bir tedavi olarak, zamanla kaybedilen hacmi geri kazanmanın bir yolu olup iyi bir sonuç verse de 20'li yaşlarda henüz herhangi bir hacim kaybetmemişsinizdir. 20'li yaşlarında dolgu yaptıran kişilerin bunu aslında bir restorasyon aracı olarak değil, yüz değişikliği için bir araç olarak kullandıklarını söyleyebiliriz. Örneğin, daha güçlü bir çene hattı oluşturmak için çene dolguları yapılıyor.
Tabii yüz özelliklerinde büyük değişiklikler yapıldığında bir şeylerin pek de doğru görünmeme riski artıyor.
Daha da uç noktalara giderek, 'bişektomi'ye başvuranların sayısı da hiç az değil. Bu, yanak kısmında bulunan bukkal yağ dokusunun alınması ile elmacık kemiklerinin daha belirgin ve yüz hatlarının daha keskin hale getirilmesi için uygulanan estetik cerrahi işlemlerden biri. Bazı plastik cerrahların belirttiği gibi sorun, yanaktaki yağ yastığının büyük bir kısmının alınmasının sizi erken yaşlandırmayla sonuçlanabilmesi. Uzmanlara göre yüzdeki yağ, cildi dolgunlaştırıp genç görünmenize neden olur, onu çıkarmak ise ters etki yaratabilir.
ELEKTRONİK SİGARA POPÜLARİTESİ
Peki, erken yaşlanmaya yol açabilecek diğer suçlular neler olabilir? Burada elektronik sigaranın popülaritesini es geçmemek gerekiyor. Uzmanlara göre elektronik sigaradaki nikotin ve kimyasallar, cildi dolgun ve sıkı tutmaya yardımcı olan kolajenin parçalanmasına neden olabilir ve bazen dudak çevresinde çizgilere, göz çevresinde şişkinliğe yol açabilir.
Genel olarak cilt bakımına yaklaşımları konusunda Z kuşağını suçlamak değil amacımız. Çünkü onlar hala genç ve yaklaşımları geniş bir yelpazede yer alıyor: Güneşe duyarlı, bol su tüketen, dolgu maddeleri konusunda aceleci davranmayan veya tutucu olan pek çok Z kuşağı mensubu var.
Hiçbir şey düşünmeden parmağınızın ucundaki ekranı kaydırırken size sunulan renkli dünyadan etkilenmek kolay. Ama unutmayın, cilt bakımı makyaj veya saçla aynı kategoride değil. Yanlış bilgi gerçek hasara yol açabiliyor!