PIRIL CENNET / ÖZEL HABER
ABD’deki tarihi seçime saatler kaldı. Milyonlarca seçmen Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump arasında bir tercih yapacak.
TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE DÖNÜM NOKTASI
Washington’daki başkanlık seçimleri, yalnızca Amerikan iç siyaseti için değil, Türkiye-ABD ilişkileri açısından da önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Harris ve Trump’ın ekonomi, ticaret ve dış politika yaklaşımlarının Ankara-Washington hattındaki kritik konulara nasıl yansıyacağı merakla bekleniyor. İki adayın Türkiye’ye yönelik farklı perspektifleri, F-35 programından S-400 anlaşmazlığına, Rahip Brunson krizinden Ortadoğu’daki güvenlik dengelerine kadar birçok başlıkta Türkiye açısından yeni bir yol haritasını gündeme getirebilir.
YEŞİL ENERJİ Mİ, YERLİ ÜRETİM Mİ?
Harris, ABD ekonomisini yeşil enerji ve çevre dostu yatırımlarla daha sürdürülebilir bir hale getirmeyi, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede öncülük etmeyi hedefliyor. Demokrat adayın çevreci politikaları ve uluslararası işbirliklerine verdiği önem, Türkiye için enerji projelerinde ortaklık fırsatları sunabilir. Trump ise daha korumacı bir ekonomi politikası benimseyerek, ABD’yi yerli üretim ve fosil yakıta dayalı bir büyümeyle güçlendirmeyi amaçlıyor. Cumhuriyetçi adayın ithalatı kısıtlama hedefi, iki ülke arasındaki ticaret hacmini olumsuz etkileyebilecekken, Harris’in uluslararası ticarete daha açık duruşu Türkiye için yeni fırsatlar doğurabilir.
F-35 KRİZİ: TÜRKİYE’NİN PROGRAMA DÖNMESİ MÜMKÜN MÜ?
Ankara ile Washington arasındaki en önemli konulardan biri olan F-35 krizi, başkanlık seçimlerinin ardından yeniden gündeme gelebilir. Türkiye, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini alması nedeniyle F-35 programından çıkarılmış ve bu durum, ilişkilerde kalıcı bir gerilim yaratmıştı. Harris’in başkan seçilmesi durumunda, Türkiye’nin F-35 programına geri dönmesi ihtimali düşük görülüyor. Harris yönetiminin sürekli olarak insani değerleri öne sürerek bu konulara arka plana atması, S-400 ve F-35 gibi anlaşmazlıkların çözümünü zorlaştırabilir. Buna karşın Trump’ın yeniden başkan seçilmesi halinde, Türkiye ile S-400 konusunda daha pragmatik bir yaklaşım izlenebileceği ve F-35 konusunda ilerleme sağlanabileceği beklentisi bulunuyor.
RAHİP BRUNSON KRİZİ
Bunun yanısıra ABD-Türkiye ilişkilerinin son yıllardaki en büyük krizlerinden biri Rahip Andrew Brunson’ın 2016’daki tutuklanmasıyla yaşanmıştı. Brunson, Türkiye’de "casusluk ve terör suçlamaları" nedeniyle gözaltına alınmış, ABD yönetimi ise bu durumu eleştirerek Türkiye’ye karşı yaptırımlar uygulamıştı. Brunson’ın 2018’de serbest bırakılmasıyla sonuçlanan bu süreç, özellikle Trump döneminde iki ülke arasında sert bir diplomatik gerginlik yaşanmasına neden olmuştu. Uzmanlar, Trump’ın yeniden başkan seçilmesi durumunda benzer bir kriz yaşanırsa, Trump yönetiminin yaptırımlar ve ekonomik baskılarla Türkiye’yi zorlayabileceğini düşünüyor.
ORTADOĞU POLİTİKALARI
Harris ve Trump, Ortadoğu’da ABD’nin güçlü bir varlık göstermesi gerektiği konusunda benzer düşüncelere sahip. İki aday da ABD’nin bölgedeki çıkarlarını korumak için aktif bir rol üstlenmesi gerektiğine inanırken, Türkiye gibi bölgesel güçlerin bu denklemde nasıl konumlanacağı önemli bir konu olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin Ortadoğu’daki çıkarları açısından, Harris ve Trump’ın müdahale konusundaki yaklaşımları mevcut statükonun korunacağına işaret ediyor.
TRUMP’IN TÜRKİYE’YE BAKIŞI: PRAGMATİK BİR İŞBİRLİĞİ Mİ?
Trump’ın ikinci bir başkanlık döneminde İran’a karşı sert tutumunu sürdürmesi ve Türkiye’nin İran’la olan ticaret ve enerji ilişkilerini zorlayacak adımlar atması bekleniyor. Ayrıca Trump’ın İsrail’e güçlü desteği, iki ülke arasında yeni bir diplomatik gerginlik yaratabilir. Middle East Institute’un analizine göre, Trump’ın ABD askerlerini 2025 yılına kadar Irak’tan çekme planı, Türkiye’nin güvenlik yükünü artırabilir.
HARRIS’İN İNSAN HAKLARI POLİTİKASI
Öte yandan Harris’in, insan hakları konularını ABD dış politikasında öne çıkaracağı ve bu konudaki hassasiyetiyle Türkiye ile ilişkilerde bazı gerilimler yaşanabileceği tahmin ediliyor. Harris’in, özellikle yargı bağımsızlığı, demokratik reformlar ve insan hakları gibi başlıklarda Türkiye’ye yönelik eleştirilerini daha sık gündeme getirebileceği değerlendiriliyor.
TÜRKİYE İÇİN SEÇİM SONUCU NE ANLAMA GELİYOR?
Sonuç olarak ABD başkanlık seçimlerinde başa baş ilerleyen yarış, Türkiye için de önemli sonuçlar doğurabilir. Trump’ın başkan seçilmesi halinde Türkiye ile daha pragmatik bir işbirliği sürdürülebilirken, Harris yönetimiyle Türkiye-ABD ilişkilerinde insan hakları ve çevre gibi konularda daha katı bir duruşla karşılaşılabilir. Seçim sonrası Türkiye’nin ABD ile ekonomik ve güvenlik ilişkilerini güçlendirme çabaları, iki ülkenin gelecekteki ilişkilerinin seyrini belirleyecek en önemli faktörlerden biri olacak.