TBMM Başkanı Kurtulmuş, Washington'da ABD düşünce kuruluşu temsilcileriyle görüştü

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Washington'da ABD düşünce kuruluşu temsilcileriyle buluştu. Kurtulmuş, "Yakın çevremizde var olan sorunların süratle çözülmesi ve bir barış perspektifinin ortaya konularak bölge ülkeleri arasında normalleşmenin temin edilmesi dış politika perspektifimizde önemli başlıklarımızdan birisidir" dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, NATO Parlamento Başkanları Zirvesi dolayısıyla bulunduğu ABD'nin başkenti Washington'da, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Washington Merkezi'nin ev sahipliğinde düzenlenen programda, ABD'deki düşünce kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Washington'daki temaslarına ilişkin bilgi verdi.

NATO'NUN 75'İNCİ YIL DÖNÜMÜ

NATO'nun 75'inci yıl dönümü dolayısıyla parlamento başkanları ile devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla düzenlenecek zirvelerin önemli, tarihi bir dönemde gerçekleştirileceğini belirten Kurtulmuş, her iki zirvenin de hem NATO'nun geleceği hem üye ülkelerin güvenlikle ilgili konulardaki yeni yaklaşımları dolayısıyla önem arz ettiğini bildirdi.

TÜRKİYE NATO ÜYELİĞİ KONUSUNDA BEDEL ÖDEMİŞ BİR ÜLKE

Türkiye'nin, NATO ile ilişkilerini ciddi şekilde koruyan, NATO üyeliği konusunda gerçekten bedel ödemiş bir ülke olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Şunun altını çizmek isterim ki, NATO sadece bir güvenlik ve işbirliği teşkilatı olmanın ötesinde yeni bir perspektife de sahip olmalıdır. Hiç şüphesiz bunun en başında gelen husus ise barışın nasıl sağlanacağı konusunda NATO'nun yeni bazı yaklaşımları tartışmasıdır. Hem barışın nasıl sağlanacağına ilişkin hem de NATO'nun demokrasiyi nasıl güçlendireceğine ilişkin perspektiflerin meclis başkanları zirvesinde ve devlet başkanları zirvesinde imkan bulmasını temenni ederim" diye konuştu.

İŞBİRLİĞİMİZİ SÜRDÜRMEYİ BAŞARDIK

Türkiye-ABD ilişkilerine her dönem özel bir önem atfedildiğini söyleyen Kurtulmuş, "Sorunlarımız olduğunda bu sorunları karşılıklı anlayış içerisinde çözebilmeyi başardık. Ortak konularda farklı fikirlerimiz olsa bile bu farklılıklarımızı koruyarak stratejik iki müttefik olarak işbirliğimizi sürdürmeyi başardık. Önümüzdeki dönem, Türkiye'nin hem NATO ile hem de ABD ile ilişkisi bakımından özellikle dünyanın bu kadar önemli ve zor bir sürece girdiği dönemde bizim için fevkalade hayati bir konudur" değerlendirmesini yaptı.

YENİ DÖNEMİN EN BELİRGİN ÖZELLİĞİ 'ÇOK KUTUPLULUK' KAVRAMI

Dünyanın yeni bir döneme girdiğine işaret eden Kurtulmuş, bu yeni dönemin en belirgin özelliğinin ise "çok kutupluluk" kavramıyla özetlenebileceğini söyledi. Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Artık hem bölgesel hem küresel sorunları çözmek bakımından sadece bir tek eksende üretilen fikirlerin yeterli olmayacağı, dünyanın farklı bölgelerinde güç merkezlerinin oluşmaya başladığı ve bunlar arasındaki farklılıkların da dünya siyasetine, ekonomisine yön vereceği aşikardır. Türkiye olarak, önümüzdeki dönemi değerlendirmek bakımından bu çok kutupluluğa önem veriyoruz. Çünkü Türkiye, şu anda dünyanın hemen hemen bütün çatışma konularının tam orta yerindedir. Dolayısıyla bizim en temel önceliklerimizden birisi, önümüzdeki dönemde ortaya çıkan bu yeni küresel yapılanmayla ilgili çok daha aktif, çok daha güçlü bir şekilde dünyanın ve bölgenin sorunlarını çözecek bir perspektifle yolumuza devam etmek istiyoruz.

