Suç örgütü lideri Adnan Oktar'a Yargıtay silahlı suç örgütü davasında verilen cezayı onadı. Oktar'a 8 bin 658 yıl hapis cezası verildi. Oktar'ın yeniden yapılanmasına ilişkin davada da Kedicik Esra ilginç ifadelerde bulundu. Kara para aklama, dolandırıcılık davasından tutuklu bulunan ve ardından 37 kiloya kadar düşünce tahliye edilen Nihal Candan'ı hatırlatan Kedicik Esra, ifadesinde "Cezaevinde moral motivasyon verecek bir tek Allah'tır, tevekküldür" diyerek isyan etti.


YARGITAY ADNAN OKTAR'IN CEZASINI ONADI


Daire, 454 sayfalık kararında 73'ü tutuklu 215 sanık hakkında İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararı yerinde gördü. Kararda örgüt üye ve yöneticileri tarafından işlenen başta cinsel suçlar olmak üzere kurulan hükümlerin onanmasına, tüm tahliye taleplerinin reddine ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, sanıkların ve örgütün tüm malvarlıkları hakkında tesis edilen müsadere kararlarının da onanmasına karar verildi. 550 sayfalık gerekçeli karar bugün UYAP ortamına yüklendi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi elebaşı Adnan Oktar hakkında verilen 8 bin 658 yıl hapis cezasının tamamını ve Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü hakkında verilen cezaları onadı.


DAVANIN GEÇMİŞİ


Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik davada verilen kararın istinaf tarafından usulden bozulmasının ardından 72'si tutuklu 215 sanığın yeniden yargılandığı dava 16 Kasım 2022'de karara bağlanmıştı.


Mahkeme, sanık Adnan Oktar'ı "örgüt yöneticiliği", "cinsel istismar", "eğitim hakkının engellenmesi", "eziyet", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" ve "kişisel verilerin kaydedilmesi" suçlarından toplamda 891 yıl hapisle cezalandırmıştı.


Heyet ayrıca Oktar'ı yönetici konumunda bulunduğu için diğer sanıkların suçlarından da sorumlu tuttu. Oktar, diğer sanıkların cezalarıyla birlikte toplamda 8 bin 658 yıl hapse mahkum edilmişti.


SANIK AVUKATLARIN DOSYASI AYRILDI


Adnan Oktar silahlı suç örgütünün, üyelerini diri tutmak ve deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmak amacıyla avukatlar ve sosyal medya grubu üzerinden oluşturduğu "güncel yapılanması"na yönelik 20 sanığın yargılandığı davada 6 avukat sanığın dosyasının ayrılmasına karar verildi.


Duruşmada söz alan sanık avukatlarından Serhat Sinan Kocaoğlu, avukat olan müvekkilinin özel yargılama usulüne tabi tutulması gerektiğini belirterek, bu nedenle dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmesi ve yargılamanın Ankara'da yapılması gerektiğini ifade etti.


DEDİKODUYLA İNSAN YARGILIYORSUNUZ


Mahkeme başkanının, daha önce bu yönde savunma yapıldığını, talepleri kısa tutmaları gerektiği yönündeki sözleri üzerine avukat Kocaoğlu, "Bağırma, savunma yapacağız, ben senden büyüğüm sesini yükseltme, savunma yaptırmıyorsun. Ben burada senin kadar önemliyim. Sözümüzü kesiyorsun. Savunma hakkımızı ihlal etmeyin. Dedikoduyla insan yargılıyorsunuz." diye konuştu.


Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Biz bu dosyada size yeterince söz verdik. Taleplerinizi söyleyin, gereksiz şeyler söylemeyin. Bizim tek dosyamız bu değil. 500 tane dosya bakıyoruz." dedi.


Dosyada sanık sıfatıyla yer alan avukatların vekilleri, müvekkillerinin avukatlık görevi sırasında işlediği iddia edilen suçlar nedeniyle dosyalarının ayrılmasını, durma kararı verilmesini ve Adalet Bakanlığı'ndan yargılama izni alınmasını talep etti.


ARA KARAR AÇIKLANDI


Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, sanık avukatlar Arzu Gül, Ayşe Toprak, Burak Temiz, Sinem Mollahasanoğlu, Pelin Durmuş ve Tuğba Bal'ın dosyalarının ayrılmasına, bu sanıklar hakkındaki yargılamanın durdurulmasına ve Adalet Bakanlığından yargılama izni alınmasına karar verdi.


