Bir süredir Marmara Denizi’nin en büyük sorunu haline gelen müsilaj için uzmanların uyarıları sürerken, Karadeniz ve Ege Denizi de aynı sorundan muzdarip olmaya başladı. Uzman isimler atık deşarjının müsilaja etkisi konusunda uyarıda bulunurken; Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne 20 metre derinlikte deşarjla atık bırakılmasını sualtı kamerasıyla görüntüledi.
BELEDİYENİN İDDİASINA GÖRÜNTÜLERLE KARŞI ÇIKTI
Sarı, bir dalış sırasında görüntülediği, derin deşarj yöntemiyle Marmara Denizi'ne atık bırakıldığı anları X hesabından paylaştı. Görüntünün, denize bir litre bile arıtılmamış atık bırakılmadığını iddia eden bir belediyenin sınırları içinde karşısına çıktığını belirten Sarı, "Harika bir plajın ilerisinde, 20 metre derinlikte denize boca edilen atıkları görüyorsunuz. Kent merkezine yakın kıyılardaki neredeyse her dalışta karşılaştığımız üzücü bir manzara bu. Buna benzer binlerce boru halen Marmara'yı kirletmeye devam ediyor" ifadesini kullandı.
“MÜSİLAJ YER YER ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI”
Sarı, müsilajın yüzeyden 30 metre derinliğe kadar Marmara Denizi'ni sardığına dikkati çekerek, "Hatta yer yer yüzeye çıkmaya bile başladı. Müsilajın ortaya çıkmasındaki üçlü tetikleyiciden kontrol edilebilir tek neden olan deniz kirliliğinin önlenmesi şimdilik en önemli önlem. Ancak halen bazı belediye yöneticileri veya danışman ekipleri, ileri biyolojik arıtma yapmak yerine atıkların ön arıtmadan sonra derin deşarjla Marmara Denizi alt akıntısına verilmesini ciddi ciddi savunuyorlar. Arıtılmadan denizin ister yüzeyine ister ortasına ister derinine deşarj edilen her atık müsilaj oluşumuna katkı sağlıyor. Lütfen kendinizi de insanları da kandırmayın" sözlerini kullandı.
“MÜSİLAJ NEDEN DEĞİL SONUÇ”
Doğadaki hiçbir atığın yok olmadığını vurgulayan Sarı, Marmara Denizi'nin Karadeniz'e ve Akdeniz'e giden akıntıyla kirlenmeyeceği görüşünün doğru olmadığını ifade etti.
Sarı, evsel ve endüstriyel atıkların derin deşarjla Marmara Denizi'nin derinlerine verilmeye başlandığını, 1980'li yıllarda bunun yanlışlığının akademik dünya tarafından dile getirildiğini belirterek, "Üzülerek 2024 yılında atıkların ileri biyolojik arıtma kurmak yerine ön arıtmadan sonra derin deşarjla denize verilmesini savunan yöneticiler, danışmanlar var. Lütfen atıkları arıtın. Marmara hassas bir ekosistemdir ve 1 litre bile atık arıtmadan denize verilemez. Derin deşarjı ancak ileri biyolojik arıtma yaptığınız atıklar için uygulayabilirsiniz. Müsilaj neden değil sonuçtur. Müsilajın tek kontrol edilebilir tetikleyicisi olan kirliliği durdurmadan müsilajdan kurtulma şansımız yok" değerlendirmesinde bulundu.