Menajer tartışmasında sular durulmuyor! Ünlü oyuncular sessizliğini bozdu

Menajerlik şirketleri ile ilgili iddialara sessiz kalmayan ünlü oyuncu Melisa Sözen, "Yapımcılara, kanallara aynı isimlerin dayatılması; kimi oyuncular için eper onu oynatırsan o zaman bizden bu ismi alamazsın tehditlerinin yapıldığı bir düzen kabul edilemez" dedi.

Melisa Sözen sosyal medyada ses getiren açıklamasında şunları söyledi:

Bu güç oyunları sadece projeleri değil, oyuncuların kariyerlerini yönetirken onları kendine muhtaç etmeyi de içeriyor. 20’li yaşlarımda “artık anne oynamaya hazırlan” diyerek psikolojik olarak güçsüzleştirilmeyi de, “şu yapımcı senin enerjini beğenmiyor ben olmasam bu işi alamazdın” gibi cümleler kurarak özgüven parçalayıp kendine muhtaç etmeyi de içeriyor.

Artık herkesin şapkasını önüne koyup bu sektördeki tekeleşmeyi de zorbalığa da kabullenmesi ve sorunu çözmeye odaklanması lazım.

Yoksa konu hiçbir şekilde bizi ilgilendirmeyen magazinel rivayetler ya da korkunç üsluplu yalan yanlış metinler değil.

Konu elimizdeki gücü nasıl kullandığımız.

Konu hakkaniyet ve adil çalışma koşulları.

Konu sırf arkasında yeterli güç olmadığı için izleme şansı bulamadığımız birbirinden yetenekli oyuncular.

Ünlü oyuncu Necmi Yapıcı da tartışmaya dahil olarak sektördeki tekelleşmeden şikayetçi olan isimler arasında yer aldı. Yapıcı, kast ajanslarının ve menajerlerin tekelleştiği dizi sektöründe kendilerine yer bulmanın zorlaştığını ifade ettiği açıklamasında dizilerde, sinemalarda, reklam dublajlarında dahi aynı oyuncuların kullanıldığına dikkat çekti.

Necmi Yapıcı'nın açıklaması şöyle oldu:

Üç beş yapım şirketi, üç beş cast ajansı ve üç beş cast direktörü arasında dönen dizi ve film sektöründe kendimize yer bulmak çok zorlaştı. Dizilerde, sinema filmlerinde, dijital platformlarda,
reklamlarda ve hatta reklam dublajlarında bile bu aynı oyuncular kullanılıyor. Bu oyuncular bir dizi bitiyor bir hafta sonra başka dizide başlıyor. Binlerce oyuncu bunlara uzaktan bakıyor sadece. Dönen dolaplar kulağımıza geliyor ..Mesela bu başrolü istiyorsan yanında bu dört oyuncuyu da almak zorundasın gibi. Bu ne kadar doğru bilemem ama bildiğim bir şey var o da sektör bu üç beş kişi arasında dönüyor. Senaryo yazarları ve yönetmenler içinde aynı şey geçerli. Aynı yazarlar aynı senaryolar aynı yönetmenler. Yetenek ve oyuncunun geçmişi, yaptıkları önemli değil artık sosyal medya takipçi sayısı daha önemli mesela. İyi ki tiyatro var da en azından yaşayacak kadar para kazanabiliyoruz..

Sektördeki gelişmelere sessiz kalmayarak sosyal medyadan dikkat çeken paylaşımda bulunan diğer bir isim ise Farah Zeynep Abdullah oldu.

Farah Zeynep Abdullah'ın paylaşımı ise şöyle oldu:

Genel olarak hayalini kurduğu alanda iyi olmaya çabalayan, olacak diye inandırılan, sistemin asıl kurbanlarına laf ediliyor. Bazen laf etmek dediğimiz şey zorbalamaya, aşağılamaya, hakarete doğru bile gidebiliyor.

Burcu Biricik de sektörde yaşanan gelişmelerin ardından bir paylaşımda bulundu. Sektörde meydana gelen tekelleşmeyi eleştiren Burcu Biricik, oyuncular ve menajerler hakkında magazinsel tartışmaların yapılmasının ise asıl sorunların göz ardı edilmesine neden olduğunu ifade etti.

Burcu Biricik'in açıklaması şöyle oldu:

Niye böyleyiz biz?

Şu an sektördeki tekelleşmeyi, nasıl domine edildiğini, mesleki etiği ahlakı, bu koca sektörde var olmaya nefes almaya, mesleğini icra etmeye çalışan fakat bir türlü fırsat yaratılamayan, yaratılmadığı gibi köstek de olunan onlarca yetenekli (genel) sektör insanını, o koca pastanın dilimlerini sürekli olarak kimlerin paylaştığını konuşmamız gerekirken biz yine magazin çukuruna düştük.

Deniz Işın ise çarpıcı bir paylaşımla menajerler hakkında iddiaların doğru olduğunu savundu. Işın iddiaların odağında olan menajer Ayşe Barım'ın kendisinin önünü kestiğini iddia etti.

Deniz Işın'ın paylaşımı şöyle oldu:

Kadın dayanışması istediğiniz kadın yüzünden kaç tane kadın oyuncunun hakkına girildiğini düşündünüz mü hiç? Kendisi bizzat işlerime engel olmaya kalktı, tanıdığım çok yetenekli kadın oyuncuların önünü kesti.

Eğer bir mafyalaşma varsa kadın ve insan hakları savunucusu olarak en çok sizin ses çıkarmanız gerek. Kime kimi peşkeş çekti bilemem ama şaşırmam. Sırası geldi diye delirmeyin, elbet kokusu çıkacaktı