Ahmet Davutoğlu Ekol TV’de: Rekabetten sıyrılabilirsek küresel güç haline gelebiliriz

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Ekol TV ekranlarında izleyicilerle buluşan Editör programının konuğu oldu. Davutoğlu, "Ama şu anda baktığımda maalesef 2001'in Türkiye'si gibi bir tablo var. Sert bir rekabete giriyoruz" ifadelerini kullandı.

Ekol TV’de ekranlara gelen ve Gürkan Zengin’in sunduğu Editör programının konuğu Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu oldu. Ahmet Davutoğlu, gündeme dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şu şekilde:

"REEL GÜÇLER ARASINDA TÜRKİYE'Yİ GÖRÜYORDUM"

"Trump'ın dünya sistemini sarsma görüntüsü biraz da ben defansif görüyorum. Yani defansiften agresif bir saldırgan bir şey gibi görünüyor ama bir taraftan da gerilemeye başlayan bir emperyal düzeni merkezi aktörü korumaya çalışıyordu. Benim o zaman söylediğim reel güçler 2000'li yıllardan itibaren yükselmeye başladı. Niye heyecan duyuyordum bunu yazarken? Reel güçler arasında Türkiye'yi de görüyordum potansiyel olarak."

"STRATEJİK VİZYON ÜRETEMİYORUZ"

"Katılacaksınız o 2001'deki röportajımızda. Tam da şeyi yazdığım dönemde. Türkiye'yi şöyle tasvir ediyordum. Pazular güçlü olması gereken bir ülke. Çünkü askeri olarak zor bir coğrafyadasınız. Jeopolitik olarak. Ama midemiz pazuları kontrol edemiyor, besleyemiyor. Ekonomi zayıf. 2001 krizi. Beynimiz küçük. Çünkü stratejik vizyon üretemiyoruz. Ama en önemlisi kalbimiz kıpır kıpır atıyor. Her an bölünecekmişiz gibi. Her an iç tehdit. İçeride bir kargaşa hali. Ve bunların aşılması için demokrasi, hukuk ile iç yüreğinizi sağlam tutacaksınız. Stratejik vizyon üreteceksiniz."

"TÜRKİYE İÇİN YENİ UFUKLAR AÇILABİLİR"

"Ve ekonomik kalkınmayla karnınızı doyurup bu pazuları besleyeceksiniz. Şimdi duyduğum kaygı ve endişe aynen o zamanki kaygı ama aynı zamanda heyecan duyuyorum. Türkiye için yeni ufuklar açılabilir. Dünya bu reel güçler arasındaki oynamalar hep orta ölçekli bizim gibi güçlerin önüne alanını açar. Fakat maalesef son 9 yıldır aynen 90'lı yıllarda olduğu gibi 2016'dan bu yani özellikle Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye ekonomi politik rekabet gücünü önemli ölçüde zayıflattı. 2011-2012'ye geldiğimizde o yıllarda yine o zamanki dış politika perspektifiyle ekonomi politiği birleştirmiş ve 2008 krizinden sonra çok ciddi atılım yapmıştık. Nasıl yapmıştık?"

"İKTİDAR DÖNEMİNİN YIPRANMASI İÇİNDEYDİK"

"2011-2012'ye geldiğimizde, o yıllarda yine o zamanki dış politika perspektifiyle ekonomi politiği birleştirmiş ve 2008 krizinden sonra çok ciddi atılım yapmıştık. Nasıl yapmıştık? 2013'ten sonra içeride dalgalanmalar, 17-25 ve birçok şeyler yanında, 2013-2016 arası ben bunu fark ettiğim zaman, tam bir sene sonra başbakanlığa geldim, büyük bir reform ihtiyacı hissetmiştim. 1800 kalemde reform ve siyasi ahlak reformuyla sistemi rehabilite etmek. Çünkü şunu görüyorsunuz, biz de uzun iktidar döneminin yıpranması içindeydik. Ama maalesef 2016'da, bizim ayrılmamız yanında 15 Temmuz darbe girişimi, arkasından Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi, 2013'te Türkiye'nin ekonomisi güçlü, IMF'ye borcunu ödemiş, dünyaya TİKA ile yardım yapabilen ekonomik şeyleriyle, kapasitesiyle, diplomatik kapasitesi arasında uyum sağlanmış."

"EKONOMİMİZ DE GÜÇLÜ OLACAK, VİZYONUMUZ DA"

"2009'da Dışişleri Bakanlığı görevime geldikten 2014'de ayrılana kadar 27 büyükelçilik açtık Afrika'da. Niye bunu söylüyorum? Aynı dönemde Afrika'da en çok büyükelçilik açan ikinci ülke, büyükelçilik ve aktivist olan ikinci ülke Çin. Ta merkez ülke olarak 1999'da, 2001'de o konuşmayı yaptığımızda ben stratejik derinlikte şunu hedefliyordum. Reel güçler bir gün rekabet edecekler. Biz o rekabetin içinden sıyrılabilirsek, Bölgesel güç olmaktan çıkıp küresel güç haline geliriz. Peki ne yapacağız bunun için? Güç dengelerini iyi kontrol edeceğiz. Nabzını tutacağız. Herhangi bir yere yüzde yüz angaje olmayacağız. Yani NATO üyesi olacağız ama Rusya ile ilişkilerimizi geliştireceğiz. 2013'te Rusya ile serbest ticaret anlaşması ve biz de serbestliği imzaladık. 2013'te Şengen'e, Şangay İşbirliği Örgütü'ne gözlemci olduk."

"EKONOMİNİZ GÜÇLÜ OLACAK, SİYASİ VİZYONUNUZ DA OLACAK"

"Ama aynı 2013'te Avrupa Birliği ile biz de serbestliğin ilk anlaşmasını imzaladık. Yani bütün zihnimdeki perspektif şuydu: Bir gün bu ülkeler kapışırken Türkiye alanını açmalı. Alanı açmak için stratejik vizyon gerekli. Alanı açmak için iç rahat bir şey gerekli. Ama şu anda baktığımda maalesef 2001'in Türkiye'si gibi bir tablo var. Sert bir rekabete giriyoruz. 2001'in Türkiye'si gibi. 2001'den kastettiğim şu. Organizma olarak ekonomimiz maalesef zayıf. Düşünün ki... Büyük bir bütçe açığımız var. 19 Mart'tan sonra 42 milyar dolar döviz rezervimiz erimiş. Faiz harcamaları 1 trilyon 950 milyarı bulmuş. Enflasyon %30'larda. Şimdi ekonomi politik bir rekabet dönemine giriyor Gürkan Bey. Yani ekonominiz de güçlü olacak, siyasi vizyonunuz da olacak."

Siyaset Haberleri