Göz tembelliğinin uygun yaşlarda tedavi edilmediğinde, görmenin hep az olarak devam edeceğini belirten Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Aysel Pelit, “Nadiren yüksek numaralarda her iki gözde de görülebilir. Görme bebeklikten itibaren beynin öğrendiği bir yetenektir. Bebek yeni doğduğunda silüetleri ayırt ederken yaklaşık 6 aylık olduğunda bilinen anlamda renkli ve üç boyutlu görmeyi öğrenir. Eğer bir gözde diğerine göre daha yüksek bir kırma kusuru, kayma veya katarak gibi görmesini engelleyecek bir bozukluk var ise o göz bulanık görmeyi öğrenir. Bebeklik ve erken çocukluk döneminde tedavi edilmez ise bu durum kalıcı olur” ifadelerini kullandı.
ERKEN TEŞHİS EDİLEN GÖZ TEMBELLİĞİNİN TEDAVİSİ KOLAYLIKLA YAPILABİLİYOR
Prof. Dr. Aysel Pelit, erken teşhis edilen göz tembelliğinin tedavisinin oldukça basit olduğunu vurgulayarak tedavi yöntemlerini şu şekilde anlattı:
“İyi gören göz belirli zamanlarda kapatılarak, tembel gözün çalıştırılması en sık kullanılan tedavi yöntemdir. Kapama tedavisinin etkisini artırmak için yakından okuma, boyama yapması ya da bilgisayar oyunları ile uğraşması gerekmektedir. Sağlam göze görmeyi bulanıklaştırıcı damla damlatılması daha az kullanılan bir yöntemdir. Göz tembelliğinin tedavisinde cerrahinin yeri yoktur. Ortoptik tedavi adı verilen göz tembelliği tedavisi ise hastanelerde özel cihazlarla uygulanmaktadır. Eskiden popüler olan bu tedavide, kapama tedavisine ek olarak gözü çalıştırıcı uygulamalar yaparak göz tembelliği tedavi edilmektedir. Günümüzde piyasada göz tembelliği tedavisi için bilgisayar programları vardır. Bu tedavi beş yaş üzerinde çocukların uygulayabildiği, çeşitli oyunlardan oluşan interaktif programlar içermektedir. Ancak şunu belirtmek isterim; göz tembelliği tedavisinde en ucuz ve en etkili tedavi günümüzde hala kapama tedavisidir.”