Sapanca’daki uluslararası ekonomi zirvesine konuşmacı olarak katılan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası eski Başekonomisti iktisatçı akademisyen Hakan Kara, Ekol TV muhabiri Ezgi İzgi’nin sorularını yanıtladı. Kara, küresel ticaret savaşları ve faiz artışının yatırım araçlarına olan etkisini değerlendirdi.
"BU ARTIŞ YAPILMASAYDI ÇOK DAHA KÖTÜ OLABİLİRDİ"
Faiz artışıyla ilgili açıklamalarda bulunan Kara, “Bu artış yapılmasaydı çok daha kötü bir dengeye gidebilirdik. İlerde çok daha sert bir faiz artışı veya parasal sıkılaştırma gerekebilirdi. O da daha fazla tahrip ederdi. O yüzden bugünden yapılması aslında iktisadi faaliyeti olumsuz etkilemeyecek diye düşünüyorum. Çünkü bir belirsizliği azalttı. Mevduat ve kredi faizlerine yansıması bu aşamada sınırlı olacak. Merkez bankasının dün yaptığı faiz artışı büyüme açısından negatif değil. Büyümenin aşağı yönden risklerini destekleyici bir artış” dedi.
“YÜKSEK FAİZ BORSAYA VE KONUTA YARAMAZ”
Kara, yüksek faiz ortamının bazı sektörlerde olumsuz etkiler yaratabileceğini vurguladı. Özellikle borsa ve konut sektöründe bu durumun etkilerinin hissedileceğini belirtti:
“Genel olarak bakıldığında ise tabii ki yüksek faiz ortamı borsaya yaramaz. Konut sektörüne yaramaz. Konut sektöründe son birkaç ayda ciddi satışlar artmış, fiyatlar da hafif hafif kıpırdıyordu. Şimdi o tekrar kesintiye uğrayacak gibi…”
Borsa özelinde ise yatırımcıların risk almak yerine döviz ve para piyasasında kalmayı tercih edeceğini ifade etti:
“Borsa açısından bakıldığında yüksek faiz ortamı, insanların para piyasasında, dövizde kaldığı ortam bir süre daha devam edecek.”
“MERKEZ BANKASI TL’YE GÜVEN İNŞA ETMEYE ÇALIŞIYOR”
Kara, döviz ve altın piyasasındaki olası hareketlerle ilgili kesin bir tahminde bulunmanın mümkün olmadığını belirtti. Ancak Merkez Bankası’nın kurduğu sistemin TL'yi güçlendirmeye yönelik olduğunu söyledi:
“Döviz ve altın para piyasasında yükselmeler olacak mı? Onu kimse bilemez. Ama Merkez Bankası’nın şu andaki yaklaşımı TL’ye olan güvenin devam ettiği ve TL varlıklarının nispeten getirisinin döviz varlıklarına göre daha yüksek olduğu bir dünya kurguluyor. Bütün enflasyonla mücadele kapsamı da bunun üzerine kuruluyor.”