Bahçeşehir Koleji Konya Kampüsü'nden birincilikle mezun olan Bilge Atağ, ailesinin gurur kaynağı oldu. Kardeşlerinin de kaderini değiştiren Atağ, babasının kaybını yönelik şu ifadeleri kullandı: "Sınav sonucu açıklandığında çok mutlu olmuştum. Döküm fabrikasında endüstri mühendisi olan babam da çok mutlu olmuştu. Benimle gurur duyuyordu. Ocak ayındaydık, babam okula kaydımı yaptırmaya giderken, yerler buzlu olduğu için düşerek beyin kanaması geçirdi. Kaldırıldığı hastanede üç gün yoğun bakımda kaldı. Doğum günümün sabahında babamın ölüm haberiyle tarifsiz bir acıyla karşı karşıya kaldım. Bu süreçte yapabileceğim tek şeyin çalışmak olduğunu bir kez daha anladım ve babam hastanede olduğu zaman bile ders çalışmaya devam ettim."
"UMUDUM BİTTİĞİ ANDA BAŞVURUM GERÇEKLEŞTİ"
Atağ, "Lisede eğitim bursu alıyordum ancak bu sadece eğitim masraflarını kapsıyordu. Servis, yemek gibi giderleri karşılamıyordu. Annem kardeşim ve benim için büyük çaba gösteriyordu. Okula yürüyerek gidiyordum ama yine yetmiyordu. Kardeşim ve kendim için burs araştırması yaparken SEY Vakfı'nın asgari ücretle geçinen ailelerin çocuklarına sağladığı bursu gördüm. Önce kardeşim için başvuru yapmak istedim. Bilgisayarım eskiydi, başvuru yaparken hep sistem attığı için bir an başvurmamayı bile düşündüm. En son umudum bittiği anda başvurum gerçekleşti. SEY Vakfı bursuyla, lisede Bahçeşehir Koleji'nde eğitimimi tamamladım. Kardeşime yapılan zeka testinde IQ seviyesinin 130'un üzerinde olduğu belirlendi. Bahçeşehir Koleji'nin de sahibi olan Yücel ailesi, kardeşimi üstün potansiyelli çocuk eğitim programına dahil etti. Şu an o da 6'ncı sınıf öğrencisi" diye konuştu.
Üniversite eğitimine başlamayı heyecanla beklediğini söyleyen Atağ, "SEY Vakfı ilk mülakata girdiğimiz andan itibaren bize kucak açtı. Semra Yücel ve Enver Yücel bizleri kendi torunlarından ayırmadı. Hatta Semra Teyze, kendi torunlarına bere örerken bize de örecek kadar ince fikirli ve sevgi dolu bir insan. İnsanın hayatını güzelleştiren ve destek veren insanların olması çok değerli. Sadece bir öğrenci olarak değil, geleceğin lideri, bilim insanı, sporcusu olarak değerlendirip farkındalığımızın artmasında büyük katkıda bulundular. Ben şu an okul birincisi olarak mezun oluyorsam ve ileride bilimsel çalışmalar yapmak için kendime güvenim arttıysa bu SEY Vakfı sayesindedir" dedi.
NOBEL ALAN İLK TÜRK KADINI OLMAK İSTİYOR
Bahçeşehir Üniversitesi'nde Yapay Zeka Mühendisliği ve Psikoloji bölümlerinde çift anadal yapmayı planlayan Atağ, nöromühendislik alanında çalışıp, yapay zeka teknolojilerini insan sinir ağlarından esinlenerek geliştirmek istiyor. Nobel alan ilk Türk kadını olmayı hedefleyen Bilge, "Hayat hepimize eşit fırsatlar sunmuyor. Hepimiz farklı hayatlarda doğuyor yaşamımıza yön veriyoruz. Zorlu süreçler kimseyi yıldırmamalı. Hepimiz hedeflerimizin, hayallerimizin peşinde koşmalı, bunun için çok çalışmalıyız. İlk Türk kadın Nobel Ödüllü bilim insanı olmak, Anadolu'daki benim gibi kız çocuklarına ilham olmak, burs vermek, onların da sanatta, sporda, bilimde hayallerinin peşinden koşmalarını istiyorum. Hayat bizler gibi zorluklarla mücadele edenler için çok da parlak gözükmüyor sanıyoruz ancak umut hep var. Emek vermekten hiç vazgeçmesinler, hiçbir emek karşılıksız kalmıyor" ifadelerini kullandı.
ANADOLU'DAKİ ÇOCUKLAR İÇİN GÖNÜLLÜ ÇALIŞTI
Akademik başarıları kadar sosyal sorumluluk projeleriyle de dikkat çeken Atağ, Anadolu'daki çocuklara bilimi sevdirmek için deprem bölgelerinde ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nda 500 saatten fazla gönüllü çalıştı. TÜBİTAK Olimpiyat takımına dahil oldu. Lisanslı yüzücü olarak spor hayatına da devam eden genç kız, geçen haziran ayında Young Guru Academy Global Impact Highschool Programı'na katılarak dünya sorunlarına teknoloji temelli çözümler üretmek için çalışmalara başladı. Bu süreçte Harvard ve MIT gibi üniversitelerin akademisyenlerinden de mentorluk aldı.