"Uluslar Ligi nedir, nereden çıktı, önemli mi" tartışmalar hâlâ sürerken A Milli Takım tarihi sınavlarından birine Kosova'da çıkacak. Kazandığımız takdirde tartışılan bu ligde A Grubu'na adımızı yazdırıyoruz. Organizasyon tartışılabilir ama elde edilecek başarının tartışılacak bir yanı yok.

Peki biz bu maçı kazanacak kadroya sahip miyiz? 
Forvet dışında EVET...

İç sahada oynadığımız İzlanda, Kosova ve Galler maçlarını tribünde canlı izledim. Hepsinde topa daha fazla sahiptik, oyuna hakimdik, daha fazla pozisyon bulduk. Ama bu pozisyonların golle sonuçlandığını asla söyleyemeyiz. Montella, bunu bir sorun gibi görmese de, ne yazık ki sorun büyük. 

Icardı, Osimhen, Nesryi, Dzeko, Imobile ile yola devam eden  3 büyüklerden Milli Takım'a bu konuda katkı yok. Semih belki durumu bir şans olarak değerlendirebilir ama o şans da kendisine verilmiyor. Montella Dünya Kupası elemelerinde başarılı olmak istiyorsa bu sorunu mutlaka ama mutlaka çözmek zorunda. Yoksa, birlikte çok üzülürüz.

Abdülkerim, kart cezalısı durumuna düşünce Milli Takım kampından ayrıldı. 
04.25 Kayseri-İstanbul uçağında birlikteydik ve ne kadar üzgün olduğunu hem konuştuk hem de duruşuyla belli ediyordu. Kartı bilerek gördüğünü ima edenler var. 
Yapmayın, yazıktır. Boşuna beklemeyin cevap vermeyecek. Tıpkı, Konya'dan ayrılırken sadece kulübüne para kazandırmayı bekleyip, sonra da her Konya maçında kendisine tepki gösterenlere yaptığı gibi.

Son olarak da yine bir Milli Takım, Basketbol Milli Takımı. Kadroya Fenerbahçe'den oyuncu almamanın cezası Turkiye 'ye verilen cezadır. TBF bu duruma göz yummak yerine sorunu mutlaka ama mutlaka çözmelidir.
Herkese iyi haftalar...