Türkiye olarak dostlarımızı artırmak, düşmanlıklarımızı azaltmak ve bölgesel krizlerin çözülmesinde, küresel barış düzeninin kurulabilmesinde katkı sağlamak istiyoruz. Bu çerçevede baktığımız zaman Türkiye, herhalde dünyada elinde çok sayıda dış politika kartı olan ender ülkelerden birisidir. Türkiye; bir NATO üyesidir, AB adaylık sürecinde bekleyen ya da bekletilen bir ülkedir, Türk dünyasının bir parçasıdır, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın üyesidir, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın üyesidir, Doğu Akdeniz ülkesidir, bir Orta Doğu, Balkan ülkesidir... Türkiye, bir kalemde sayabildiğimiz neredeyse 10'a yakın farklı uluslararası işbirliği örgütünün bir parçasıdır. Dolayısıyla bu, Türkiye'ye önemli imkanlar sunuyor. Bunların ortaya çıkardığı olumlu etkileri kullanabilmek Türkiye'nin temel perspektiflerinden birisidir."

FİLİSTİN'DEKİ KATLİAMI DÜNYA SİSTEMİ SEYRETTİ

Kurtulmuş, dünyada "kural bazlı bir uluslararası sistemin kalmadığı gerçeği"nin üzerinde durulması gereken temel konulardan birisi olduğunun da altını çizdi. Birçok gelişmenin, mevcut dünya sisteminin sorunları çözebilme kabiliyetinin kalmadığını gösterdiğini söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Sadece ülkeler arasındaki çatışmalara değil, bugün insani sorunlar olarak gördüğümüz; küresel ısınmadan çevre tahribatına, uluslararası göçmen sorunundan açlık ve kıtlık sorunlarına kadar hemen hemen hiçbir sorunu çözme becerisi kalmayan bir dünya sisteminden bahsediyoruz. Bizim yaşadığımız bölgede, şu anda bütün dünyayı da meşgul eden iki önemli çatışma alanı, dünya sisteminin bütün kurumları ve kurallarıyla iflas ettiğinin de açık göstergesidir. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş üç yılını geride bıraktı. On binlerce insan öldü, şehirler yıkıldı ama uluslararası sistem, bu sorunu çözebilme yeteneğini ortaya koyamadı.

Çok açık konuşmak gerekirse BM Güvenlik Konseyi'nde Rusya varken, Rusya'yı nasıl durduracaksınız? Rusya, kendi aleyhine alınan kararı veto etti. Aynı şekilde artık 10. ayına girdiğimiz, İsrail'in Gazze'de ortaya koyduğu modern tarihlerin gördüğü en büyük katliamı maalesef dünya sistemi seyretti. Bu konuda BM Güvenlik Konseyi'ne 10 karar geldi, 8'i ne yazık ki uygulanamadı. Dolayısıyla dünyada yeni bakış açısına sahip olan, küresel siyasal bir mimariye ihtiyaç olduğu açıktır. Bu sadece hegemonik ülkelerin lehine değil aynı zamanda bütün insanlığın lehine olacaktır."

Uluslararası sisteme vücut veren kuruluş bildirgelerinin hemen hemen hiçbirinin pratik uygulamasının da kalmadığını belirten Kurtulmuş, burada samimi olarak yeni bir anlayışa ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımızın uluslararası bütün platformlarda dile getirdiği 'Dünya beşten büyüktür' ifadesi, bu arayışın ortaya konulmasıdır. Hakikaten dünya, beş ülkenin insafına terk edilmeyecek kadar önemli sorunlarla karşı karşıyadır. Bu anlamda da fevkalade güçlü bir şekilde barış ve esenlikten yana olan uluslararası kamuoyunun bu konuda yoğunlaşmasının insani bir sorumluluk olduğu kanaatindeyiz" dedi.

Siyaset Haberleri