Hepatit B tehlikesi: Tedavi edilmezse karaciğer sirozuna yol açabilir

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Cem Özuğuz, tedavi edilmeyen Hepatit B'nin karaciğer sirozu veya kanserine yol açabileceğini vurguladı. Bu hastalığın ciddiye alınması gerektiğini belirten Dr. Özuğuz, erken teşhis ve tedavinin önemini hatırlattı.

Medicana Kadıköy Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Ahmet Cem Özuğuz, Hepatit B hastalığının tedavi edilmediğinde karaciğer sirozu veya karaciğer kanserine yol açabileceğini belirtti.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde 257 milyon kişi kronik hepatit B enfeksiyonu taşıyor. Dünyada her yıl yaklaşık 887 bin kişi Hepatit B'ye bağlı komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye'de ise Hepatit B'nin görülme oranı, genel nüfusun yüzde 4-5 arasında (3,5 milyon kişi) değişiyor.

HEPATİT B TEDAVİ EDİLMEZSE, KARACİĞER SİROZU VE KANSER YOLA AÇABİLİR

Açıklamada görüşlerine yer verilen Uzm. Dr. Ahmet Cem Özuğuz, Hepatit B enfeksiyonunun önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirtti.

Hepatit B virüsüyle bulaşan hastalığın, akut veya kronik karaciğer rahatsızlığına neden olabileceğine işaret eden Özuğuz, hastalığın tedavi edilmediğinde karaciğer sirozu veya karaciğer kanserine yol açabileceğini kaydetti.

Özuğuz, Hepatit B'den korunmanın en etkili yolunun aşılanma olduğunun altını çizerek, aşılanmanın, enfeksiyon riskini büyük ölçüde azalttığını vurguladı.

Özellikle bebeklere doğumda yapılan aşıların, hastalığın yayılmasını engellemede kritik öneme sahip olduğuna dikkati çeken Özuğuz, "Sağlık çalışanları, Hepatit B taşıyıcılarının yakınları ve diğer yüksek risk gruplarının da aşılanması, toplumsal bağışıklığın artmasını sağlar. Aşılanma, basit ve etkili bir yöntem olarak, Hepatit B virüsünün neden olduğu ciddi sağlık sorunlarının önüne geçmede en güçlü savunma hattıdır." bilgisini paylaştı.

"DOĞUM SIRASINDA ENFEKTE ANNEDEN BEBEĞE BULAŞABİLİR"

Özuğuz, Hepatit B virüsünün, enfekte kişinin kanının, semen veya diğer vücut sıvılarıyla temas yoluyla bulaştığını aktararak, en yaygın bulaşma yollarını şöyle sıraladı:

"Doğum sırasında enfekte anneden bebeğe bulaşabilir. Bunun yanı sıra enfekte partnerle korunmasız cinsel ilişki yoluyla, enfekte iğne ve enjektörlerin paylaşımıyla, enfekte kan veya vücut sıvılarıyla temasla, enfekte bir kişinin kullandığı diş fırçası, tıraş bıçağı gibi kişisel eşyaların paylaşımıyla bulaşabilir."

Hepatit B enfeksiyonunun belirtilerinin değişkenlik gösterebileceğini ve bazı kişilerde hiç belirti vermediğini vurgulayan Özuğuz, belirtilerin genellikle enfeksiyondan 1-4 ay sonra ortaya çıktığını anlattı.

Özuğuz, şu değerlendirmede bulundu:

"Hepatit B enfeksiyonunun belirtileri hafif olabilir ve grip benzeri semptomlar içerebilir. Ancak bazı durumlarda şiddetli karaciğer iltihabına neden olabilir. Sarılık (cilt ve gözlerde sararma), karın ağrısı (özellikle sağ üst karında), iştahta azalma, halsizlik-yorgunluk, mide bulantısı ve kusma, eklem ve kas ağrıları, idrar renginde koyulaşma gibi belirtiler Hepatit B'ye işaret edebilir."

Hepatit B tanısının kan testleriye koyulduğunu ve bu testlerin, Hepatit B virüsünün varlığını ve karaciğer fonksiyonlarını değerlendirmeye yönelik yapıldığı bilgisini paylaşan Özuğuz, akut Hepatit B enfeksiyonunun genellikle spesifik bir tedavi gerektirmediğini bildirdi.

Özuğuz, şu bilgileri paylaştı:

"Enfekte bireylerin çoğu, kendiliğinden iyileşir. Ancak kronik Hepatit B enfeksiyonu uzun süreli bir tedavi gerektirir ve karaciğer hasarını önlemek için düzenli takip gereklidir. Antiviral ilaçlarla virüsün replikasyonu engellenerek karaciğer hasarı azaltılabilir. Düzenli kan testleri ve karaciğer biyopsisi ile karaciğerin durumu takip edilir. Alkol tüketiminin azaltılması, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri önerilir."
 

Sağlık Haberleri