Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cevdet Merih Erek, Onikişubat ilçesine bağlı Döngel Mahallesi'ndeki Direkli Mağarası'nın Kahramanmaraş'ın kültürel zenginlikler içerisinde önde gelen yerleşim yerlerinden biri olduğunu ifade etti. Yaklaşık 18 yıl önce Kahramanmaraş'ta başlattıkları kazılarda önemli bulgular elde ettiklerini anlatan Erek, Direkli Mağarası kazılarının kendilerine bölgesel anlamda kültürel aktarımın ne kadar yoğun olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Kültürel aktarım sürecinin 13 bin yıl öncesinden bugüne kadar geldiğini düşündüklerini aktaran Erek, şunları kaydetti: "Bu yılki kazılarla milattan önce 11 bin 500'lü yıllara kadar tarihlenen döneme rastladık. Bunlardan biri ve en önemlisi, bugün Kahramanmaraş'ta tekstil ve konfeksiyona yönelik oldukça yoğun bir ekonomik yapı var. Bu yapının temellerini bölgedeki bu tür arkeolojik yerleşim yerlerinde de görmek mümkün. Direkli Mağarası bunlardan bir tanesi. Mağarada hayvan kemiklerinden yapılmış delikli iğne yani bugün dikiş iğnesi dediğimiz bir iğnenin ve bunun benzeri kırık parçaların bulunduğu ve bir de kemikten yapılmış başlı iğne (toplu iğne) bulundu. Bunlar konfeksiyonun olmazsa olmazı olan aletler.
Dönemin insanı tabii burada yaşarken endüstrisini de aletini de yarattığı kültüre ve kültürel materyallere göre belirleme durumunda. Ayrıca mağarada yabani koyun, keçinin tüketildiğine dair önemli delillerimiz var. Eğer bu hayvanlar tüketilmişse tekstilin olmazsa olmazı olan ip veya buna benzer unsurların da bu hayvanlar üzerinden kullanıldığını söylemek mümkün. Tabii bu döneme ait elimizde görsel olacak bir ikonografi (resmedilmiş) bir sahne ya da görüntüyü henüz ele geçirmiş değiliz. Böyle bir kaydımız yok. Ama bu dolaylı yoldan Maraş'taki tekstilin ve konfeksiyonunun varlığını bize kanıtlayan önemli belirteçlerden bir tanesi."
Kültürel aktarımların genellikle tarih boyunca hiç değişmediğine işaret eden Erek, "Biz bugün Kahramanmaraş'ta pek çok alanda tekstilin çok öne çıktığını dünya çapında birtakım ekonomik yapılanmalara gidildiğini, çok büyük firmalarca dünyaya ihracat yapıldığını biliyoruz. Bunun bizim mağaramızdaki ihracat olmasa bile bölgeler arasındaki gidiş gelişler sırasında bu bölgenin kültürel alışkanlıklarının da gerek Doğu Akdeniz'e gerek İç Anadolu Bölgesi'ne doğru yayıldığını söylememiz mümkündür." diye konuştu.
Erek, mağaradaki diğer insanın varlığını gösteren süslenme objeleri ile iğnelerden yapılmış birtakım tekstil ve konfeksiyon malzemelerinin insanların kültürünü, geleneklerini ya da alışkanlıklarını kesintisiz devam ettirdiğinin bir göstergesi olduğunu belirtti.
İnsanların mağarada yılın belirli zamanlarında yaşamış olmalarının ve hayvan kalıntılarının bulunmasından yola çıkarak özellikle erişkin hayvanların derisi ve kıllarının giyinme ve konfeksiyonla ilgili alanlarda kullanıldığını düşündüklerine işaret eden Erek, şunları anlattı: "Tunç Çağı'nın daha geç dönemlere kadar, Roma'ya Selçuklu'ya kadar bu bölgede tekstille ilgili işlerin yapıldığından haberimiz var biliniyor yani bunlar. Birtakım seramiklerin üzerinde görülen motiflerin bu tür bir tekstilin, bir örgünün kanıtlarının varlığını da gösteriyor. Süslenme zaten geometrik motifleri kullanma birtakım dekorların özellikle seçilip yapılıyor olması bunların hepsi bir araya geldiğinde geçmişten günümüzde Kahramanmaraş'ın etrafında bir tekstilin ya da konfeksiyonun kültürel bir alışkanlığı olduğunun göstergesi sayılabilir. Burada yani Kahramanmaraş'ın kültürel kökeni bu topraklara aitse bugün bu önem veriliyorsa, geçmişte de aynı önem verilerek yaşanmış olması kuvvetle muhtemeldir."