Boğaziçi Üniversitesi'nde 2 Ocak 2021'de Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasıyla başlayan akademisyenlerin ve öğrencilerin protestoları, 205'inci haftasında devam ediyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bugün akademisyenlerin rektörlük binasına sırtlarını dönerek gerçekleştirdiği eyleme destek verdi.
'ORADA BİR REKTÖR YOK'
Türkiye'nin kurumsal kültürü en yerleşik kurumlarından bir tanesinin önünde olduklarını belirten Özel, "O günden bu güne tam 205 haftadır 1432 gündür 971. kez burada nöbet tutuldu ben de CHP’nin Genel Başkanı olarak 971’inci nöbete desteğe geldim. Nöbet kayyımlık binasına, çünkü orada bir rektör yok bir kayyım, işgalci var" dedi.
ÖĞRENCİLERİ BEZDİRİP YILDIRMAYA BAKIYORLAR
Özel, "Elindeki güçle kime saldıracağını bilemeyen buradaki kurum kültürünün katili kayyım, öğrenci bulursa soruşturma açıyor disiplin cezası veriyor, okuldan uzaklaştırma cezası veriyor. Oradan bir suç icat edebilirlerse mahkeme açıyor yargılıyorlar öğrencileri bezdirip yıldırıp ya eylem yapmamaya ya da yapanlardan kurtulmaya bakıyorlar" dedi.
'BU ÜNİVERSİTENİN KAPISINA POLİS KELEPÇESİ DAHİ TAKILDI'
Özel, şunları kaydetti:
"Bir üniversite düşünün ki mezununu kapıdan sokmuyor. Bir üniversite düşünün ki emeklisini kapıdan sokmuyor. Oysaki evrensel anlamda üniversite kapıları herkese açık olan bilimin üretildiği bilginin paylaşıldığı mekanlardır. Gerçek anlamda bırakın mezununu içeri sokmayı ben buradaki ışıktan istifade etmek istiyorum diyerek yanaşan ve karanlıktan uzaklaşan herkese açıktır oranın kapısı. Sadece öğrencilerine değil ama maalesef böyle bir noktadayız.
Burada 4 Ocak’ta ilk protestolar başladığında ve ardından 8 Ocak tarihinde Boğaziçi protestolarına katılanlar için Erdoğan “Terörist” dediğinde bu üniversitenin kapısına polis kelepçesi takıldı içeriye girilmesin diye. Bunu bizzat bu rejim yapmıştır. Kendi öz eleştirisini, öz eleştiri yaptığının bile farkında olmadan, kendini ihbar ettiğinin farkında olmadan yapabilen rejim bugünkü saray rejimidir.
O kapıya konulan kelepçe saray rejiminin üniversiteye nasıl baktığının fotoğrafıdır. O kararı alandan o kelepçeyi takandan hepimiz iyi ki yaptı, biz razıyız biz bu kadar iyisini gösteremezdik dünyaya.
'REKTÖR DEĞİL, KAYYIM DİYECEĞİM'
Bu ilk kayyım bir yıl kadar dayandı ve yerine ikincisi Naci İnci, kayyımlıkta birinci hadsizlikte birinci birini getirdiler. Bu kadar kötüsü herhalde dünya tarihinde yoktur. Bu kadar kötü rektör olmaz diyeceğim rektör değil, kayyım diyeceğim kayyımlık bir hukuki müessese. Bu işgalci, bu cellat buraya geldi ve 3 yıldır inatla ısrarla devam ediyor.
'AKADEMİSYENLERE SORUŞTURMA, DAVA AÇILDI'
Hocalar 3 yıldır ısrarla, inatla mücadele ediyorlar. Bugüne kadar bu eylemlere katılan bütün akademisyenlere soruşturma açtılar. Bir çoğuna mahkeme açtılar. Can Candan, Tolga Sütlü, Yıldız Silier gibi akademisyenlerin görevleri hukuki olmayan biçimde sonlandırıldı. O gördüğümüz görüntülerin hepsi bu kapıda oluyor. Hoca geliyor kapıdan girecek, 'Giremezsin girişin yasaklandı' diyorlar. Hocanın dersi var işgalci, işgal etmiş orayı. 'Sokmam hocayı buradan içeriye' diyor. Prof. Dr. Cem Say, Boğaziçi Bilgisayar'ın başındaki hocayı arkanı rektörlüğe döndün diye kapıdan içeri sokmuyorlar."
'REJİMİN ACIMASIZLIĞINI GÖRÜNCE AK PARTİ'Yİ BIRAKTILAR'
Bakın Doğu Demirtaş’ın annesi Sarıyer AK Parti Kadın Kolları Başkanı’ydı, doktor hanım. Doğru mu Sertaç Bey? Sertaç Bey de Tayyip Bey’in en yakın siyaset arkadaşlarından biriydi. İkisi de başlarına gelince, bu rejimin ne acımasız olduğunu oğulları üzerinden görünce AK Parti’yi bıraktılar, buradaki direnişe destek veriyorlar. Çocukları dünyanın bir yerinde o ülke için çalışıyor artık. İlk kayyum bir yıl kadar dayandı. Yerine ikincisi; Naci İnci, kayyumlukta birinci...
'BOĞAZİÇİ’Nİ DE TÜRKİYE’Yİ DE SİZE DAR EDECEĞİZ'
Durun artık. Yeter. Bu mücadeleyi bugüne kadar Boğaziçi Üniversitesi, kurumları zarar görmesin diye kendileri halletmek üzere hep ihtiyatlı davrandılar. Ama artık anlaşılıyor ki bu meseleyi daha fazla toplumsallaştırmak lazım. Biz bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir milyon 600 bin üyemizle, 81 il başkanımızla, 39 ilçe başkanımızla, bütün belediyelerimizle ve bütün milletvekillerimizle ne kadar destek isteniyorsa o kadar vereceğiz. Bu meseleyi toplumsallaştıracağız. Bu kayyıma da, bu kayyum rejimine de, bu saray rejimine de bu yaptıklarını yanına bırakmayacağız. Boğaziçi’ni de Türkiye’yi de size dar edeceğiz. Hodri meydan."