CANDAN KARDEŞLERİN TAHLİYESİNE KEDİCİKTEN İSYAN


Tutuksuz sanıklardan Esra Saraçoğlu, iddianamenin içeriğinin boş olduğunu, kendilerine merhamet edilmesini istediğini dile getirerek, "Candan kardeşler 38 kiloya düştü apar topar tahliye ettiler. Neden? Kızcağız iman etmeyi bilmiyor, imanı zayıf, dayanamadı. Bizimkiler aslan gibi duruyor cezaevinde. Güvenilir ve imanlı bir insanım. Arkadaşlarımın imanı da çok yüksek. Allah benim karşıma ilk başta güvendiğim Adnan Bey'i çıkardı. Benim ahlak anlayışımı benimseyen insanlarla karşılaşmamı sağladı Allah'ım, şükrediyorum. Beraatımı istiyorum." dedi.


AŞKIM BEYAZ SANA ÇOK YAKIŞMIŞ


Duruşma, sanık ve avukatlarının savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi. Bu arada, duruşmadan önce SEGBİS ayarlaması yapıldığı sırada Adnan Oktar ve diğer tutuklu sanıkların aralarında esprili bir şekilde sohbet etmesi dikkati çekti.


Kadın sanıkların "Özledik seni, değerin çok arttı." dediği Oktar'ın ise "Mektuplarınız bir buçuk aydır gelmiyor alamıyorum." şeklindeki sözleri duyuldu. Oktar, kadın sanığın "Aşkım beyaz sana çok yakışmış." sözleri üzerine ayağa kalkarak kıyafetlerini ve ayakkabılarını gösterdi.


İDDİANAMEDEN


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, 20 kişi şüpheli olarak yer alıyor.


Mahkeme kararlarıyla silahlı suç örgütünün yöneticisi olarak kabul edilen Adnan Oktar'ın bu nedenle cezaevinde bulunduğu ve bu süreçte örgütsel faaliyetlerine devam ettiği kaydedilen iddianamede, Oktar'ın özellikle avukatları ve diğer örgüt yöneticileri Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna vasıtasıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, talimatlarının cezaevi dışında yayılmasını sağladığı belirtiliyor.


Oktar'ın bunu yaparken, özellikle diğer örgüt yöneticileri vasıtasıyla yargılamanın kumpas olduğuna ilişkin kamuoyu oluşturma ve siyasi lobi desteğini alma faaliyetlerine giriştiği vurgulanan iddianamede, ana çatı davasında ceza alan ve cezaevinde bulunan örgüt üyeleriyle mektuplar ve avukatlar aracılığıyla iletişim kuran Oktar'ın, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen örgüt üyelerini engellemeye çalıştığı bilgisi veriliyor.


İddianamede, Adnan Oktar'ın özellikle içeride ve dışarıda bulunan örgüt üyeleri üzerindeki etkinliğini devam ettirmeye çalıştığı da belirtilerek, bu kişinin cezaevinde kaldığı dönemde, özellikle 15 gün gibi kısa sürede yaklaşık 200 avukat ile olağan akışa uygun olmayacak şekilde, "hukuki yardım" adı altında görüşmeler gerçekleştirdiğine vurgu yapılıyor.


Oktar'ın ayrıca, örgütü diri tutmanın yanı sıra hem yargılanan hem deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yeni örgüt üyeleri kazandırmayı amaçladığı ve en kolay yol olan avukatları vasıtasıyla talimatlarını aktarmaya çalıştığı bilelirtilen iddianamede, sanıklar Adnan Oktar, Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna'nın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan 5 yıldan 12'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Bu sanıkların ayrıca, TCK'nin ilgili maddesi uyarınca, örgüt üyelerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği tüm suçlardan dolayı fail olarak cezalandırılması talep ediliyor.


Adnan Oktar, Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna'nın bu kapsamda, "örgütün veya amacının propagandasını yapma" suçundan 10,5 yıldan 31,5'ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, diğer 17 sanığın da "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "örgüte yardım" ve "örgütün veya amacının propagandasını yapma" gibi suçlardan farklı sürelerde hapisle cezalandırılması talebi yer alıyor.